10

1.5K 113 14
                                    

"You shine like the stars,

You light up my heart..."

10

soundtrack: exo – been through

Birbirine girmiş kirpiklerimi binbir güçlükle ayırarak gözlerimi açtım.

Namjoon.

Dudakları aralanmış, yanımda sessizce uyuyan Namjoon.

Uyandığımda onu görmenin hissettirdiği duygu o kadar güzeldi ki, ne ile kıyaslarsam kıyaslayayım, hiçbir zaman bu kadar iyi hissetmediğimi fark ettim. Elimi başımla yastık arasına koyup Namjoon'u izlemeye başladım. Kirpikleri gözaltlarına değiyor, gölgesi yanaklarına düşüyordu. Küçük sayılabilecek bir burna sahipti ve burnu yüzüne karakteristik bir özellik katıyordu. En çok da dudakları, dudakları çok yumuşak ve dolgun görünüyordu. Bir an, dudaklarının dudaklarım üzerindeyken nasıl hissettireceğini merak ederek alt dudağımı ısırdım ve bu düşünceyle utanarak, aklımdan atmak için başımı iki yana salladım.

Orada öyle kaç dakika yattım bilmiyordum ama telefonumun titremesiyle yattığım yerden yavaşça kalkıp koltuğun üzerindeki telefonuma baktım. Menajer-nim arıyordu. Endişeyle elimi saçlarıma geçirip geriye attım ve derin bir nefes alıp telefonu açtım.

"Efendim?"

"Neredesin Ji Sun?"

"Biraz hastayım menajer-nim," sahte bir şekilde öksürdüm. "Bugün gelemeyeceğim."

Hattın ucundan derin bir iç çekiş duydum. "Tamam Ji Sun, sana üç gün izin. Kendine daha çok dikkat etmelisin."

"Peki menajer-nim."

"Ah son bir şey, hangi BTS üyesiyle çalışacaksınız karar verdiniz mi? Tüm arkadaşların ismini yazdırdı."

Bakışlarım şöminenin önünde uyuyan Namjoon'a kaydığında karnımda bir şeyler kasıldı. Gözlerimi kapatıp boğazımı temizledim ve sesimi stabil tutmaya çalışarak, "Kim Namjoon sunbae-nim ile çalışacağız." Diye cevap verdim.

"İyi, bu çok iyi. O bir lider, sana liderlik vasıflarıyla ilgili de yardımcı olacaktır." derken not almasını bekledim.

"Tamam Ji Sun, sana iyi dinlenmeler. Üç gün sonra bekliyorum."

"Peki, görüşürüz." diye mırıldanarak telefonu kapattığımda bunu da sorunsuz atlattığım için memnundum.

Telefonu koltuğa atıp kendim de yanına çöktüm. Yorgun hissediyordum ve başım ağrıyordu. Dün gecenin birkaç yansıması zihnime çöreklendiğinde, ani duygu yüklenmesi ile nefesimi tuttum.

Kim Namjoon'un muazzam gamzelerine dokunan parmak uçlarım, tekrar istekle sızladı.

Gözlerimi kapatıp saçlarıma ve yanağıma dokunan Namjoon'un parmaklarının bıraktığı izlerin alev aldığını hissettiğimde, parmaklarım bana dokunduğu yerlerin üstünden geçti.

Gözlerim hızlı bir şekilde dolarken, Namjoon'un hareketlerinin verdiği acıya içimden küfürler ettim.

Ah, Kim Namjoon... Nasıl bir bataklığa düşürdün beni?

-

"Hayatımın en güzel günlerinden birini geçirdim." Kapıyı açıp indim ve dönüp eğilerek gülümsedim. "Teşekkür ederim sunbae-nim."

Reflection | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin