Hidden | (Türkçe)

11. Bölüm

Bu bölümün üzerine maalesef Perşembeye kadar bölüm paylaşamayabilirim şimdiden haberiniz olsun. İyi okumalar ! :)

Bu bölüm @merveler için :) 

Daha Harry ile karşılaşmamda, Aaron'ın haklı olduğunu anlamıştım. Ondan uzak durmalıyım , o iyi değil. Ancak benim karşımda yaşaması ve iş yerinde onun olduğu yerde oturmam yardımcı olmuyor.

Koridorda yürürken, bir yandan da cebimdeki anahtarları arıyordum. Bugün iş yerinde uzun bir gün olmuştu. İki el yazması bitirmiştim ve yorgundum. Perrie ve Zayn bütün öğle yemeği saati boyunca flört etti ve ben sadece onların kafalarını alıp ezmek istedim. Zayn şaka yaptığında Perrie'nin nasıl tatlı kahkaha attığına gülümsedim.

Cebimde ki anahtarları hissetmediğimde , onu daha çok açtım ve dikkatlice aradım. İnlemeden önce bütün ceplerimi birçok kez kontrol ettim. Anahtarlarımı kaybettim.

Elbette. Arabamın anahtarını buldum ancak evimin anahtarları yok. Sadece benim şansım.

Bir çilingir numarası bulmak için telefonuma uzandım ve numarayı tuşladım. Çilingir yirmi dakika içinde burada olacağını bildirdi ve kapatmadan önce ona teşekkür ettim. Zaman geçirmek için bir yol düşünmeye başladım ve apartmanın çıkışına doğru adımladım.

Belki akşam yemeğini dışarıda yerim düşüncesiyle arabama binmeye karar verdiğim sırada Harry'nin kapısı açıldı ve o çıktı.

Tabii.

'' Rose , '' diye karşıladı beni. '' Burada seni duydum. ''

'' Gürültü seviyesini düşük tutacağım. '' diye çıkıştım , kollarımı göğsümün üzerinden birleştirirken. 

'' Kilitli ? '' diye sordu gözlerinde ki mizahla. Ekoseli bir flanel ve kot pantolon giymişti. İş kıyafetlerini değiştirmiş olmalı. Yüzünde ukla bir sırıtış belirdi. 

'' Evet. '' diye yüzümü buruşturdum.

Harry gülüşünü tutmak için dudaklarını ısırdı ve gözlerimi devirdim.

'' Hadi , gül. '' dedim.

Harry başını salladı. '' Hayır , bu konuda kesinlikle gülünecek birşey yok. '' dedi. Gülümsemesini gizlemeye çalıştı ancak başarısız oldu ve gamzeleri yanaklarına sokuluverdi.

Tekrar gözlerimi devirdim. 

'' Rosie , eğer gözlerini çok fazla devirirsen , gözlerin kafanın üstüne doğru devrilecek. '' diye uyardı. Kapıya doğru yaslandı ve benim duruşumu yansıttı.

'' Neyse , ne istiyorsun ? '' diye sordum.

Harry omuz silkti. '' Burada eşlik etmemi  isteyeceğini düşündüm. ''

'' Evet , yanlış düşünce. ''

'' Rosie neşelen. ''

'' Bana şöyle seslenmeyi kes--''

'' Hayır. ''

Çenemi kilitledim. '' Beni yanlız bırakır mısın ? ''

''Hayır. ''

'' Neden ? '' diye sızlandım. 

'' Bu çok eğlenceli olduğu için. ''

'' Ne ? Beni sefil halde görmek mi ? ''

'' Hayır senin görlerini kaç kez devireceğini saymak. ''

Sanki onu doğrulamak içinmiş gibi , istemsizce gözlerimi devirdim. Harry güldü. 

Ben tükenmeden '' Sadece dairene geri dön. '' dedim.

'' Sert. ''

'' Evet, evet. ''

'' Rosie , sakinleş. ''

'' Hayır. '' Çilingirci gelene kadar sabırsızlanıyordum.

'' Bir oyun oynamak ister misin ? ''

'' Hayır. ''

'' Daha doğrusu tercih eder misin ? ''

'' Hayır. ''

'' Ben başlıyorum. '' diyerek beni görmezden geldi.

'' Bunun yerine... Bir uçurumdan düşmek mi bir kaplan tarafından yenmek mi ? ''

'' Ben oynamıyorum. ''

'' Şahsen uçurumu seçerdim--''

'' Umrumda değil. ''

'' --çünkü zorunlu olarak ölmek istemezsin. ''

'' Dur. ''

'' Hadi , Rosie , neden oynamak istemiyorsun ? ''

'' Çünkü senden nefret ediyorum! '' köpüren sıkıntım üzerine bağırdım. 

Harry benim beyanım ile şaşırmış görünüyordu. Gözleri soğudu ve çenesi kilitlendi. '' Sen gerçekten bir sürtüksün biliyorsun değil mi Rosie ? ''

Ona baktım. '' Belki sen rahatsız edici bir pislik gibi davranmasan ben de böyle sürtük olmam. ''

'' Bak, ben sadece sana eşlik etmeye çalışıyordum. ''

'' Hayır beni rahatsız etmek ve benimle alay etmek için bahaneler arıyorsun. Ben artık Harry'i biliyorum. ''

Harry kuru bir sesle bildi. '' Artık beni biliyor musun ? Yine tahmin Rosie. '' topukları üzerinde döndü ve dairesine doğr u yürüyerek kapıyı çarptı. 

Yarım saat sonra çilingir geldi ve ben şikayet ederek sonunda indirim elde ettim. Kapıyı açan adama teşekkür ettikten sonra iş yorgunluğum ve Harry ile olan kavgamla kendimi kanepeye attım. O gerçekten fazlasıyla sinire sahip. Ondan gerçekten nefret ediyorum