5.Bölüm

390 23 1
                                    

MULTI ; Koray

Gördüğüm kişi diyeceğim bütün lafları ağzıma tıkıp başımdan aşağı kaynar sular dökülmesine sebep oldu. Yok artık tesadüfün böylesi ! Ben tıpkı bir heykel misali hareketsiz bir şekilde ağzım açık karşımdaki kadına bakarken , Toprak sinirli gözlerle bana bakıyordu . Fadime teyze ise gülümseyerek ikimize bakıyordu. Arkamdan gelen asistan Toprak'ın bakışlarından korkup kaçarken ben '' Fadime teyze senin burada ne işin var ? Hasta mısın? '' diyerek Fadime teyzeye doğru adımladım. Fadime teyze tebessümle '' Yok bir şeyum kizum. Ha bu bizum haytayi göreslemişum o yuzden geldum. Senun ne işun var.'' dedi. '' Bir işim vardı da . Neyse, işin bittiyse mahalleye beraber geçeriz olur mu?'' dedim geçiştirerek. '' Tamamdur. Sen işini hallet ben dışarıdayım .'' diyerek odadan dışarı çıktı. Bakışlarımı kapıdan alarak Toprak'a doğru çevirdim. Gözlerindeki sinir gitmiş yerine şaşkınlığı bırakmıştı. Elimde tuttuğum karton poşeti Toprak'ın önünde duran masaya doğru fırlattım. '' Özür dilemeyeceğim. Sen o kusmuğu bir kadına hakaret ederek ve diğer kadına bağırarak hak etmiştin zaten !'' dedim sinirlerim tavan yaparken. Kahverengi hareleri durmadan yerini başka duygulara bırakıyordu ve çözemiyordum. Elimle saçlarımı savurarak kapıya doğru yürüyüp açtım. Fadime teyze yüzünde mahcup bir ifade ile bana bakıyordu. Gülümseyerek koluna girdim ve '' Ee biraz gezelim mi yoksa direk mahalleye mi gidelim ?'' dedim yürürken. '' Yok kizum yorildum eve gidelum.'' dedi. Asistana taksi çağırmasını söyleyerek klinikten çıktık.


...................................................................


Fadime teyzenin ardından bende hızla taksinin parasını ödeyip çıktım. Fadime teyze yorulduğu için koşarak yanına gidip koluna girdim. Fadime teyze bana tebessümle baktı. Önüme dönünce karşıdan gelen bir erkek çocuğu ile kırkına merdiven dayamış güzel bir kadın bize doğru geliyordu. Fadime teyze kadına '' Esra , nereye ?'' diye sordu. Adının Esra olduğunu öğrendiğim kadın buruk bir tebessümle '' Uçuruma gidiyoruz Fadime teyze. Evde sıkıldı da.'' dedi. Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi açıldı. '' Uçuruma mı? '' diye sordum merakla. Kadın beni baştan aşağı süzdükten sonra Fadime teyzeye '' Gelin mi ? '' diye sordu. Fadime teyze '' Yok daha değildur. '' sorum askıda kalmıştı. '' Uçuruma mı ? '' diyerek tekrarladım. Kadın hüzünle '' Oğlum ağraz . Uçurumda kendini iyi hissettiğini söylüyor.'' Bakışlarımı Karadenizin asi denizin kıskanacağı güzellikte olan koca mavi gözleriyle bana bakan çocuğa döndürdüm. İşaret dili ile '' İşaret dili biliyor musun ? '' diye sordum tebessümle. Mavi gözleri şaşkınlıkla açıldı. Kafasını onaylarcasına aşağı yukarı salladı. ''Adın ne ? '' diye sordum. ''Ali '' dedi elleri yardımı ile. ''Bende Derin. Memnun oldum'' dedim işaret diliyle. İşaret dilini Koray'ın kardeşi için öğrenmiştim. Koray'ın kardeşi doğuştan sağırdı ve yaklaşık on dört yaşına kadar bizim dışımızda hiç kimse ile -işaret dili ile - diyaloğa girmemişti ve hiç arkadaşı olmamıştı. On altıncı yaş gününde ise onun için yapılan süpriz doğum günü partisinden dönerken geçirdikleri trafik kazasında vefat etmişti. Koray'ı kardeşi Onur'un ölümünden sonra toparlamamız biraz zaman almıştı. Koray toparlandıktan sonra ücretsiz işaret dili kursu açmıştı. Ben de oranın müdürü ve aynı zamanda öğretmeniydim. Kursta hem çocuk hemde yetişkin öğrencilerim vardı. Onlarla iletişime geçmek bana huzur veriyordu. Bakışlarımı Ali'den alıp bizi şaşkınlıkla izleyen Fadime teyzeye ve Esra ablaya -nasıl hitap edeceğimi bilemedim - çevirdim. ' Ne oldu ' dercesine göz kırptım. Esra abla ''İnsanlara karşı biraz asabi olur genellikle . Seni sevdi galiba. '' dedi gülümseyerek. '' Beni sevmesi olağan bir durum zaten. İşaret dili öğretmeniyim.'' dedim kıkırdayarak. Fadime teyze '' Maşa Allah '' diyerek yüzüme tükürdü. ''Neyse hadi ben eve gideyim. '' dedikten sonra Ali'nin iki yanağından öpüp yanlarından ayrıldım. Onun gözlerindeki parıltıları sevmiştim. Hayat doluydu bakışları. Belki duymuyor olabilirdi, ama umut veriyordu. En azından bana öyle gelmişti. Adımlarımı Elif'in evine doğru yönelttim. Bizimkilerle Trabzon'a geldiğim ilk gün görüşmüştüm en son . Onları özlediğimi fark edince ilk önce Koray'ı aradım. Birkaç çalıştan sonra sesi duyuldu. '' Unutulduk sanmıştım Derin hanım '' dedi sitemle. Haklıydı ilk kez bu kadar ayrı kalmıştık ve onlara sıkı sık görüşeceğimiz hakkında söz vermiştim. Koray böyle yapıyorsa diğerleri ne durumdadır acaba Allah bilir. '' Acaba seni unutmam mümkün mü ? Dünyanın Üçüncü harikası arkadaşım. '' dedim onları biraz boşlamanın verdiği huzursuzlukla yalakalık yaparak. Telefondan takırtılar yükseldikten sonra Şevval'in sesi yükseldi telefonun diğer yanından. '' Ha biz ölelim yani öylemi Derin Hanım ? Biz kimiz ki zaten . Tabii ya unutmuşum biz arkadaşlığımız için sadece bir süs eşyasıyız dimi ? Ama ben size dedim göndermeyelim bu kızı gurbet ellere dedim. Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin. Ben böyle konuşuyorum ama sen şimdi benim kim olduğumu da unutmuşsundur. Kimim ben hı? '' diyerek saydırdı. Şevval öyle çok konuşmazdı. Eğer ki çok konuşuyorsa ya strestedir ya da bir şey saklıyordur. '' Şevv...'' '' Sus konuşma edepsiz. '' diyerek kesti sözümü. '' Şevval.. '' '' Bak bide cevap veriyor . Haksıııızzz . Biz seni böylemi yetiştirdik. Oralara git de bizi unutasın diye mi ? Ha ? '' Ne diyeceğimi bilemedim. '' Bak bide susuyor. Ne oldu hazır cevap Derin' e . Oralarda sana kötümü davranıyorlar canım arkadaşıım ? '' diyerek ağıt yaktı. Ben yokken acaba ne yeyip ne içiyorlardı da bu hale gelmişti Şevval. Evin önüne geldiğimde kapıyı çalıp bekledim. '' Ya sizi çok özledim Şevval. Sizi de arayacaktım ama önce Koray'ı aramak zorunda kaldım. Yoksa o kim be ben onu arayacakmışım. O beni arasın. Bana ne. '' dedim gülerek. Göremesem de Şevval'in Koray'a dil çıkardığını anlamıştım. Onların arasında her zaman bir tatlı çekişme vardı. Bu onları bazen sinir etse de bizi her zaman güldürürdü. Elif kapıyı açınca gülümseyerek içeri geçtim. '' Hoş geldin. '' dedi. Bir yandan da Şevval'in Koray'la olan tatlı atışmasını dinliyordum. '' Hoş buldum. '' dedikten sonra içeri geçtim. Aklıma bizimkilerle Elif'i tanıştırma fikri gelince dinlediğim telefon konuşmasını kapatıp görüntülü aradım. Elif'e elimle ' gel gel ' işareti yapıp siyah L koltuğa oturdum. Koray sohbeti açmış anlamaz gözlerle bize bakıyordu yanında oturan Şevval'in ve yanımda oturan Elif'in de Koray'ın bakışlarından aşağı kalır halleri yoktu. Elif'e dönüp '' Bunlar benim hayatıma renk veren insanlar . Canlarım. Bu Koray Bu da Şevval.'' dedikten sonra bizimkilere '' Bu da evinde kaldığım arkadaşım Elif.'' dedim. Koray gülümseyerek '' Memnun oldum. '' derken Şevval Koray'a öldürücü bakışlar attıktan sonra bize dönüp '' Hmm.'' dedi. Elif'e döndüğümde bozulduğunu belli etmemeye çalışıyordu. Zoraki bir gülümsemeyle Koray'a dönüp '' Koray benim arabamı yollasana ya. Taksiye verdiğim parayı toplasan ev kiralarsın. '' dedim. Koray '' Tamam güzelim gönderirim. Görüşürüz. '' dedikten sonra sohbeti kapattı. '' Elif daha erken ama ben yoruldum canım, uyusam senin için sorun olur mu? '' dedim tebessüm ederek. '' Yok canım ne sorunu. Hadi sen git uyu. '' dedi. Elif'e sarıldıktan sonra odama çıktım. Biraz annemle konuştuktan sonra yüzümü sabunlu su ile yıkayıp yatağa girdim.

Laz DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin