Ne kadar olduğunu bilmediğim ama uzun olduğuna kanaat ettiğim bir yolculuğun ardından Amasya otogarına gelmiştik. Tabii ki ayaklarımız şişmişti ve gözlerimiz yumuş yumuştu. Muavin yanımıza gelip
"Birazdan ineceğiz hazır olun lütfen" dediğinde kafamızla onayladık.
Uykulu halimizle bir şey unutmamaya özen göstererek hazırlandık. Araba durduğunda muavin de iniyoruz ikazıyla tekrar geldi yanımıza. Hadi canım bizde hâlâ devam edeceğimizi zannediyorduk zaten. Neyse bunlar hep uykusuzluktan ha!
Gece geç saatte indiğimizde otogara babamı aradım hemen. Birazdan geleceğini söyleyip telefonu kapattı. Onu da uykusundan etmiştik ama olsun bizi buralara kadar onlar sürükledi. Mesele neyse artık.
Bir beş dakika sonra babam amcam ile beraber gelmişti. Gözlerinden uyku süzse de yüzleri tebessüm ediyordu. İkisi de ikimize sıkıca sarılıp "Hoş geldiniz kızım." demişti. Bizde amca ya da baba bir şey fark etmezdi.İkiside baba gibi sevilir. Onlar ne kadar farklı karakterler olsalar da kardeştiler.
Bizim uykumuz birazcık kaçsa da yinede yol yorgunuyduk. Eve gittiğimizde herkes uyuyordu. Hilal ablamlar kendi dairelerine çıktığında bende gitsem bile hiç bozulmayan yatak odama geçip valizimi bir kenara koydum. Üzerimi çıkartıp dolapta aynı yerinde duran pijamalarımı giyindim.
Yatağıma yattığımda mis gibi kokular geldi. Tebessüm ettim, demekki annem hemencecik çarşaflarımı değiştirmişti. Meseleyi ne kadar merak etsem de yarın konuşacağımızı bildiğimden o yorgunluk ile gözlerimi kapadım.
///
Hilal ablamın uzaktan gelen sesi ile gözümü araladım . Acaba bünyem onunla uyanmaya mı alıştı diye şöyle bir kendime gelmeye çalıştım. Kafamı tavana çevirdiğimde hala sesini duyduğumu fark ettiğimde hiç şaşırmadım gene benden önce uyanmış bizim eve gelmişti.
İçerde annem ile konuşmalarına kulak verdim de vermez olaydım. Gene beni çekiştiriyordu. Yüzümü sinirliymiş gibi yapmaya özen göstererek odamdan çıktım. Elimi de belime koyup oturma odasının kapı pervazına yaslandım.
"Ya işte Dilek yengecim bir baktım mutfak pislikten batıyor bizim kız hiç oralı değil."
Arkası bana dönük olduğundan görmemişti ama annemin bakışları beni bulduğunda sırıtmaya başladı. Annemin sırıtması ile o da bana dönünce bu sefer ben devraldım sözü.
"Ama Hilal abla proje ödevim vardı ne yapayım?"
"Görüyorsun değil mi yenge yine aynı bahaneler."
Hemen yanına tavşan gibi sekerek gittim. Ayaklarının yanında diz çöküp otururken minnoş bakışlar atmaya çalışıyordum. Benim sinirim de bu kadardı işte.
"Ya Hilal ablacım hani aramızda kalacaktı. Anneme neden özelimizi anlatıyorsun?"
"Kızım sen manyak mısın? Ne özeli? Annen o senin. Ayrıca senden ayda yılda bir şey istemiştim. Acelem vardı."
"Tamam söz bir dahaki sefere yapacağım."
"Neyse onu bunu bırakın da Beyza koş git,hazırlan."
Bir anda kaşlarımı kaldırdım hayırdır inşallah?
"Hayırdır nereye? Daha kahvaltı etmeden."
Kaşları ile duvardaki saati göstererek konuştu;
"4 ,evde de kahvaltı yapmayan bir tek sen varsın canım. O yüzden aç olarak peşimden sürüklenmeye hak kazandın çok konuşmadan git hazırlan."
Ağzım açık bir şekilde saate baktım. Yok artık! Saat 1'e geliyordu.
"Oha bu kadar uyumuş olamam. En son sabah namazına kalkmıştım. Bu kadar uyumamışımdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Renkler
ChickLit-Herkese siyah olan ,siyah bakan gözlerim sende mavisini buldu.Kahverengi gözlerinde okyonustaymışım gibi boğuldu gözlerim ... -Engeller vardı ama ;dil engeli,en önemlisi de din engeli yasaktın bana...haramdın. -Sıkıcı okul hayatımın yazın...