24 - FINAL

1.7K 85 58
                                    

"You gave me the best of me,
So you'll give you the best of you."

24 - FINAL

soundtrack: bts - magic shop

4 yıl sonra...

Namjoon sonunda bugün dönüyordu.

Özlem dolu 2 yılın ardından artık yanımda yerini alacaktı. Yeni tuttuğum müstakil evimin bahçesinde vereceğim yemeğin yardımına Jungkook, Jimin, Taehyung ve Seokjin'de gelmişti. Gerçi Seokjin ve Jungkook'un çok yardım ettiği söylenemezdi. Atıştırmalıklardan çalıp, bahçede birbirlerini kovalıyorlardı. Taehyung, Jimin ve ben ise onlara gülüyorduk.

Hoseok ve Namjoon ise akşam bize katılacaklardı.

Son 4 yılda çok şey değişmişti. Namjoon ilişkimizi bir basın toplantısıyla açıklamış, halktan fazlaca tepki görmüştü fakat o bunu umursamadı. Hatta Bang PD-nim bile bu tepkiyi umursamayıp, beni şirkete çağırdı. Benden içten bir özür diledi. Big Hit ile tekrar çalışmam için teklifte bulundu. Başta kabul etmeyecektim fakat Namjoon bunu duyduğunda o kadar mutlu olmuştu ki, geri çevirememiştim.

Ardından geçen yıllardan sonra Namjoon askere gitmeden 6 ay önce solo çıkışımı yaptım. Şaşırtıcı bir ilgiyle karşılaştığımızda şirkette ben de çok şaşırmıştık. Namjoon ise hiç şaşırmışa benzemiyordu.

Bana o gece ki kutlamamızda şöyle demişti, "Ben senin benden daha başarılı olacağını biliyordum, bunu başta da söylemiştim..."

Hiçbir şey söyleyemedim. Ondan daha başarılı bir insan yoktu benim gözümde, olamazdı.

Eun Young, Hoseok'un onu pratik odasında bilgisayarından ünlülerin bilgilerini sızdırırken yakalamasının ardından şirketten atıldı ve Big Hit sayesinde yediği sasaeng damgası ile bir daha hiçbir şirkete alınmadı. Ben ise bu durumdan sonra aşırı bir tatmin hissiyle doldum.

Namjoon ve benim adımıza fan sayfaları oluşturuldu. Beni ve Namjoon'u sürekli küçümseyen netizenler bizi birbirimize en çok yakıştıranlardı şimdi. Hatta adlarımızı birleştirerek, birlikteliğimize bir isim bile bulmuşlardı.

NamSun.

Namjoon'da ben de hakkımızda yazılanları hiç umursamadık. O askere gitti, ben ise o iki yıl boyunca çok sıkı çalıştım. Şimdi ise kendim yazmış ve bestelemiş olduğum, 7 albümüm vardı.

Çok satıp satmaması benim için önemli değildi, önemli olan kendim bir şeyler başarmış olmamdı.

Bugün ise sevdiğim adama kavuşacaktım. Sonra hayatımız sorunsuz bir şekilde devam edecekti. Buna inanmak istiyordum.

Hayatımızda her şey yoluna girmiş gibi görünüyordu, öyle devam etsin istiyordum.

Hava hafif kararmaya başladığında, bahçedeki ışıkları açtım. Masaya son kez göz gezdirip bir eksik var mı diye kontrol ederken Jungkook'un bağırışı ile kapıdan tarafa döndüm.

"Hyung!"

Onu görmeyeli tam 7 ay olmuştu. 2 yıl içinde ise toplam 3 kere görüşmüştük. Doya doya sarılmayalı tam tamına 7 ay... Kalbimin hızlandığını, ellerimin heyecandan titrediğini hissediyordum.

Sonra görüş alanıma ilk önce Hoseok, ardından Seokjin girdi. Birlikte gülüşerek buraya gelirlerken arkalarından gelen Jimin ve Taehyung'un gözleri mutluluktan dolu doluydu.

Masaya tutundum.

Çünkü bahçeye girdiği anda gözlerime kilitlenen gözlerindeki özlem vücudum için çok ağırdı. Dudaklarımın titrediğini, gözlerimin dolduğunu fark ettim. Kalbim ağrıyordu, kalbim özlemle ağrıyordu. Namjoon elindeki çiçeği kenara koyup bana doğru koşmaya başladığında artık bacaklarım benden bağımsızdı. Yörüngesine girmiştim bir kere. Bilinçsizce çekiliyordum ona. Bana ulaşmasına iki adım kala kollarım kendiliğinden ona uzandı ve yerini buldu.

Reflection | Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin