Kollarını birbirine dolamış bir ayağını diğer ayağının biraz önünde ritmik bir şekilde sallayan dudakları düz bir biçimde tek kaşını da kaldırmış olan hilal ablacığım en sonunda konuştu ! "Hayırdır pelin ? Tüm işleri bitirdinde mi oturuyorsun ? " elimdeki çekirdek olan kaseyi yavaşça yanıma koyarken aynı anda ayaklarımı da uzattığım orta sehpadan çekiyordum. Her şey yavaş ilerliyordu. Despacitoo!! neyse... hareketlerimi hızlandırıp bir anda hazır ola geçtim. "Yaptım komutanım." dediğimde seyiren dudaklarını gördüm. Hafif gevşeme geçeceğim esnada tekrar kaşlarını çatması ile hazır olda sabit kaldım.
"Say bakalım neler yaptın ? " gözlerimi devirip kollarımı gevşettiğimde "O ne be öyle sağ baştan say bakalım der gibi "dedim. Kaşlarını tabiri caizse burnuna kadar indirip;
"Komutanım derken iyiydi ama? Kes gevzekliği say çabuk !" diye bağırdığında istemsiz olarak hazır ola geçip başladım saymaya;
"Koltuklar çekilip altları ve halı altlarıda dahil olmak ile beraber evin tüm odaları hizmetinize açıktır komutanım , tam olarak istediğiniz üzere çamaşır suyu ve kokusuna bayıldığınız yüzey temizleyicisi ile harmaladığım yer silme suyu ile evi viledaladım. Son olarak 'Allah kahretmesin hemi. Allah ikisini de tekrar hacı etsin' diyerek söylenip Hale ablamın aldığı siyah yemek , vitrin takımı ve odalardaki tozları alınacak her nesne özenle silinmiştir,"deyip derin bir 'ohhh' çektim.
"Ay evde güzel kokmuş zaten "diyen kuzenime ,
"Ciddi misin?" dediğimde,
"Ne var bee!" diye çemkirdi.
"Ben o kadar temizlik yaptım. Sen kokuda mı kaldın."
"Altı üstü evi sildin ,süpürdün ve tozunu aldın sanki şehzade hazretlerinin önüne marine edilmiş tavuk koyar gibi anlattın." diyerek göz devirdi.
"Marine etmek ne ki ? " dediğimde düşünür bir hale bürünüp ;
"Essahtan kız o ne ki ? Yemek programlarında sürekli söylüyorlar ."
"Kızım sen diyetisyen değil misin? Bilmen lazım."
"Ben de zaten hastalara marine edilmiş tavuk yazıyorum diyet listelerinde Tee Allah'ım yaaa!"
"Haklısında ama yine de bilmen lazım "
"Ben yemeğin ismiyle ilgilenmiyorum. Sadece yeme kısmı beni ilgilendiriyor." Kesinlikle ! yeyip yeyip kilo almayan tayfasından bizim kız !
"Ayrıca " diyerek daldığım yerden çeken kuzenime yoğunlaştırdım bakışlarımı .
"Marine etmek soslamak işte "deyip kokusunu çeke çeke mutfağa doğru ilerledi. Aynı zamanda da söylediği sözler kulağıma gelirken gülmeden edemedim.
"Ayy çok da güzel yapmışım yemeği ..."
Hastaneden eve geldikten sonra hilal ablam beni evin temizlik kısmı ile baş başa bırakırken kendini sebzelerle aşk yaşamak üzere mutfağa atmıştı . Bizimkiler hastaneden eve gelmeden önce bizi yemek ve temizlik ile görevlendirip postalamışlardı. Muhtelemen onlarda hale ablamın hastane çıkışını yaptıktan sonra gelirlerdi. Aklıma gelen soru ile adımlarımı mutfağa yönelttim. Mutfağın kapısına geleceğim sırada hilal ablamın sesini duydum. Sanırım biriyle konuşuyordu ve onu rahatsız etmemek için adımlarımı yavaşlatıp sessizleştim. Mutfağın kapısına geldiğimde gördüğüm manzara içler acısıydı. Yüce rabbim akıl ihsan ederken bizim deli markete falan çıkmış desem Yaradana ayıp etmiş olacağım. Hilal ablam yaptığı her yemekten bir tabağa koyup ortadaki masaya koymuştu. Arkası bana dönük olduğundan yüz ifadesini göremiyordum ama ellerini beline koyup kafasını hafif yan yatırmış halini çok net görebiliyordum.
"Güzellerim tabiî ki bende sizi yemeye kıyamam ama annemler benim gibi insaflı değildir. "Ben şok!!
"Tamam bakın biraz sessiz olun çok fazlasınız."
"Off yeter be şimdi yiyeceğim sonra susacaksınız hepiniz."
"Yaa özür dilerim kalbinizi kırmak istemedim."
"Ama sizi yemeliyiz bu yüzden bunu ilk anneniz yapacak."
"Gelin yavrularım biraz yiyeyim sizi "diyerek mutfak önlüğünü çıkartıp sandalyeye koyduktan sonra arada bir ağzı dolu olarak " Gerçekten özür dilerim "diyerek tüm tabakları bitirdi. Ben mi? Ellerim yada sarkmış ağzım tabiri caizse bir top büyüklüğünde açılmış ve gözlerim de ona benzer şekilde açılmıştı. Bu kız hangi galaksiye aitti ? Lakin bizim Dünya'dan olmadığı aşikardı ... Ben bu kadarını da beklemiyordum.
"Haa sen ne zaman geldin."diyen kuzenim yine beni daldığım derinlikten çıkarmıştı.
"Sen veda konuşması yaparken Allah kahretmesin yanlışlıkla yolum buraya düştü. Kendimi ülkesi yanmış ve başka ülkeye gitmek zorunda kalmış mülteciler gibi hissediyorum." Bana gözlerini devirip;
"Sanırım fazla kimyasal kokusuna maruz kaldın sen ,beynin yanmış senin."dediğinde dikleşerek cevap verdim. "Allah'tan benim yanacak bir beynim var sen sanırım yemek yerken onuda farketmeden yemişsin. Çünkü bu tuhaf hareketlerinin başka açıklaması olamaz." Ayy ne güzel laf soktum beee! Kendimi alkışlıyorum. "Çenene de vurmuş senin diyeceğim lakin o hiç değişmeyen bir vaka "dediğinde gözlerimi devirdim. "Anca laf sok haspam! Birazdan gelirler git de yemek kokmuş kıyafetlerini değiştir."
"Onlar benim bebeklerimin kokusu. "diyerek üzerini koklayan kuzenime karşılık elerimi semaya açıp kafamı iki yana salladım. Halbuki amcam ve yengem akıllı insanlardı. Bu kız kime benzemişti ki? Çalan zil ile ikimizde korku dolu bir biçimde birbirimize bakmıştık.
"Koş koş git odaya "diyerek onu odaya yollarken bende kapının olduğu hole girerek kendimi sakinleştirip kahvem tırak üzerinde çizgileri olan kapıyı yavaşça açarak gözlerimi belertmemeye çalışıp gelen orduya gülümseyip konuştum.
"Hoş geldiniz SAYGIN ailesi" ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Renkler
ChickLit-Herkese siyah olan ,siyah bakan gözlerim sende mavisini buldu.Kahverengi gözlerinde okyonustaymışım gibi boğuldu gözlerim ... -Engeller vardı ama ;dil engeli,en önemlisi de din engeli yasaktın bana...haramdın. -Sıkıcı okul hayatımın yazın...