Ertesi gün yine servisi kaçırdım. Ama bu sefer Defne yüzünden...
Birlikte yürümeye başladık. Kaldırım taşları eğri büğrü dizilmiş olan yola gelince Defne:
"-Bak Ece, benim kalbim gibiler. Hepsi eğri büğrü dizilmiş. Üstelik kimse de sevmiyor. Çirkinler, işe yarar veya yaramaz, çirkinler... "
"-Saçmalama Defne. Sen çirkin bir kız değilsin. Tamam senden biraz azıcık minnacık hatta küçücük geçmişten kalan öfkem hala olsa da asla çirkin değilsin. Sadece sen mi? Hiçbir kız asla çirkin değildir. Hiçbir kız asla işe yaramaz değildir. Sadece ya karşısındaki ona layık değil ya da başkasını seviyordur. Bu yüzden ona böyle davranır. Uğur da böyle. O başkasını seviyor. Ama asla bir kızı çirkin görmez. Uğur bu. Melektir ama kalbinin bir kısmı geçmişinden dolayı kin doludur. En son bir kıza çirkin diyebilecek kişidir o. Hem hiç kimse çirkin olamaz ki. "
Bu sözlerimden sonra koşarak boynuma sarılan Defne belli ki ağlıyordu.
"-Defne; söz sana Uğur'a onu ne kadar sevdiğini söyleyeceğim. "
Defne:
"-Gerçekten, yapar mısın bunu? "
Ben:
"-Evet. "
**************************
Daha sonra okula geldik. Defne'yi Uğur'a ne yapıp edip sevdirmem gerekiyordu. Bunu yapacağım aklımın ucundan bile geçmese de artık yapacak bir şey yoktu.
Sınıfa gittiğimizde ders çoktan başlamış 5 dakika geçmişti bile. Ama ders inkılaptı. Yani Ali hoca en sevmediğim hoca. Beni tarihten soğutan sınavlarından düşük aldığım tek, ilk ve son olacak o hoca. Sınıfa girdiğimizde ilk gıcıklığını yapıp bizden dersin sonuna kadar dışarda beklememizi söyledi. Tam çıkacakken Uğur yine yapacağını yaptı.
Uğur :
"-Hocam geç kalan derse girmese de oluyorsa beni şimdi geldi saysanız dışarda bekleyebilir miyim? "
Ali hoca :
"Çık dışarı terbiyesiz! "
Sonra Uğur yanıma sırıtarak geldi.
Ben:
"-Uğur ne yapıyorsun? "
Uğur:
"-Valla Ece o beş dakika beş yıl gibi geldi. O kadar sıkıldım ki senin yanına geldim Supergirl! Beni kurtardın! "
Ben:
"-Manyak... Sana bir şey söylemem gerekiyor. Ama önce Defne'yi çıkarmamız gerek. Ben söylerim. "
Defne'ye göz kırpınca durumu anlayıp kabrine gideceğini söyleyerek aşağıya indi.
Ben:
"-Uğur, sence Defne nasıl biri? "
Uğur :
"-Ne konuda? Anlayamadım. "
Ben:
"-Ya nasıl söylesem, ya Uğur işte Defne'yle neden çıkmıyorsun!? "
Uğur:
-"Tamam Ece, bunlar da geçecek. Sadece sabah ne içtiğini söyle. Ateşin falan çıktıysa diye dedim... "
"-Uğur dalga geçme ben ciddiyim. O kız seni cidden seviyor. "
Uğur ellerini havaya açıp bir şeyler mırıldandı. Ben daha çok sinirlenip azıcık bağırdım:
"-Uğur!!!!!!!!!!!!!!!! "
Sanırım biraz çok bağırmışım. Ali hoca bizi içeri aldı. 😢
**************************
Uğur'dan teneffüste özür dilemeye gittiğimde artık çok geçti. Güzel kankam hayata gözlerini kapatmıştı.
"-Uğur hadi kalk, valla bilerek yapmadım özür dilerim hadi kalk... "
Arda gülerek bana baktı. Keşke elimde çatal bıçak olsaydı da yeseydim. Ben böyle düşünürken yanıma gelip:
"-Keşke benim de böyle kankam olsa her an macera dolu falan."
Ben:
"-Niye, senin hiç kankan yok mu? "
Arda:
"-Şuan yok. Arkadaşını uyandıralım mı? "
Ben:
"-Nasıl? "
Arda:
"-Şimdi görürsün... "
Daha sonra 1 litrelik suyu alıp kafasından aşağı döktü... Uğur'un üzerine...
Zavallı Uğur, sırılsıklam uyandı. Arda'ya da bana da nefretle baktı. Ben dedim kesin yandık ama yapmacık bir kahkaha atarak Arda'nın omzuna vurdu. Daha sonra harika şakaydı deyip bana gözleriyle çıkmamı işaret etti. Dışarda :
"-Sırf senin sevdiğin kişi diye dövmedim haberin olsun. "
Ben:
"-Yaa çok iyisin. Zaten dövemeyecegin için dokunmamış olabilir misin? Çocuk tekvando birincisi. "
Uğur:
"-Ece, fazla iddialı değil misin? Ben de karate şampiyonasının finalinde oynadım ama hile vardı. "
Sonra ikimiz de güldük.
Ben:
"-Artık kabul edecek misin? "
Uğur :
"-Ece sevmiyorum, senin için denerim. Senin için bu kadar önemliyse. "
Ben :
"-Ya seni çok seviyorum! "
Yüzüme öylece bakınca;
"-Tabii ki kankam olarak ne sandın? " deyince güldü. O zaman görev başarıyla tamamlandı!
***********************
Ertesi gün Defne çok mutluydu. Neden acaba? Neyse hazırlanıp çıktık.
Okula geldiğimizde beni başka bir sürpriz bekliyordu. Ama hoşuma gitmeyen bir sürpriz. . .
