Giriş

50 7 4
                                    

Merhaba ben Eylül. Güya okumuş, kültürlü ama fazlasıyla gelenekçi, toplumsal tabulara sıkı sıkıya bağlı bir ailenin kızıyım. Birde erkek kardeşim var Doruk. Annem Emine avukat, Babam Kadir de doktor. Annem avukat babam doktor diye beni kendinizden farklı bir hayat yaşıyor sanmayın. Ben de en az sizin kadar kurtulmak istiyorum bu hayattan.
Hiç cam gözlerinizin içine baktı mı atla hadi diye? Yada kendinize kıyamadığınızdan acısız intihar yöntemlerini ve bunlarda ki ölüm yüzdesini araştırdınız mı? Malum söz konusu intihar olunca ölüm kurtuluş. Ölmeyi bile beceremezsen vay haline... Konuya Fransızsınız tabii:) Anlatayım...
Henüz 6 yaşındayken, teyzemde kalırken kuzenim tarafından taciz edildim. Tabi 6 yaşındaki çocuk ne anlar tacizden dimi? Kuzenimin benden "Su getirir misin abim" dedikten sora getirdiğim suyu alıp kenara koyup beni yatağa çekip üzerimdeki askılının askısını indirdiğini hatırlıyorum. Abi dediğim benden sadece 5 yaş büyük kuzenimin askımı indirmesi... Sahi bu çocuk henüz 11 yaşında nereden biliyor bunları? Dizilerden, filmlerden mi öğrendi? Kalitesiz içerikli kitaplar mı okudu? Arkadaşlarıyla konuşa konuşa mı öğrendi? Abi napıyorsun demeye kalmadan kapı açılıp komşuya giden teyzemin içeri girmesi ve bas bas bağırması... Ben henüz ne olduğunu, Murat abimin(!) ne yaptığını, teyzemin ne anladığını yada  neye kızıp bu kadar bağırdığını anlamıyorken... Hele ki bunları anlayacak bilgiye sahip olmayacak kadar küçücük ve masumken...
Bizim ülkemizde erkekler hep haklıdır arkadaşlar. 3 aylık bir bebek dahi olsan sen tahrik etmişsindir annen neden şort giydirmiştir falan! Ben henüz ne olduğunu anlamamışken teyzem beni azarlayarak utandırdı. Annen duysa senden utanır çok üzülür gibi şeyler söyleyerek. Resmen 6 yaşındaki çocuğa suçlu psikolojisi yaratarak kendine nolur anneme söyleme diye yalvarttı. Arkadaşlar belirtmek istiyorum 6 yaşında bir çocuğum, kendimi daha suçun ne olduğunu bilmeden suçlu olduğuma inandırdım. İçimdeki utanç sadece yüzümü kızartmakla kalmayıp avuç içlerimi su içinde bıraktı, kalbimi kasıp kavurdu, benliğimi çürüttü... Ben ne yapmıştım ki beni bu kadar ağlatıp utandırması gerekecek? Zaten ortaokul bitene kadar da suçumun ne olduğundan emin değildim. Sadece teyzemi gördükçe bana bağırışı gelirdi aklıma. Annemi utandıracak birşey yaptım diye düşünürdüm. Liseye başladığım da anladım durumumuzdan ne anladı,neden kızdı, annemi ne yaparak utandırdım. Suçum yok bunu biliyordum fakat toplum tabusu olarak kendimi kirli görmeye başladım. Bir süre mecbur kalmadıkça aynalara bakamadım. Baktığımda ise kirlisin sen diyerek ağlardım. Fikri de zikri de pis insanların bana bu muameleyi yapabilmesi ne kadar korkunçtu.
Hiç unutmam girdiğim ve çıkamadığım bunalımları. Hayatımı değiştirecek bir intihar girişimim oldu. Henüz liseye yeni başlamış iken  çok ağır antibiyotiklerden  8-9 tanesini içtim, ölmek istediğimden emindim sanki. Yavaş yavaş önce bir bulatı sonra baş dönmesi bunları takiben gelen halsizlik hissi... Yavaş yavaş nefesimin daraldığını, korkudan nabzımın hızlanışını hiç unutmam. Peki ya ölmek kurtuluş muydu? Gerçekten istediğim bu muydu? Kendime reva gördüğüm son böyle mi olacaktı? Ben bu kadar aciz miydim, yaptıklarını yanlarına bırakmalı mıydım? Yanılıyordum, aksine yaşamak ve bunu yapanlara kabus olmak istiyordum. Bunu ben yapmadım benim bir suçum yok! 
Gece saat 2, 2 buçuk suları gidip babamı uyandırdım söyledim yaptıklarımı içtiğim hapları... Bana gerizekalı olduğumu aptal olduğumu söyleye söyleye hastane yolunu tuttuk. Midem yıkandı, tutanaklar tutuldu. Yeni okula, ortama alışamadığımı, evden rahat çıkıp gezemediğimi, çok bunaldığımı, kendimi güzel bulmadığımı bahane ederek ölmek istediğimi ve bu intihar girişimini gerçekleştirdiğimi sonrada kendime kıyamayıp herşeyden habersiz babamı uyandırdığımı, bir daha böyle birşey yaşatmayacağımı söyleyerek olayın üstünü kapattım. Ve o günden sonra yepyeni bir dönem başladı benim için. Artık gördüğüm haksızlıklara susmadığım, dilimin sivrilip gördüğü her ahlaksızlığı ortaya koyarak tabuları yıkma zamanıydı... Tabi bu süre zarfında başıma açacağım belalardan bir haberdim!

Arkadaşlar bu benim ilk yazım. Yanlış bir telaffuz yada noktalamam olursa affola. Ben okuduğum kitaplarda olaylara saplantılı yaklaştığım için olayların uzaltılmasından hoşlanmıyorum. Bu sebeple bende uzatmadım. Fikirlerinizi belirtirseniz bende kendimi geliştirmiş olurum. Şimdiden teşekkür ederim.

ZEHİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin