Yıl 2017, Tarih 10 Ekim Salı.
26 yaşında olmanın verdiği gururla, Son İsyan çekimleri stüdyosuna gitmek için hazırlanıyordum. Muhtemelen yakında çekimler biterdi. Zaten bitmeliydi de. Ne de olsa 2018'in başlarında filmin sinemalarda olması gerek.
Hazırlanmam bitince odamdan çıktım ve arkamdan odamın kapısını kapatıp salonun girişiyle çakışan merdivene doğru yürüdüm. Merdivenden aşağı inince sol koluma taktığım saatime baktım. Saat 15.45'ti. 15 dakika sonra çekimler başlayacaktı ve ben geç kalacaktım. Gözlerimi devirdim. Tanrı bilir bugün nasıl kelimeler sarf ederek bağıracaktı bana sevgili film yönetmenimiz...
Ah bir de Thomas!
Aklıma Thomas'ın gelmesiyle bir kez daha göz devirdim. Bana göre daha disiplinli ve ismi de benim canlandırdığım karakterle aynı. O halde neden o canlandırmıyor ki? Son zamanlarda olduğu gibi o da bağıracaktı bana. Belki de "Filmin ana karakterisin ama umurunda değil! Hey, Dylan! Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorsun?" diyecekti. Tıpkı birkaç gün önce söylediği gibi.
Derin bir iç çektim ve "Mary!" diye seslendim, haftada bir evimi temizlemeye gelen temizlikçi hanıma.
Çok geçmeden salonun benim göremediğim köşesinden çıkıp geldi Mary.
Mary, benden 3-5 yaş daha büyük olmalıydı ama gözlerinin altı çökmüştü. Kim bilir neler yaşamıştı, hayatında.
"Bana mı seslendiniz, Bay O'Brien?"
Her zamanki gibi şefkatli bir anne sesi tonunda ama bir o kadar da resmiyetle konuşmuştu benimle.
"Daha sana kaç defa söyleyeceğim Mary? Bana 'Dylan' diyebilirsin."
"Peki Bay... Şey, Dylan."
Burukça gülümsedim ve birkaç saniye bekleyerek, söyleyeceğim şeyleri toparladım. Kadın bana gülümseyerek bakınca da konuştum.
"Ben çekimlere gideceğim yine. Az kaldı zaten. Neyse, haberin olsun istedim. Geç gelebilirim. Eğer ben gelmeden işin biterse anahtarı nereye koyacağını biliyorsun."
"Evet, Dylan. Biliyorum."
Tekrar saatime baktım ve 10 dakika kaldığını görmemle seslice nefes verdim. Geri geri yürürken Mary'e seslendim.
"Hadi ben gidiyorum. Görüşürüz Mary!"
Sözlerimin sonunda göz kırptıktan sonra kadının bana hayran hayran baktığını gördüm ama sadece gülümsedim. Arkamı dönüp normal şekilde yürümeye başladım. Zaten 2 adım sonra kapının önüne gelmiştim. Hızla kapı kolunu çevirdim ve kadının cevap vermesini beklemeden evden çıktım. Hızlı adımlarda arabama doğru yürüdüm ve ona yaklaşırken cebimden araba anahtarımı çıkarıp uzaktan kumandasıyla kilidi açtım. Siyah Melek'imin yanına gittiğimde (Evet, kızlar gibi ben de isim koymuştum arabama. Hem ne var bunda? Bence normal.) sürücü koltuğunun olduğu tarafa geçtim ve kapıyı açtım. Ama bir anda hevesim kaçtı.
Arabayla gitmek istemedim.
Kapı kolunu bıraktım ve o kapanırken bekledim. Kapandıktan sonra uzaktan kumandasıyla kilitledim tekrar.
Arabadan uzaklaşırken kapşonlu sweatshirt'ünüm kapşonunu çektim kafama ve saçlarım, kapşonun altında gizlenirken yürümeye başladım.
Daha 2 metre gitmemiştim ki aklıma gelen düşünceyle gülümsedim; Hadi bakalım. 26 yaşındaki genç, Amerikalı oyuncu yürüyerek stüdyoya gidiyor. Kim bilir ne tür olaylarla karşılaşacağım.
Düşüncelerimin sonuna doğru hayranlarımın veya antilerimin davranışları yüzünden üzülsem mi gülsem mi bilemedim. Ama sırıttım. Davranışları komikti.
İki taraf da nedense beni normal görmüyordu. Bir taraf tanrılaştırırken, diğer taraf ezmeye çalışıyordu kendince. Halbuki ben de onlar gibi normal bir insanım.
Neden yüceltmek yada yerin dibine sokmak gibi gereksiz şeyler yapıyorlar ki? Sadece birkaç filmde veya dizide rol aldım diye mi bütün bunlar?
Derin bir nefes aldım ve sokağın köşesini dönerken cebimden İPhone kulaklığımı çıkarıp, önce İPhone'uma, sonra da kulaklarıma taktım.
Rastgele açtığım müzik kulaklarıma dolarken, şarkıya eşlik etmeye başladım.
Ben Dylan O'Brien. Herkes gibi sıradan ama herkesten daha umursamaz olan bir genç Amerikalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dylan O'Brien'a Gelen "Bir Bilinmeyen Mesaj"
Fanfiction"Ben bu kıza neden bu kadar çok takıldım ki? Bu kızın diğerlerinden ne farkı var." diye düşünmeden edemedim. Hayatımı değiştirenim... ~o'brien~ serisi ilk kitabıdır. °Not; Bu kitap, kurgusu Dylan O'Brien tarafından anlatılan ilk ve tek hikayedir.° ...