Saygın ailesinin torunu olmak kolay değildir .Hele ki ikinci torunu olmak hiç kolay değil . Çocuğun doğucağını haber alan benim canım ailem tabiri caizse tüm sülaleyi toplayıp Adıyaman hastanesini işgal etmiş vaziyetteydi. Şaka yapmıyorum tam olarak 23 kişi ile hastaneye gelmişler . Çok şükür tekstildeki işçilerle gelmemişler... Saygın ailesinden beklerim ben, nasıl bir ailem olduğunu varın siz düşünün...
Hilal ablamla birbirimize bakıp hafif bir tebessüm etmiştik. O tebessümün altında "Hay ben böyle işin " gibi başlayan cümleler yatıyordu. Tabii ki sadece biz anladık. Yani umarım sadece ben öyle düşünmemişimdir. Neyse böyle şeylere çok takılmamak lazım öyle değil mi?... Yengem ve Amcam başta olmak üzere herkes küçücük hastane odasına doluşmaya başladığında Hilal ablam dayananayıp ağzından bir nida koptu "hooooop" deyiverince bizimkiler kaşlar çatık bir şekilde ona döndü.Hilal ablam her zamanki gülümsemesini bahşedip "Ahh şey sadece dikkatli olmanızı söyleyecektim. Saygın Ailesi "deyiverdi. Gülümsemeden edemedim. Evet. Geldik zurnanın zırt dediği yere yalan demiyorum ama yaklaşık olarak kucaklaşıp, öpüşmemiz 10 dakiları geçiyordu. En son hilal ablamın yavaş , sakin bir şekilde kalabalık arasından sıvıştığını görür görmez sinsice uzaklaşırken bir tane geçirdim arkasına tabi bizim kızın arkasına bir dönüşü ve arkasından dişlerinin arasından "Ananı baban alsın... Beyza hemi"demesi üzerine kahkaha attığımda koluma iki tane vurup ağzımı kapattığı gibi bizi kafetarya'ya sürükledi. Uygun bir yer bulup yayılarak oturduğunda her zamanki rahatlığı yine beni benden almıştı. Dünya yansa kızın umrunda değil! :) karşısındaki koltuk tarzı rahat şeye oturup( ne biçim betimleme o öyle :) ) -"Ne yapacağız şimdi ?"deyiverdim. Yarı uykulu bir şekilde mırıldandı. -"Acaba hemşirelerden oda istesem uyumak için verirler mi?"deyince gözlerimi kocaman açıp "Yok artık sen bu durumda uyumayı mı düşünüyorsun?"dediğimde oturduğu yerde dikleşip "Sen az önce çok mantıklı bir cümle mi kurdun?"deyip göz devirmeme neden olmuştu. Ne var yani? Arada mantıklı konuşabiliyorum bende! Lütfenn!"Neyse ne onu boşver de ciddi ciddi soruyorum şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?" Uzun bir ooofff çekip kafasını tekrar koltuğun baş kısmına attı. "Off değil hilal hanım Aff aff " bir sinirle kafasını kaldırınca korkmadım değil sonra şizofrenler gibi bir anda gülümseyip "Haklısın mümin kardeşim." deyip dalga geçti. Aman be zevzek. Allah 'tan iç sesimi duymuyor. Yaşanılacak şeyleri benim uçsuz bucaksız beynim bile almaz yani. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi parmaklarını şaklatıp "Bak aklıma ne geldi? önce eve gidelim bir evi toparlıyalım,yemek yapalım sonra ablamın taburculuğunu yaptıktan sonra bizimkileri eve getiririz. Yedirtir,içirtir bir gece de güzel bir uyuttuktan sonra göndeririz. Yoksa bu milletle biz başa çıkamayacağız "dediğinde ayağa kalkıp güzel bir alkışlayıp"Çok mantıklı olduğunu söylemiş miydim? " Dedim."Ablan her zaman mantıklıdır."cevabını verdi. Hadi bakalım her şey şimdi başlıyor...
@@@
Merhaba bu kitabı kuzenim ile beraber yazıyoruz. Kitabın açıklama kısmında da paylaştık zaten. Kuzenim ayrı olarak da kitap yazıyor okumak isteyeniniz olursa diye şuraya kitabın ismini ve yazarın adını bırakıyorum Allah'a emanet olun 💕
Kitap: Hissiz Veda
hilallbayram 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Renkler
Chick-Lit-Herkese siyah olan ,siyah bakan gözlerim sende mavisini buldu.Kahverengi gözlerinde okyonustaymışım gibi boğuldu gözlerim ... -Engeller vardı ama ;dil engeli,en önemlisi de din engeli yasaktın bana...haramdın. -Sıkıcı okul hayatımın yazın...