"Ekmek almaya gitti."
"Bir arkadaşına bakacakmış."
Dişlerini birbirine bastırmış hilal ablam kısık sesle "Yemin ediyorum gerizekalı."diyerek bana baktı.
"Şey dedeciğim ablamın karnı acıkmış evde de ekmek bitmiş. Muhammed'in de bir tanıdığı varmış, bu saatte fırınlar kapalıdır. hiç bir yerde ekmek yoktur diye muhammed'i gönderdik" diyen hilal ablama minnetle baktım.
İyi kurtarmıştı.Lakin dedem bir tuhaf bakıyordu sanki! Anladı mı acaba? Yüzü eski halini alırken konuştu :
"Siz ne yapıyorsunuz bu saatte" Evet come back yaptı sevgili dedemiz.
Hilal ablam ile aynı anda birbirimize baktıktan sonra ağzını açmaya niyetlenen hilal ablamı cimcikleyip susturdum.
"Bizde kalkıyorduk şimdi dedeciğim."
"İyi çok oyalanmayın geç oldu. Ablanız yemek yesin siz de yatın."
Aynı anda kafa sallayarak gönderdik büyüğümüzü .
"Dedim ben o öküze gitme diye" söylenen hilal ablama gülerek baktım. Benim güldüğümü görünce hemen çemkirdi.
"Ne gülüyorsun be!"
"Ne güzel gece gece ekşın yaşadık işte"
"Ya ne ekşın ne ekşın . Dedem anlayıp da evi ayağa kaldırsaydı asıl ekşını sen o zaman görürdün."
"Haklısın ama olmadı sonuçta öyle değil mi?"
"Evet hadi fazla zaman kaybetmeden yatalım bizde "
Ve olaylı geçen bir geceyi geride bırakarak yer yatağımıza koştuk...
///////////////// 1 hafta sonra/////////////////
Aradan geçen bir haftanın sonunda hale ablam daha iyiydi.Annemleri de ikna etmiş olmanın verdiği mutluluk ile Kayseri'ye dönebilecektik artık. Biletlerimiz akşam almıştık hilal ablam ile saat akşam 7'de otobüste olmalıydık. Bir tuhaftı hale ve hilal ablam bugün.Gerçi hilal ablam hep tuhaf ama neyse... Sanırım abla-kardeş ayrılacak olmanın burukluğunu yaşıyordular. Hilal ablam hiç taviz vermese de kendinden artık anlar oldum onu. Gülerken ağlardı hep o . Ailesini yolcu ederken,ablasından ayrılırken hep gülen bir kız olurdu karşımızda. Ben daha çok sessiz kalırdım. Evet evet üzüldüğümde biraz sessizleşirdim ama sadece biraz 'keşke hep üzülsen 'dediğinizi duyar gibiyim.Yakışıyor mu hiç size? Ben çok mu konuşuyorum? Bunu mu demek istiyorsunuz yani ? duymamış olayım! Giderim bak ha ! Neyse ...
Ailelerimiz ile bir arada olmak güzeldi lakin biz gençler bir zaman sonra bunalıyorduk.Ne ironi değil mi yalnız kalınca da buram buram arıyorduk onları. Sanırım en büyük en kötü özelliğimiz Nankör oluşumuzdu. Hiçbir zaman halimizden memnun değildik.
Akşama doğru ortalıktaki son kıyafetlerimizi tıkmıştık valize. Mübarek her yerden kıyafetimiz çıkıyordu. Bir yerden tülbent diğer yerden 2 hafta aradığım çorabımın teki falan. Hilal ablamda benden farksız değildi. Uzun zamandır burada durunca kök salmıştık malum. Hale ablama zorluk olmasın diye de evi temizlediğimizde gözüm saate ilişti 18:20 ' mi? "Hilal ablaaaa" diye bağırarak tuvalet kapısına koştum.Kapıyı yumruklarken aynı anda bağırarak konuşuyordum."Çabuk çık, içeride makyaj yaptığını biliyorum . Kendini süsleyip dışarıda günah point topluyorsun. Diyorum sana makyaj yapma diye..." susmamın nedeni aniden açılan kapıydı. Hilal ablam yüzünde "O" makyajla sinirli sinirli bana bakıyordu .
"Senin gibi kuzenim olacağına taş olsaydı kuzenim."diyerek üzerini giymeye gitti. Ben mi? Yerde kahkaha atarak gülüyordum. Gene kapıyı açıp yerde sürünen bana yastık fırlatarak tekrar girdi. Daha fazla gülmeye yelteneceğim sırada aklıma saat geldi ve ışık hızıyla banyoya attım kendimi sonrası malum şeyler işte.
