Ama öylece...

4 0 0
                                    

Arda düştüğümüz yerden kalkıp bana sinirle baktı. Ama orada dur: Arda Bey, bırakamazdım. Arkamızdaki Alya hafifçe kıkırdarken yakalandı. Arda ona da bir hışımla baktıktan sonra, arkasına bakmadan öylece gitti... Yapma be Arda Bey... Sen bana lazımsın...
Tabii ben orada öylece bakakaldım. Ta ki Süperman'imin beni kaldırana kadar... Artık arkamdan bana bakan ve dedikodumu yapan insanları umursamıyordum. Asla.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ertesi gün biricik sıra arkadaşımla hiç konuşmadık. Hem de hiç. Neden böyle davranıyordu ki? Ben şahsen yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyordum. Eve gittiğimde kendimi ÇOK ACAYİP GÜZEL bir sürprizle karşı karşıya buldum. Annem bana verdiği 'Defne ile aynı odada kalma ' cezasından vazgeçmişti. Artık özgürüm!!!!!!
Meğer annem Defne'yle iyi anlaştığımızı düşündüğü için ayırmış. Bence Defne'ye Uğur'u ayarladığımı görse bir şey (!) demezdi. Canım özgür odamdan akşama kadar çıkmadım. Ve akşama kadar manyak gibi çikolata yedim. İnşallah alerji olmam. Aslında çikolataya alerjim yok ama çok fazla yiyince olabiliyor. Her neyse annem beni zorla aşağı indirdi. Yemek vakti... İki gündür yemek yemek istemiyordum. Ama bence Arda ile hiçbir alakası yok. I don't care Arda... Yemek masasında normalde banyo aynasıyla yaşadığım garip şeyi hissettim. Tabağımdaki fasulyelerle bir süre bakıştık. Sonra -sanırım iyice kafayı yiyordum ki - tabağımdaki fasulyeler halay çekiyordu. Kafamı kaldırdığımda annemin bakışlarını gördüm. Sonra hızlı hızlı tabağımı bitirdim. Ancak hepsi soğumuştu. Odama çıktım. Yine yatağıma gömülüp yatağı tekmeledim. Sonra kalkıp telefonumu aldım.(Uğur) 5 cevapsız arama... Ama tekrar dönmedim çünkü ya azar yiyecektim ya da öğüt verecekti Arda hakkında... Ama içim rahat etmedi. Kankam belki de önemli bir şey söyleyecektir diye aradım. İkinci çalışta açtı.
"-Alo Ece orda mısın?! "
Ben ve titrek sesim...
"-Evet. "
"-Bir şey mi oldu? "
"-Hayır. "
"- Peki iyi olduğuna emin misin? "
"-Risk alıyorum, son kararım. "
"-Peki, öyle olsun. "
"-Neden aradın? "
"-Ece"
"-Efendim? "
"-Asla üzülmeyeceğine söz ver. "
"-Söz. "
"-Şey... "
"-Uğur hadi işim gücüm var benim! "
"-Tamam söylüyorum : Arda'nın sevgilisi varmış. "
"-Bu muydu?! Buna mı üzüleceğim? I don't care Arda!"
Zavallı Uğur, ingilizcen ne kadar zayıf...
"-Tamam o zaman yarın görüşürüz. "
"-Görüşürüz. "
*************************
Telefonu kapadım. Ne yalan söyleyeyim minnacık da olsa üzülmüştüm. Her şeyi gören gözü bir beni görmemişti...
Sonra kolumu açtığımda acayip, gizemli kabarmalar keşfettim. Allah kahretsin. Mutfağa inip alerji hapı aldım. Umarım geçer. Yukarı çıkmaya çalışırken annemle karşılaştık.
Annem:
"-Ne oldu Ece? "
"-Ne olmuş ki?"
"-Neden alerji hapı içtin? "
"-Canım istedi."
Canım mı istedi? O an benim olmayan beynimi atomlarına ayırıp her bir hücresine tek tek kurdele takmak istedim.
"-Yürü hastaneye gidiyoruz! "
Bilin bakalım hastanede akşamın bu saatinde kim vardı. Salak, nasıl uğraştıysa kaşını patlatmış, gözünü morartmış. Kim bilir hangi kavgaya karıştı. Ama I DON'T CARE ARDA ne halin varsa gör.

Mavinin en güzel tonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin