EMPATİ

2- Empati

Kemikli parmaklarım gözlerime siper oluyor. Fazla güneş vardı. Çoğunlukla hayatım aydınlık bir şekilde geçmezdi. Yazılarımı karanlıkta yazardım. Ancak bu benim karamsar bir insan olduğumu göstermezdi.

Düşüncelerim ile beynimi temizleme aşamasına gelince buna izin vermeyip kalktım yataktan. Kalmam ile kapımın yumruklanarak çalınması bir olmuştu. Kalkar kalkmaz bari huzur verseniz olmaz mı?

Yavaş adımlar ile kapıya ilerlemeye başladım. Her yavaş adımım, kapının ardında ki kişiyi sinirlendiriyor olacak ki daha hızlı bir şekilde vurmaya başlamıştı.

Kapıyı bir anda açınca vurmak üzere kalkan eli havada kalmıştı, kiracının.
" Sorun nedir Meryem hanım? Sabah sabah kapımı kırmanızın sebebi yani?" diye sordum. Daha fazla sinirlenmesi gülme hislerimi tetikliyordu. Yanağımı ısırmaya başladım.

" 2 ay kira gecikti, sizce Pera hanım? " diye sordu kendini önemli bir makamdan sayan Meryem hanım.

Boyu kısa olduğu için biraz önüne doğru eğildim, birinin duymaması gerekir gibi konuşmaya başladım.

" Buradan çıkarken depozito' da vermezsiniz şimdi siz. Neden vurdunuz ki kapıya? Şimdi ben zarar vermiş gibi gözükeceğim ve paramı alamayacağım" Sanki sözlerim onda bir bomba etkisi yaratırmışcasına gözleri kapıya döndü.

Yan çekmeceli dolabımdan 2 aylık kirayı uzattım, ve kapıyı tek kelime söylemeden kapattım.

Derin bir nefes, evet bu iyi gelecek.

Kapının tekrar çalınması ile sinirlenmeye başladığımı, içimde ki kız çocuğunun tuvalime kırmızı boyalar atması sonucu anlamıştım.

" Ne var be ?" Diye kendimi tutamayarak açtım kapıyı.

Küçük bir yutkunma.
Sakinleş.
Babam.

"Baba?" Sorarken sesim titremişti. İçimde oyunlar oynayan kız çocuğu evine doğru koşmaya başlamıştı ağlayarak. Sanki bu herşey berbat olacak gibi birşeylerin habercisiydi.

Kapının önünden sessizce çekildim kapıyı ardına kadar açtım. Bu sadece gir içeri demekti. Daha fazlası değil.

Yavaşça içeri girdi. Bende ardından. İçimde ki kız bağırıyordu "Durman gerek." Diye. Yüzleşmem gerekiyordu duramazdım.

Onun karşısında ki özellikle içimi aydınlatması için seçtiğim sarı koltuğa oturdum. Ortam aşırı gergindi. Birşey konuşulmamasına rağmen.

" Neden geldin baba?" Sorum sessiz ortamda bir bomba etkisi veriyordu.

Derin bir nefes " Eftelya, annen hastanede durumu kötü. " bunu biliyordum zaten. Benden para isteyecek. Bana hayatında hiç bir katkısı olmayan bir kadın için yardım etmemi isteyecek.

" O kadına tek bir kuruşmu bile harcamayacağım"

" Ne kadar lazım... baba?" İçimde geçen cümlelerim, dışa vurulursa bu kimse için iyi olmazdı. İçimde yanan dumanlı yangın, içimde kalmalıydı.

" Birkaç bin.."
" Ne kadar baba?."
" On üç bin."

Gerçekten içim o kadına bir kuruş harcamaya gitmiyordu. Ancak, ben babamı seviyordum. Onun üzülmesine ben dayanamazdım.

Gözlerimi dışarıyla buluşturdum. " Hesaba gönderirim parayı"

Bir baba için be kadar zordur evladından para istemek. Yüzünü eğerek, yardımını istemek.

Çocuğuna bu güne kadar paralar, trilyonlar harcayan babalara çocuk para isterken utanmaz iken, bir babanın başını eğerek istemesi. Ne kötüdür.

Birşey demeden kalktı koltuktan yüzüme dahi bakmadan çıktı odadan.

Ardından kapı sesi duyuldu, ben ardından kırgınlıklarımla bakarken o sadece gitmişti.

*****

" 'Acımasızdır insan oğlu, kalp kırmak hobileridir' dedi genç kız yanında ki oğlana bakarak. Oğlan onun aksine sanki onu hiç dinlemiyormuş gibi gökyüzüne bakıyordu.

'Neden beni dinlemiyorsun Gökçin?' Diye sordu genç kız oğlana. İsmi mavimsi demekti oğlanın. Gözleri anlamlandırıyordu ismini.

Gökçin hafifçe gülümsedi. " Tanrı zaten insanları vicdanlı, iyi biri olarak yaratsaydı, zina kurallarını koymazdı" "

Klavyeden çektim ellerimi. Her gün azar azar kelimeler yazıyordum. Acelem yoktu.

Telefonum titremeye başladı her zaman ki gibi.

WhatsApp 3 gruptan 239 mesaj

sen sabır...

*******

Asya gruba " Kızlar " adını verdi.

Asya, Elifi ekledi.

Asya, Beyza'yı ekledi.

Eftelya : Gine ne diye açtın diye sormak istiyorum?
Elif : Harbiden ya ?
Asya: Doğum günüm için buradan mesajlaşın diye açtım hadi çıktım ben.

Asya, gruptan çıktı.

Elif: Kız zeki, bence ona..

Gruptan ayrıldınız.

*****

Telefonumu yatağın üstüne doğru fırlatıyorum. Sadece birkaç tane akıllı istiyorum, fazla değil.

Bilgisayarımdan ses yükseliyor bakışlarım oraya dönüyor. Bana hiç e-posta gelmezdi.

Yavaşça e-posta yı açıyorum. Okuduklarım bende şok etkisi yaratıyor. Uzun bir süre bilgisayara bakıyorum. Bir o kadar anlamlı kelime, bir o kadar anlamsız. Yazan ise ;

Hatırlıyor musun?