////////20 dakika sonra //////////
"Yusuf abi lütfen acele et ve hilal ablam ile hale ablamı ayır otobüse geç kalacağız."sitemkar bir şekilde söylediğimde garibim Yusuf abi 5.kez odaya gitti. Ama bu gidişi biraz hiddetliydi. Korktuğumdan bende peşinden gittim. Hızlıca kapıya vurup biraz bağırarak konuştu.
"Hale, hayatım artık kardeşini bırakır mısın geç kalacaklar gelir otobüsleri bak daha otogara gideceğiz."
Bu sefer işe yaramıştı sanırım çünkü kapı hızlıca açılıp gülerek 2 kardeş çıktı. Vallahi atlayacağım üzerlerine sinirden !
"Tamam canım çıktık. Hadi çıkalım beraber"diyen hale ablama üçümüzde kaşlarımızı kaldırarak baktık. Hale ablam jeton düştüğünü anlamış olacak ki
"Haaaa doğru benim bakmam gereken bir bebeğim var" lafı üzerine hepimiz tebessüm ederek kafa salladık. Yusuf abi valizlerimizi önceden indirdiğinden sadece çantalarımızı alıp kapıya yöneldik . son kez hale ablama sarılıp çıktık evden. 10 dakikalık yolculuğun sonunda otogara vardık. Tam o esnada da otobüs gelmişti . Çok şükür ki yetişmiştik .Yusuf abi valizlerimizi çıkarıp otobüse ilerlerken bizde arkasından gidiyorduk. Çok edepli bir adamdı Yusuf abi . Bizimle konuşmaz yüzümüze dahi bakmazdı. Hep hale ablamla iletişim içinde olurdu. Asıl İslama yakışan adam böyle olmalıydı.Rabbim bizlere de böyle eşler nasip ederdi İnşeAllah. Valizleri görevliye verip sadece 1 saniye bize bakıp konuştu.
" Dikkat edin kızlar Allah'a emanet olun varınca hale ablanızı arayın mutlaka."diyerek yavaşça ilerlemeye başladı. Bizde hilal ablam ile birlikte biletimizdeki koltuk numaralarını bulup oturduk ikimizde otobüs kalkmaya hazırlanırken mesaj attık babalarımıza. Gerisi sıkıcı bir otobüs yolculuğuydu.
.
.
.
Lakin Malatya otogarına geldiğimizde amcam aradı hilal ablamı.
"Efendim babacığım"
"Tamam da biz buradan nasıl yapacağız onu"
"Tamam babacığım biz hallederiz merak etme" telefonu kapatıp derin bir off çekti.
"Bir bu eksikti ya "dediğinde yine dayanamayıp sordum.
" Ne oldu?"şuan mola vermiştik ve bizde çorba içiyorduk.
"Babam dedi ki hemen Amasya otobüsüne atlayın , buraya geliyorsunuz acil bir durum var."
"Neymiş o durum peki?"
"Bilmiyorum ama önce mola bitmeden şu bilet işini halledelim"
"Bir daha para harcayıp bilet mi alacağız?"
"Hayır tabiî ki aklımda bir fikir var hadi çabuk sen çorbaların parasını öde bende halledeyim."gülerek kalktık masadan. Bir fikri olmasa şaşardım zaten deli kız.
Çorba paralarını ödeyip dışarı çıktığımda elindeki valizleri başka bir muavine veren hilal ablam ile şaşırdım hangi ara ne yaptı bu kız? Merakla yanına gidip sordum.
"Ne yaptın sen ya o kadar kısa zamanda?"
"Gidip muavine durumu anlattım bizi Amasya'ya giden başka arabaya aldırdılar.Aynı firma zaten. Boş koltuk olan Amasya otobüsü bulmak zor olmadı "dediğinde gülümsedim. Çok şükür sıkıntı olmamıştı.
"Hadi gidelim bakalım önemli mesele neymiş"diyen hilal ablamla hareketlendik. Yerlerimize bindik ve sakice otobüsün kalkmasını bekledik.
Açıkçası meselenin ne olduğunu bilmiyordum ama içimden bir ses güzel şeyler olacağını söylüyordu. Bekleyip görecektik ama şu zamana kadar kendimi azıcık tanıdıysam. Hislerim her zaman kuvvetliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Renkler
ChickLit-Herkese siyah olan ,siyah bakan gözlerim sende mavisini buldu.Kahverengi gözlerinde okyonustaymışım gibi boğuldu gözlerim ... -Engeller vardı ama ;dil engeli,en önemlisi de din engeli yasaktın bana...haramdın. -Sıkıcı okul hayatımın yazın...