3

1.8K 121 37
                                    

"Remember when you knew my name,
Before the world got in our way,
I won't forget."

3

Sıcak ve güzel kokan bir yerde uyanmıştım. Kalın, kımıldadıkça hışırdayan bir şey tarafından sarmalanmıştım. Sanırım bir monttu. Uzun, diz altında biten erkek montlarından.

Bir arabanın arka koltuğunda uyandığımı fark ettim. Hava daha tam aydınlanmamıştı, güneş henüz doğuyordu. Yavaşça doğrulup olan biteni anlamak için etrafıma bakındığımda, ön koltuğa kıvrılmış uyuyan Namjoon'u görmeyi hiç beklemiyordum. Burada ne aradığımı bile anlayamamıştım ama bakışlarım izin beklemeden yüzünde gezinmeye başlamıştı bile.

Çok güzel yüz hatları vardı.

Kapalı gözlerini saran kısa kirpiklerinin neden olduğu gölgeler, yanaklarına düşmüştü. Dolgun dudakları uykunun etkisiyle şişmişti ve gamzelerinin, gülmesine gerek kalmadan bile yerini belli eden izleri, ona apayrı bir güzellik katıyordu.

Başımı omzumun üstüne yatırdığımın hayal meyal farkındaydım. O sırada Namjoon hafifçe kımıldandı ve ben panikle bakışlarımı ondan koparıp ellerimle yüzümü kapattım ve yeni uyanmış gibi davranarak esnedim.

"Uyanmışsın."

Uykunun etkisiyle çatallaşmış sesi, eritilmiş çikolata gibiydi. Dünyanın en güzel ses tonu olabilirdi. Jungkook'un sesine mükemmel dememi, Namjoon'un uykulu sesini daha önce hiç duymamış olmama bağlıyordum.

"Uyandım... Peki benim burada ne işim var?"

Namjoon gerinip ellerini yukarıda birleştirdi ve kazağı yukarı doğru sıyrıldı. Esmer tenine kayan gözlerim, utanarak kızarmama neden olduğunda bakışlarımı camdan dışarı çıkarıp yeni doğan güneşe çevirdim.

"Dün biz çalışmak için salona girdiğimizde yerde uyuyordun, uyandırmaya çalıştık ama uyanmadın. Ben de seni alıp arabama yatırdım ve evini sordum ama bir türlü uyanmıyordun." Gülümseyerek elini ensesine attı ve mahcup bir şekilde bana baktı. "Endişelendim, evini de bilmiyordum ama bizim yurda da götüremezdim. Bu yüzden arabada seninle bekledim."

Şaşkınlıkla aralanmış dudaklarımla ona baktığımda bakışları bir anlık dudaklarıma düştü. Yutkunduğunu boğazında aşağı yukarı oynayan adem elmasından anlamıştım. Ben de yutkunarak ona baktığımda gözleri gözlerime çıktı.

"Ş-şey, teşekkür ederim."

"Sorun değil. Seni yerde öylece bırakacak değildim."

Dağılmış saçlarımı ellerimle kulaklarımın arkasına ittiğimde gülümseyerek eğildim ve bakışlarımı yere indirdim. "Size borçluyum sunbae-nim."

"Bana borcunu bir kahvaltı hazırlayarak ödeyebilirsin, çünkü çok açım." dedi bilmiş bilmiş sırıtarak.

"Nasıl isterseniz." diyerek gülümsedim ve kısa bir bakışmanın ardından evimi tarif ettim.

Arabayla oturduğum apartmana doğru ilerlerken biraz sonra olacakları idrak etmeye çalışıyordum. BTS'in lideri, Kim Namjoon a.k.a RM, biraz sonra benim dairemde olacak ve benim hazırladığım kahvaltıyı edecekti.

Endişe ve heyecanla dilimi ısırdım, kedileri sevdiğini umarak pencereden dışarıya odaklanıp doğan güneşi izlemeye başladım.

-

Reflection | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin