2. Bölüm

2.5K 235 140
                                    

Bu bölüm, hikayeye bölüm yazmayacağımı düşünenlere kapak olsun ;)

*

Odamın kapısını açıp, öfkeyle aşağı doğru bağırdım. "Burada ders çalışmaya çalışıyorum, biraz saygınız olsun!"

Kendi çapında parti veren abim ve arkadaşlarının, bu bağırmama verdiği tek karşılık müziğin sesini daha da açmak oldu. Kapıyı sertçe kapatıp, hışımla yatağıma oturdum. Abim gerçekten dünyanın en korkunç insanı falan olmalıydı. Evde kendi çapında bir parti verdiği yetmiyormuş gibi, bir de deli gibi gürültü yapıyordu. Normalde annemi arayıp bütün yaptıklarını ona anlatmam gerekirdi, ama beni, bunu yaparsam edebiyattan aldığım düşük notu anneme söylemekle tehdit etmişti. Biliyordum, annem bunu her şekilde öğrenecekti, yine de ne kadar geç o kadar iyiydi. Ben bütün derslerden iyi not alan bir kızdım, bu yüzden annemin tepkisi beni deli gibi korkutuyordu, ne yapabilirdim ki?

Aklımdan Owen'a yapabileceğim işkenceleri geçirirken, telefonum Megan'dan gelen bilmem kaçıncı çağrıyla titredi. Yatağımın üstündeki telefonu kavrayıp, çağrıyı yanıtladım ve telefonu kulağıma tuttum. "Ne var Megan?"

"Ne demek ne var? Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Owen sizin evde parti veriyor ve bana söylemiyorsun bile! Nasıl bir arkadaşsın sen? Resmen mutlu olmamı istemiyorsun!"

"Sakin olur musun lütfen." Megan'ın Owen'a olan bu takıntısı beni öldürüyordu gerçekten. "Sana haber vermedim çünkü bu tam bir parti sayılmaz. Sadece salak arkadaşlarını ve dört beyinsiz kızı çağırmış."

"Ne yani Owen'ın beni aldattığını mı söylüyorsun?" diye çığırdı. Ofladım. Abim benim için yeterince sorun yaratmıyormuş gibi, bir de Megan'ın platonik aşkıyla uğraşıyordum. Hayatım mükemmeldi gerçekten!

"Niye ofluyorsun? Burada gerçek bir trajedi söz konusu. Bana hemen gelecekteki kocamı hangi kaşarın ayarttığını söyle!"

"Megan... Bak seni üzmek istemiyorum ama abim mankafanın teki ve mankafa bir erkeğin hoşlanabileceği tarzda, gerzek kızlardan hoşlanıyor. Sen de onun hoşlandığı türden gerzek bir kız olmadığın için, aranızda bir şey olma ihtimali, benim radyoaktif örümcekler tarafından ısırılıp bir süper kahramana dönüşmem kadar imkânsız bir olay! Yani vazgeç artık. Bu işin oluru yok kızım."

Cümlemi bitirdiğimde alabildiğim tek karşılık, telefonun suratıma kapanması oldu. Tanrım! Delirecektim gerçekten. Bütün aptalca şeyler gelip neden beni buluyordu? Doğuştan şanssız olmalıydım. Zaten olmasam, Owen gibi birinin kardeşi olmazdım.

Aşağıdaki müziği boş verip, çalışma masamda biraz ders çalışmaya çalıştım. Çalışamadım. Ya Owen'ın suratı aklıma geliyordu, ya da Megan'ın telefonu suratıma kapatmış olduğu gerçeğini hatırlıyordum. Elimdeki kalemi sinirle yere fırlattım. Bu iş böyle olmayacaktı. Bir şeyler yapmam gerekiyordu, ama ne yapmalıydım? Onları korkutabilirdim mesela. Evde fare olduğunu söyler, kızların ödünü koparır, keyiflerini kaçırırdım. Ah, hayır. Bunu yapamazdım. Çünkü Owen böyle bir şey yaparsam illa ki, ne yapmaya çalıştığımı anlar, hayatımı burnumdan getirmek için elinden geleni ardına koymazdı.

Tam o an, aklıma çok daha iyi bir fikir geldi. Banyo dolabında annemin uyku hapları vardı. İçkilerine biraz karıştırdım mı, seslerini keser ve sonsuza kadar uyurlardı. Onu da geçtim, sabaha annem eve gelir ve onları yakalardı. Bir taşla iki kuş vurmuş olurdum, mükemmel olurdu!

Hızla odamdan çıktım. Banyoya girmem birkaç saniye sürdü. Planım ilaçları alıp, tuhaf görünmemeye çalışarak aşağı inmekti. Sonrasında içkilerine ilaç karıştırmanın illa ki bir yolunu bulurdum. Her şeyin güzel gideceğine inandığım o dakikalarda, banyonun ışığını açtım ve karşılaşmayı hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım.

You suck at love // l.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin