38.Teyze

4.3K 391 87
                                    


   ***

    Irmak ve Rüzgar çok büyük acı yaşamışlardı.Zehra babaaneyi kaybetmek sarsmıştı.

   Zehra babaane ile sınırsız anıları ,gülüşleri, acıları vardı. Irmak aile sevgisini yaşlı kadın sayesinde tatmıştı.

   Afra bile küçük olmasına rağmen Zehra babaanenin yokluğunu hissetmiş sürekli ağlıyordu.Irmak psikolog olduğu için ona bu durumu açıklamasının daha doğru olduğuna karar vermişlerdi Rüzgar ile.

  Ali ,Ozan ,Eda ve Duygu bir an bile yalnız bırakmıyorlardı dostlarını.

   Başsağlığına gelenler için yapılan hazırlıklarda Irmağa yardım ediyorlardı.

   Eda hamileliğinin son dönemlerinde olduğu için işlerde pek yardımcı olamasa da Irmağa desteğini gösteriyordu her fırsatta.Zehra babaaneyi kaybetmek herkesi kedere boğmuştu.Kimseden sevgisini esirgememişti Zehra babaane.Olduğu gibi kabul ederdi insanları. Kimseyi incitmez ,derdine ortak olurdu.

   Irmak son misafirleri de uğurladıktan sonra Zehra babaanenin sürekli oturduğu koltuğa oturdu.Nede çok severdi bu koltuğu. Oraya oturur çayını yudumlayıp ırmakla dertleşir,rahmetli eşine olan özlemini anlatırdı.

    Ağlamaktan kızaran gözleri boşluğa dalmıştı Irmağın.Zehra babaanenin yokluğuna alışmaları çok zor olacaktı.

   Fakat toplarlanması gerektiğini biliyordu.Rüzgara onun destek olması gerekiyordu.Afrayla ilgilenmeliydi.

  Aniden Zehra babaaneyi kaybetmeleri onda travma etkisi olusturabilirdi.Psikoloji okumuş biri olarak bunun farkındaydı.

    Ama nedense kendini her zamankinden daha fazla duygusal hissediyordu.Halsizlik çökmüştü üzerine.

   Yaz ayları olduğu için sıcaktan dolayı böyleyim diye düşünüyordu.

   Rüzgar salona girdiğinde hemen karısının yanına ilerledi.Koltuğun yan kısmına oturarak sıkıca sardı sevdiğini.Eğer Irmak olmasaydı bu kadar çabuk toparlayamazdım diye düşünüyordu.

  Irmağa çok şey borçluydu.Irmak Rüzgarın elini destek vermek istercesine avuçlarının içine aldı.

-Akşam namazını kıldın mı canım?

Rüzgar gülümseyerek,

-Evet.

    Irmak eşinin üzerinde ki hüzünü kalbinin derinlerinde hissediyordu.

-Rüzgar.Biliyorum çok zor.Canın yanıyor.Ama geçecek.İnan bana.Bu hayatın kuralı bir gün bizlerde Rabbime kavuşacağız.Önemli olan Rabbimden ümidi kesmemek.

    Rüzgar düşünceli bir şekilde kafasını salladı. Eski Rüzgar olsa şuan isyan ederdi yine.

-Haklısın huzurum.Geçecek.Hep söylerdi babaanem.Hüzün huzurun nazlı kapısıdır diye.

Irmağın zihninde eski anıları canlanmıştı.

-Nur içinde yatsın.

Bir süre sessizce oturmuşlardı.

  Rüzgarın kafası Irmağın omzundaydı.Ne zaman gücünün bittiğini hissetse orada dinlenirdi Rüzgar.

   Irmağın kokusunda teselli bulurdu bir şekilde. Irmağın elini tuttuğunda içini saran huzur ona ümit etmeyi öğretiyordu.Yıllar geçse bile ilk günkü gibiydi sevgisi ve heyecanı.

   Azalmıyor tam zıttı artıyordu Irmağa olan hisleri.Onun yeşil gözlerinin değdiği her yer memleketti Rüzgar için. Elinin değdiği her şey mutluluktu Rüzgar'a.

HuzurumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin