•1•

5.2K 220 317
                                    

"Minseok, hadi kahvaltını et. İlk günden geç mi kalacaksın?"

İlk gün.

Yeni liseye başlayan bir öğrenci kadar korkak ve heyecanlıydı Minseok. Özellikle arkadaş edinmesi bu kadar zor iken, onun için bu tarz ortam değişikliği sanki hayatı boyu yalnız kalacağı hissini veriyordu. Gerginlikten avuç içleri terlemişti. Aynanın karşısında kendisine son bir kez daha bakıp ellerini pantolonuna sürttü. Ardından çantasını alıp mutfağa yöneldi.

Masaya oturduğunda, Bay Kim okuduğu gazetesini katlayıp yanına koydu ve gözlüklerini çıkardı. Minseok'un gergin olduğunu farkedebilmişti. Göz ucuyla ona baktığında surat ifadesi, gülmesini sağlamıştı.

"Çocuk değilsin artık. İlk defa okula başlıyormuş gibi davranma."

"Senin için söylemesi kolay, çoktan birbirlerini tanıyan insanların arasında arkadaş edinmeye çalışmak ölümden daha beter

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senin için söylemesi kolay, çoktan birbirlerini tanıyan insanların arasında arkadaş edinmeye çalışmak ölümden daha beter."

Bay Kim, Minseok'un 17 yaşına gelmiş olmasına rağmen bu çocuksu hallerini seviyordu. Tek çocuk olmasından mı bilinmez, normalde görülmeyen bir baba-oğul ilişkileri vardı aralarında.

Minseok, kahvaltısını bitirdikten sonra ayaklandı ve çantasını omzuna astı. Annesine babasına son kez 'Beni oraya göndermeyin' bakışlarını attı. Bayan Kim, gözlerini devirip zorla Minseok'u kapıya götürdü.

"Dikkat et kendine!" dedi Bayan Kim, Minseok'un arkasından. Minseok'da elini sallayarak karşılık verdi.

***

Okula yaklaştığınd, okulun dıştan görünüşüne baktı Minseok. Büyük ve güzel gibi görünüyordu. Gerçi okula gelmeden önce iyice araştırmıştı. Kötü öğrencilere veya öğretmenlere sahip değildi. En azından, serseri dolu bir okula gitmediği için memnundu.

Okula vardığında hızla içeri girip müdürün odasını aradı. Şanslıydı ki ilk katta girişe yakın bir yerdeydi. Müdürle olan konuşmasını hızla bitirdi ve sınıfının yerini öğrenip odadan çıktı. Müdür onu sınıfa bırakmayı teklif etti ama Minseok kibarca reddedip kendisinin bulabileceğini söyledi. Müdürle gitmek dikkat çekerdi ve insanların bakışları arasında oldukça özgüvensiz biri olarak, bu riski göze alamazdı.

Ama gördüğü kadarıyla bu onun için kaçınılmaz bir sondu. Çünkü sınıfına doğru ilerlerken ki her adımında öğrenciler onu izliyor ve aralarında fısıldaşıyorlardı.

"Bu çocuk yeni mi?"

"Bilmiyorum, onu daha önce görmedim."

"Epey tatlıymış aslında."

Konuşmaların arasından nihayet sınıfını bulmuştu. Kapalı olan kapının önünde durdu ve derin bir nefes aldı. Yanaklarına dokundu ve kendini içten içe cesaretlendirdi.

Wolf Boy and Black Prince • ChenMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin