Kaçacaksın.

295 27 3
                                    




Gitmeli! Hemde hemen.Bahçedebir sağa bir sola koşuşturuyor kendimi sakinleştirmeye çabalıyordum lakin olmuyordu işte. Belki kurtulur. Buna kendimi avutmaya çabalasamda Leon'un sesi kulaklarımda yankılandı. Öldürecekler demişti. Hemde ne için? Küçük bir çocuğu kurtardığı için. Ne vakittir merhametli insanlar canilerden evvel asılır oldu. Hatice telaşla yanıma yanaştı. '' Neyin var hemşirem? Ne derdin varda deli danalar gibi koşuşturursun burda. '' Ne diyecektim ki. Bu dert nasıl anlatılırdı. Dilim dudağım lal olmuştu. Tarifi imkansızdı bu durumun " Yok birşey Hatice. Ne olacak iş güç... Hem ne ararsın sen burada. Allah aşkına senin işin gücün yok mu? " Hatice göz devirdi. " Var elbet. Baş hekime geldim. Önlüğünü tadilat ettirdi de. Onu teslim edecektim. " Kafamı anladım manasında salladım. '' Yoksa bir fecaat mi var. Bak ölümü  öp söyle. Yoksa şuracıkta çatlarım. '' Üfleyerek göz devirdim. Ne meraklı kızdı bu. Meraklıydı fakan ama iyi dosttu. Belkide sahici hatırımı soran sayılı kişilerdendi. " Çatla Hatice. Bende çaklayayım hatta. Bir bunaltma beni. " Hatice omuz silkti. " Ben anladım senin derdini hemşire. Şu esir teğmen dermansız derdin dimi? Bir oyana bir bu yana o yüzden savrulursun. " Gözlerim irileşti. Ne demek esir teğmen derdin. Nereden? Nasıl? Aman yarabbi! " Ne münasebet! O nereden çıktı be hatun? Hem sen nereden biliyorsun Leonu? " Hatice bilmiş bilmiş kıkırdadı. " Ateş bacayı sarmış da dumanı tütüyor. Demek adı Leon. E bütün çarşı onu konuşuyor zaten. Duymamam garip olurdu Hilal. " Sinirle başımı ovuşturdum. Birde şunun ettiği lafa bak hele. Ateşmiş bacaymış. Hele sonrasında dediği kanı beynime çıkardı. " Şimdi sen Yunana gelin mi gidicen kız Hilal " "Hatice git! Git bak elimden kaza çıkacak. Git. " Hatice inci dişleriyle sırıttı. " İyi tamam gidiyorum lakin düğününe beni çağırmazsan küserim vallahi. " koşarak yanımdan uzaklaştı. Derin bir iç çektim. " Ahmak! " Ne ara bu delinin kelamlarını önemser oldum anlamadım. Lakin bin anlık da olsa teğmen ile bir izdivaç nasıl olurdu diye geçti içinden. Böyle bir gaflete nasıl dülersin Hilal. " Hilal? " dalgınlığından kurtulup ardımdan yükselen tok ses yöneldim. " Babacım? Ne arıyorsunuz burada? " Babam üniformasını derledi. " Esir alınan teğmen Leon ile görüşmeye geldim kızım. Biliyorsun Çanakkale cephesi kapanıyor. Askerleri takas edeceğiz. O da iyileştiğine göre..." Aniden atıldım. " Lakin baba onu öldürürler. Yapmayın lütfen. " Babam omuzumu okşadı. " Bu onların içsel işi Hilal. Bizi alakadar etmez. Şimdi bana Teğmenin odasını gösterir misin? "




" Babamla ne konuştunuz? Gönderecekler mi seni? " Leon babamla konuştuğumdan beri sus pustu. " Leon ? " Leon dalgın bir tavırla cevaplandı. " Yok birşey. Sadece... Sadece geri gönderileceğimi söyledi. " Öyle boş geliyordu ki sesi. " Üzülme. Belki... Belki affederler seni. Birşey yapmaz-" " Hilal. Lütfen. Yakında gidiyorum bana söylüyeceklerin sadece bu mu? " Yatakta doğrulup eliyle yüzümü okşadı. Avucunun sıcaklığı yüzümü kor gibi yaktı. Yüreğime de böyle bir kor bıraktı işte. Sevdamıydı bu? Olmaz! Onu göz göre göre ölümün kucağına bırakamam. Hele bundan sonra... " Kaçıracağım seni işittin mi? " Leon başını hayır anlamında salladı. " Olmaz anlamıyormusun ! Olamaz! Senin başın belaya girer senden bilirler. " Elleriyle yüzümü okşadı. Alnıma tüy kadar hafif bir buse kondurdu.  " Seni ardımda böyle bırakamam... Sende gel benle. Gidelim... " " O... Olmaz Leon. Ben gelemem. Ablam ,annem ,babam, ağabeyim, babannem... Onları bırakamam. Heleki savaş zamanı. " Almını anlıma dayadı. Öyle acılı çıkıyordu ki sesi. " Yapma bunu bana. Beni bırakma. " " Gece hazırlan. Devriye değişiminde kaçıracağım seni. "

GECE YARISI/ HASTANE :

" Hasibe ananın börekleri de  pek lezzetli be Hilal. " Tebessüm ettim. " Öyle öyle. E şey... Asker abilere de mi versek? " Ayşe hemşire tereddüt etti. "Asker mi? Hangi askerler. "  " Teğmenin başındakiler. Gece gündüz nöbetteler. Acıkmışlardır. Götüreyim mi? " Ayşe hemşire tebessüm etti. " E iyi götür madem. Bakarsın böğrelerden evvel seni beğenen çıkar. " Dikleşmek işimi dahada güçleştirirdi. " İlahi Ayşe hemşire " " Hayret. Kızmadın. Bir iş var bunda. " Ne yapsam göze batıyor yahu. " Ben götürüyorum o zaman. " börek tabağını alıp odadan çıktım. Ayşe hemşire ise " Bari bir tane bıraksaydın kız! " Naraları atıyordu.

Askerler pür dikkat koridoru gözetlerken gözleri bana ilişti. " Ne oldu hemşire bacım? Burada işin ne? Pansuman vakti geçti. " Bir an bu sorgu bendenimin buz kesilmesine sebep oldu. " Şey siz nöbet değiştiren askerlersiniz değil mi? " Askerlerden bir başını salladı. " Şey. Pansuman saati değişti. Size başhekim bildirmedi mi? Tüh! " İki asker birbirine baktı. İkiside haberleri olup olmadığını sorguluyordu birbirlerinin yüzlerinden. " Yok valla bacım lakin senide işinden etmeyelim. Yap işini. " Tebessüm edip kafamla onayladım. Tam içeri giriyordum diğer asker seslendi. " Dur hele. Sen Cevdet komutanın küçük kızı değil misin? " "  Öyleyim. Evet. " Askerin gözü elimdeki tabağa kaydı. " O ne? " Elimdeki tabağa baktım. " Şey... Börek... Be- Ben size getirdim. Yersiniz diye.  Onca saat nöbet tutuyorsunuz ya. " Asker elimdeki tabaktan bir börek aldı . " Sen mi yaptın bunu? " " E- Evet." Asker sırıttı. " Ellerin dert görmesin. Çok güzel olmuş. " " Teşekkür ederim. " Odaya giriyordumki aynı asker yeniden seslendi. " Adın ne senin. " Ne bu sorgu canım. Az daha dursam sülalemi sual edecek! " Hilal. Kafi mi? İşimin başına dönebilir miyim? " Asker tebessüm etti. " Kafi. "

İçeri girmemle yatak boştu. Bu beni başta ürkütse de Leon'un pencere başında gölgeye bürünmüş suretini  görmemle içim rahatladı. " Ayaklanmışsın? " Bana döndü. " Gelmişsin? " Ne ara kendimi kaybedip kucağına ayıldım hatırlamıyorum. Tek hissettiğim soluk kesen öpüşlerine kapıldığımdı. " Leon! Gitmeliyiz. " " Biliyorum." Yinede durmuyordu. " Leon! Ben askerleri oyalayacağım. Bak vaktimiz yok. Tamam mı? " Alnını alnıma dayadı. " Ya sen? Geleceksin değil mi? " " Bunun bir ehemmiyeti yok! " " Var! Gelmezsen gitmem. " " Tamam! Beni hastanenin arkasında bekle çıkınca. Kapıyı dinle. Askerlerin ayak seslerini işitince görünmeden çık odadan. Tamam mı? " Tamam anlamında başını salladı. Dudağıma son bir buse kondurduktan sonra ayrıldık. Odadan çıkınca askerler bana tebessüm ederek selam verdi. İşte tam o anda kendimi yere bıraktım. " İyimisin? Hemşire? Bacım uyan. " " İçerideki mi birşey yaptı sana? " İki askerde kolumdan tutup kaldırmaya çalıştı. " Hemşire odasın...Hemşi... " İki asker tereddüt etti. " Kızı hemşire odasına götürelim. " " Ya nöbet? " " Konutanın kızı devrem! Başına birşey gelse bizden bilirler sürerler bizi! " İki askerle koluma girip beni kaldırdılar. " Dayan bacım. Az dayan. " " Götüreceğiz seni "

" Allah razı olsun sizden. Beni buraya kadar getirdiniz. " Askerler içtenlikle gülümsedi. " Estafurullah işimiz bu bizim. Sizi korumak. " Ayşe hemşire iç çekti. " Eh be Hilal! Pek hırpalar oldun kendini be kızım. Uykusuz uykusuz kaç vakittir nöbettesin. Olacağı buydu işte. Sağolun çocuklar. " " Küçük hanım size emanet. Dinlensin. Bizde izninizle nöbet yerimize dönelim. " Başımızla onayladık. Bize selam verip silahlarını kuşandılar. Bir hışımla odadan çıktılar. Uzun vakit oldu. Her halde Leon çıkmıştır. " Ben bir elimi yüzümü yıkamaya gideyim. " Ayşe hemşire anaç tavırı ile yine atıldı. " Aman düşüp kalma bir yerlerde. Dikkat et. "


" Şükür yakalanmamışsın. Leon. " Sım sıkı sarıldım ona. " Hilal. Benim sana söylemem gereken birşey var. " " Tamam gidelim yolda söyle. Hadi. " " Ama bilmen gerek. Bak ben aslımda..." Elini saçıma götürdü. " Leon bak odanın boş olduğunu fark ederlerse buraya gelmeleri an meselesi. Yolda anlat. " Kolundan çekiştirsemde gelmiyordu. Neyi var bunun! " Hilal bak ben aslında öyle alel ade bir teğmen değilim. Benim babam... " " Kımıldama! Kımıldamayın! " babamla o an göz göze geldik " Hilal? "

Son Mektup Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin