•8•

1.6K 123 176
                                    



Minseok olduğu yerde donakalmıştı. Beyni duyduklarını sindirmeye çalışırken kalbi idrak edemiyordu. Ne hissedeceğini, ne yapacağını tamamiyle şaşırmış haldeydi. Kendini daha ne kadar fazla kandırabilirdi ki?

Bunu kulakları ile duyması o kadar kötü hissettirmişti ki. Çok ezikçe, aptalca, çocukça...

Junmyeon merdivenlerden inerken Minseok'u farketti. Endişeyle ona yaklaştı. "Minseok, yoksa sen..?"

"Junmyeon." Minseok kafasını kaldırıp gülümsedi. "Ben kararımı verdim."

***

Çıkış vakti, Minseok Jongdae'nin sınıfının önünde onu bekliyordu. Jongdae kapıdan dışarı çıktığında Minseok'u farketti ve ona doğru yaklaştı.

"Jongdae." diye başladı söze Minseok.

"Yine özür dilemeye mi geldin?"

"Sana söylemeye geldim." Gülümsedi. "Kurt çocuk olmayı bırakıyorum."

"Ne?" Jongdae kaşlarını çattı.

"Şimdiye kadar yaptığın her şey için teşekkür ederim."

"Ha?"

"Diyorum ki, artık erkek arkadaşımmış gibi davranmana gerek yok. Yoruldum. Ayrıca sana karşı da, bu kadarı yetti. Israrcılığım yüzünden özür dilerim."

Jongdae bir kaç saniye Minseok'a baktı. Çenesi kasılmıştı. Ellerini cebine yerleştirdi ve "Anladım. Öyleyse sen ve ben artık tamamen yabancıyız değil mi?" dedi.

 Öyleyse sen ve ben artık tamamen yabancıyız değil mi?" dedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Minseok boğazını temizledi. "Evet. Yaptıkların için teşekkür ederim." İçinde kopan fırtınalara rağmen bunu çaktırmamak için çok fazla direniyordu.

"Bende." dedi Jongdae gülümseyerek. Aralarında bir kaç saniyelik bir sessizlik hüküm sürdü. Oysa her bir saniye bir asır sürüyormuş gibiydi.

"Öyleyse, bay bay!" dedi ve direk arkasını döndü Minseok. O konuşma ne kadar uzun sürerse, o kadar acı verecekti.

Bir kaç saniye Minseok'un arkasından bakan Jongdae'de ters yöne dönüp ilerlemeye başladı.



Minseok eve doğru yürürken kendini yolun ortasında bırakmamak için zor duruyordu. Gözleri dolu doluydu. 'Ne aptalım.  Zamanımı boşa harcayıp durdum.' diye düşündü.

Daha fazla yürüyemeceğini hissettiğinde bir köşede durdu ve gözyaşlarının akmasına izin verdi.

***

Ertesi gün öğle arası geldiğinde, Junmyeon, sabahtan beri çok durgun olan  Minseok'un yanına gitti. "Minseok, bugün hava güzel. Dışarda yemek ister misin?"

Wolf Boy and Black Prince • ChenMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin