11.BÖLÜM-Ailem Burada

81 4 0
                                    

Üzerimdeki önlüğü düzeltmek için yaptığım son hamlede başarıyla sonuçlanırken yıldız şeklindeki aynadan bakışlarımı çekip kapıya yöneldim.Kafe düne göre biraz daha kalabalıktı.Ama bu durum insanı germiyordu. Sanırım gelenler seçkin insanlar olduğundan sorun çıkmıyordu. Sabahın erken saatlerinde kalkmamdan dolayı bedenimde oluşan yorgunluk baş gösterirken belimi küçük sarı renkli yıldızlardan oluşan ışıklandırmanın olduğu siyah duvara dayadım. Bedenim bu hareketimle uyuşmaya başlarken içeride çalan hafif müziğin ritmi ile gözlerim kapanacakken boş sipariş defterinin ellerimin arasından alınmasıyla gözlerim ani bir refleksle açılıp karşımdaki siyahlar içindeki Yankı ile buluştu.Üzerine giymiş olduğu gömlek, mavi gözlerini birer aksesuar gibi yapmış ve güzelleştirmişti.Bakışlarımı üzerinden çekip yüzüne çıkarttım.Onun gözleri ise bu hareketime alayla kısalıp başını onaylamazca salladı. Elindeki beyaz sipariş defterimi yan masaya hafifçe bırakıp adımlarını lacivert hole yöneltti. Ve hiç bu taraflı olmadan sarı kapıdan ilerledi.Bense bakışlarımı onun omuzlarına sabitlerken içeriye girmesiyle buna son verip gözlerimi kapıdan alıp önüme döndüm. Burada olmasına şaşırmıyorum artık.Bakışlarım yan masaya koyduğu sipariş defterimi bulurken onu alıp müşterilerle ilgilenmeye başladım.....
Burada çalışmaya başlayalı bugünle birlikte iki gün oluyordu ve bugün cidden çok yorucuydu. İnsanlar düne göre daha fazla gelmişti bugün.Neyse ki çalışma saatimin bitmesine son 10 dakika vardı,bu düşüncemle yüzümde oluşan tebessüme engel olamadım.Adımlarımı kafenin fazlaca iyi dizayn edilmiş çalışan odasına yöneltip kendi kıyafetlerimi üzerime geçirerek aynaya bir bakış atıp askıda olan çantamı alarak dışarı yöneldim. Sonunda bitmişti bugünün mesaisi. Yaz ayının verdiği hafif sıcaklık kendini akşamda da belli ederken çantamda bulduğum telefonumu elime alarak Mert'i arayıp beni almasını söyledim.
On dakikalık bir süre sonunda tanıdık siyah arabanın önümde durması ile elimi arka kapının kilidi ile buluşturup bedenimi rahat koltuğa bıraktım. Bakışlarım" Bugün nasıldı?"diyen Ceyda'ya yöneltip "Fena sayılmazdı." dedim yorgun çıkan sesimle. Ceyda cevabıma başını sallayıp" Canın kuzenin senin için harika yemekler hazırladı." dedi.Bense kuzenimin bu hareketine seslice güldüm. Ceyda yemek yapmayı bilmezdi. Arabada geçen konuşmalardan sonra eve ulaşmıştık.Mert işi olduğunu söyleyip arabasıyla uzaklaşmıştı. Ceyda ile sokak ortasında daha fazla durmayıp bedenlerimizi eve yönelttik.İçeri girdiğimizde, yüzünde tebessüm oluşan ben değildim sadece. Ceyda klimaya sarılarak "Canım evim benim." diyordu.Onun bu halini gülüp odama yöneldim. İçeriye girip ışığı açtım ,odamın sabahki dağınıklığından eser yoktu.Sanırım kuzenim odama el atmıştı.Kıyafetlerimi çıkartıp rahat bir şeyler giyerek odadan çıktım.Yemek masasının yanına yaklaştığımda masada makarna ve sostan başka bir şey yoktu. Canım kuzenim gerçekten güzel yemekler yapıyordun!
Yarım saatlik bir yemek faslından sonra kendimi odama atıp yorgun bedenime güzel bir uyku hediye ettim.
********
Sarı saçlara ve yeşil gözlere sahip küçük kız annesini çekiştirirken annesi pes etmişm olacak ki tamam dercesine kızına bakarak bakışlarını bana çevirdi." Bir de dondurma alabilir miyiz?"deyince başımı sallarken söylenenleri not ederek siparişin hazırlanması için çalışanlara söyleyip kenara çekildim.Bugün daha az insan vardı sanki. Pazartesi olmasından dolayı olsa gerek diye düşünmeden edemedim.Dün akşam yemeğiminden sonra güzel bir uyku çekmiştim ve bugün düne göre daha erken kalkmama rağmen daha dinç hissediyordum kendimi.Düşüncelerimi bölen çalışanların ,siparişleri hazırladığını belirten zilin sesiydi. Siparişleri alarak verilmesi gereken masalara verip biraz oturacaktım ki titreşen telefonumla ellerim pantolonumun cebine ulaştı. Arayan Ceyda'ydı." Efendim Cey-" konuşmamı bölen kuzenimin tedirgin sesiydi" Alya annen ve  baban oraya geliyorlar."dediğinde şaşkınlıktan ve korkudan gözlerin büyümüştü.Daha gelmelerine bir hafta vardı.Ah ne sanıyordum ki.Tabii ki de haber vermeden geleceklerdi.Sonuçta onlar benim annem ve babamdı! Düşüncelerimi bölen Ceyda'nın "Alya."demesiydi.Sesle kendime gelirken "Tamam."deyip bir anlık kararla telefonu kapattım ve tuvalete yöneldim.Hafif kızarmış yüzümü suyla yıkayıp kuruladım.Şimdi en azından biraz daha az korkuya bürünmüş gibi göründüğüme emindim.Daha fazla oyalanmadan tuvaletten çıkıp müşterilerin olduğu bölüme gittim.Gözlerim ailemin gelmiş olması düşüncesiyle masaları turlarken kafenin girişinde beliren anne ve babamı görmemle korkunun verdiği heyecanla yanlarına ilerledim. Annem de beni görünce yüzüne bir gülümseme yerleştirip beni kollarının arasına aldı.Annem ilk defa böyle güzel sarılıyordu. Bende bunu değerlendirip ona sarıldım.Annemle sarılmamış bitmiş olduğunda sıra babama gelmişti,ona da sarılıp masaya oturduk. Gözlerim annemin giydiği lacivert elbiseye uyum içinde olan dalgalı,sarı saçları ile şu an bu kafeye ne kadar uyum sağladığını düşündüm. Bakışlarım bu sefer babamı bulduğunda annemin "Sevdim, çalıştığın yer güzel bir yer Alya.' diyen sesiyle ona dönüp gülümsedim Annem genelde böyle yerlere bayılırdı.Sakin ve seçkin yerlere her zaman bayılırdı hem de.Babam "Alya sen işinnin başına git istersen.Seni fazla oyaladık. Zaten bir arkadaşım gelecek iş görüşmesi için biraz sonra." dediğinde yanlarında bulunmamam gerektiğini ima ediyordu.Ben de başımı sallayıp yanlarından ayrılacakken annemin"Üç kahve getirebilir misin Alya?" demesiyle " Tamam." diyerek yanlarından uzaklaşıp diğer çalışanlara siparişleri verdim.Hazır olan kahveleri alıp yaklaşık üç dakikadır izlediğim masaya adımladım.Ben kahveleri koyarken babamın karşısındaki sandalyenin çekilmesiyle bakışlarım beyaz tenli siyah saçlı ve yaklaşık yirmi-yirmi beş  yaşlarında ki genci buldu.Benim gibi babam da bunu beklemiyor olacak ki gence karşı"Ben Emir Beyi bekliyordum."dediğinde genç saygıyla"Babamın işi çıktı efendim onun yerine benim gitmemi söyledi."dediğinde babam başını sallayıp bana,yine gitmemi söylercesine bakınca kahveleri masaya bırakıp bedenimi masadan uzaklaştırdım ve az ilerideki  duvara bedenimi yaslayıp aileme bakmayı sürdürdüm.Şu anlık iyi gidiyordu aslında.Herhangi bir pot kırmamıştım.Yarım saati aşkın süredir konuşan üçlü ayağa kalkıp dışarıya yönelince bende adımlarımı dışarıya yönelttim. Dışarıya çıktığımda annem "Gitmemiz gerekiyor kızım." dediğinde onlara sıkıca sarılıp meşhur öğütlerini dinledim.Sonunda vedalaşmamız bitmişti. Babamın yanındaki genç bakışlarını üzerime dikmiş tuhafca bakıyordu.Onun bakışlarını garipserken ailem arabaya doğru adımlamışlardı bile.Gençse son kez yüzüme bakarak hafifçe sol kulağıma doğru eğilip "Adım Akın...Alya."diyerek yanımdan uzaklaşıp beyaz arabasına binerek göz dağarcığımdan çıkmıştı.Bense bu olaya anlam veremezken gence adımı söyleyip söylemediğimi hatırlamaya çalışıyordum. Söylememiştim.Annem falan mı söyledi acaba? diye içimden geçirirken bugünü atlatmanın verdiği sevinçle kafeye girdim. Kafeyi bugün fazla boşlamıştım ama burda bilmesi gerekenler burada ne amaçla çalıştığımı bildiklerinden dolayı bir şey demiyordu.Gerçi bugün son günümdü sonuçta.Aile sorununu atlatmıştım.Sıra zorundaydı.Ne yapacaktım? Ya da ne yapmam gerekiyordu?Bilmiyordum, ama artık geri dönüşte yoktu.
~~~~~~~~~~~~

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÜL HECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin