Veda

259 19 2
                                    



" Senden beklemezdim! Benim kızım bir kaçak koruyor. Hemde babasının askeri rütbesini zedelemek pahasına! " Eve geldiğimizden beri babamdan işitmediğim azar kalmamıştı. Gıkımı bile çıkarmamıştım. Bu vakte kadar. " Baba onu geri gönderemezsiniz. Asarlar onu! " Babam bu sözlerimle daha da sinirlendi. " Asarlar mı! Kızım sen onun kim olduğunu biliyor musun. Bak Hilal hastaneye adımını atmayacaksın. En azından teğmen gidene kadar. Evdende çıkmayacaksın" Gözlerimden yaşlar dökülüyordu. " Ama... En azından ona veda etseydim baba. " " Hilal! Yeter! Çık odana! "

Ablam usulca odama girdi. " Sen... O yunana mı sevdalandın yoksa. Ondan mı bu göz yaşları. " Sustum. Ne diyecektim? Evet mi. Evet demek bir günahmış gibi geliyordu bana. Oysa hayır demekte hislerime ihanet olurdu. Anlam yeniden lafa girip aramızdaki boş sessizliği doldurmaya çabaladı. " Bes belli acıdın sen o Yunan'a. Hem aşağıdada dedin ya... Asarlar diye. Kıyamamışsın işte ölüme gitmesine. Sevda değildir bu. " Ablam tebessüm edip divanda yanıma ilişti. " Sen küçüklen de böyleydin. Seni incitene bile merhamet eder acırdın. Hatırlar mısın Naime'yi. Hani şu saçını çeken."  İstemsizce tebessüm ettim. " Evet. Senin saçın sarıda benimki neden kara diye çekerdi saçımı. " Ablam buruk bir gülümsemeyle beni onayladı. " Onu dövecektim de sen karşı çıkmıştın. O vakit anladım ben. Sen kıyamazsın kimseye. " Leona kıyamıyordum evet. Lakin bu merhametten öte bir hissiyattı benim için. Bu hissiyat sevgi mi? Emin değilim. Aşk mı? Eğer aşksa ben daha evvel hiç aşık olmadım. " Hem sen Kemalettin e sevdalısın. " o an beynimden vurulmuşa döndüm. Ablam gözlerimin dolmasıyla irkildi " Özür dilerim Hilal... Ben... Sana hatırlarmak istememiştim. " " Abla ben Kemalettin'i sevmiyorum. Kaldı ki o da beni sevmiyormuş. O mektuplar... Kemalettinden değil başka bir askerdenmiş" Ablamın gözleri büyüdü. Aklı karışmıştı bes belli. Nasıl karışmasın. " Olacak şey değil! Kim o densiz. İki sözlünün arasına girecek kadar edepten yoksun. " Ablama güvenemiyordum. Pek tabii annem ve babannem için ağzımdan laf almaya çalışıyor olabilirdi. Veyahut abim... " Boş ver! Kimse kim abla. Hem ne öne mi var. Ben ona haddini bildirdim zaten. Şimdi müsade edersen dinlenmek istiyorum. " Ablam tebessüm edip başıyla beni onayladı. Ablamın çıkmasıyla ayaklandım. Leon'u o kadar çabuk bırakmayacağım. İçimin bir parçası kopuyor acıyla. Ne yapmam gerek bilmiyordum ama bildiğim birşey varsa o da Leon'u bırakmayacağımdı. Onun ölüme gitmesine müsade etmeyeceğim.

TEĞMEN LEON ;

Hilal gitmişti. Yaşlı ve iri bir asker onu kolundan çeke çeke götürmüştü. Ardından bağırıp feryad etsemde nafile... Sonradan öğrendim ki o asker babasıymış. Asker kızı. İstemsiz bir tebessüm kapladı içimi. Bu kadar hırçın olmasına şaşmamalı... İyi midir acaba. Ona gerçeği söyleyemedim. Ama söyleyecektim. Belkide bilmemesi en iyisi hem benim hem onun için. Beni hep iyi hatırlar. Zaten herşey meçhuldü. Babam... Düşünmek bile beni dehşete düşürmeye yetiyordu. Atinaya dönmekle beni bekleyen şeyler pek hoş değildi. Babam benim affedilmemi salasa bile kendi gazabından beni korumayacaktı. Affedilir miyim orası da kesin değildir ya! Yetmezmiş gibi bu süreç hızlanmıştı. Ani kararla yarın sabah erkenden takas gerçekleşecekmiş. Biraz sonra gideceğim ve Hilal'e veda etmedim bile. Kapıda onca asker varken de imkansız artık. Odanın kapısı açıldı. Giren yine o işgüzar askerdi işte... Yüzünden gidişime memnun olduğu belliydi.
" Yolcusun ha teğmen? Zaten burada işin uzamıştı. Duyduğuma göre Atinada seni çok renkli şeyler bekliyor. Baban gibi... " O an bir hışımla ayağa kalktım. " Sen... Sen babamı nereden biliyorsun? " Cemal yüzbaşı kahkaha attı. " Hakkında pek tabii araştırma yaptık Teğmen. Babanı, seni hatta..." "Hatta? " " Sözlün Eleniyi. Baban kıdemli bir kumandan olunca, köklü bir ailenin kızıyla sözleniyorsun demek... " Gözlerim karardı. Nasıl öğrenebilirdi ki. Hilal... O biliyor muydu ki bunları? Cemal sanki zihnimi okuyor gibi cevap verdi. " Merak etme. Hilale söylemiyeceğim. Sende sessiz sedasız gideceksin. Seni unutması pek uzun sürmez zaten. " Cemal giderken ardından seslendim. " Teşekkür ederim. Hilale söylemeyeceğin için... " " Senin için değil. Hilal için yapıyorum Leon. Onun bu dünyada üzülmesini istiyecek son kişi benim. " Ardından odadan çıktı. Hilali mi seviyordu. O an ardından çıkıp gırtlağına yapışmak istedim lakin buna hakkım var mıydı ki! Ben Hilalin hiç bir şeyiydim şu an. Görünüşe göre öyle de kalmaya devam etmeliydi. Cemal'in de dediği gibi ; sessiz sedasız gidecektim.


Son Mektup Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin