The Book Eating Magician (Çeviri)(ara Verildi)

26

İlk gecedeki baskın gerçekten şiddetli, ancak hasar beklenenden azdı.

Theodore'un uygun eylemleri arkadaki pusuya bakarken, yüzlerce omurga kömürü Vince'in alevleri nedeniyle odun kömürü haline getirildi. Şef öldüğünden bu yana onun mülkü büyüktü.

Bu baskından sonra hiçbir şey olmamıştı. Tüm bölgeyi yöneten avcıları ittikleri için mi?

Silahlarının hobgoblinlerin kanıyla ıslatılmaları sayesinde, goblinler, koboldlar ve direw kurtları gibi canavarlar cenaze törenine girmeye cesaret edemedi. Saldırıya teşebbüs eden birkaç trol vardı, ama yakında kana susamış paralı askerler tarafından katledildi.

"Konuşma noktasına gelince, trol kanının iksirlerin ham maddesi olarak kullanılamıyor mu? Tütünlere karşı avobobenlerden daha sert mücadele ettikleri hiç de şaşırtıcı değil. "

Vince ve Theodore'un müdahalesine hiç gerek yoktu. Hayır, paralı askerler büyücüler müdahale ettiyse öfkeli olabilirlerdi. Ateş, bir trol öldürürken en etkili, ancak çiğ kan elde edilemedi.

Gidip Trolleri bir Ateşbol ile yaktılarsa bir çok şikayet olurdu.

Bu nedenle, Theo bir atın yanındaki birisini taşıtlarında gördüğünde Theo pencereden dışarı bakıyordu. Atın parlak kahverengi bir yelesi vardı ve atıl böyle bir ata binen tek kişi vardı. Bu ilanın genel müdürü Gordon'du.

Tereddütsüz yaklaştı ve iki insana övgü verdi: "Bu sefer, ikiniz sayesinde hayatta kaldım! Profesör bana eşlik etmemiş olsaydı büyük zarar görürdüm. Alayının en az yarısı silinmişti! Bergen Akademisi profesörleri gerçekten çok yetenekli. "

"Teşekkür ederim."

"Ve senin öğrencin de."

Gordon başını Theo'ya olduğu kadar Vince'e de eğdi.

Böyle büyük bir gezinin lideri 3. Daire sihirbazına övgü atıyordu, ancak Theo'nun eylemlerinden sonra uygun bir muamele yapıldı. Theo bir ocakbaşı şefini öldürmüştü!

Saldırıyı yöneten kişi Şaşırtıcı Nehir köyünün şefi olmuştu.

Grubun büyüklüğüne bağlı olarak, ocak bobin şefinin gücü en az bir C derece idi. Bu, 4. Dairesel büyücüler için sert rakipler olduğu anlamına geliyordu. Theo şefi durdurmazsa, alayının arka kısmı tahrip edilmiş olurdu.

Bununla birlikte, bir 3. Daire büyücüsü bir avoblok şefini bire bir eşleşmeyle mağlup etti ...?

Paralı askerler aynı şeyi söylemeseydi, Gordon buna inanmazdı. Gordon'un zihni, mükemmel bir tüccar olduğu için oldukça esnekti. Gerçek anlamamış olmasına rağmen, Theodore'un değeri hakkında ikna olmuştu.

"Bu iyiliği sadece ağzımdan ödeyemiyorum, bu yüzden şahsen size ödemek için bir şeyler hazırladım. İkiniz de alırsanız, vicdanım daha rahat olacaktır. "

"Hrmm, eğer öyleyse ..."

"Ah, kabul edeceksin"

Vince başını salladı ve Gordon eyerine koyduğu kutuyu çıkardı.

Metal kutunun zincirleri ve etrafına sarılmış bir kilit vardı, bu da eşyayı oldukça değerli hale getiriyor. Gordon cebinden bir anahtarı çıkarıp kilidini açtı. Zincirler serbest bırakıldıktan sonra, kutu ağzını gürleyen bir sesle açtı.

İçinde garip bir şekilde parlayan bir kristal vardı. Bazen renk değiştiren, maviden kırmızıya dönen bir topdu.

Theo onu gördüğünde şüpheyle "Bu ...?" Diye sormaya yardım edemedi.