Sabah uyandığımda büyük bir halsizlik ile uyandım. Kalkıp banyoya gittiğimde göz altı torbalarım ve yüzümde ki anlamsız solukluk olduğumdan 20 yaş büyük gösteriyordu beni. Ben bile bu durumdaysam Şeyda ne haldeydi acaba. Ona nasıl yardım edeceğimi, nasıl teselli edeceğimi bilmemek öyle menem bir duygu ki. Kalbim kan değil cam parçalarını pompalıyor sanki. Kalbim her attığında damarlarımdaki hasar daha büyük bir hal alıyor, içimdeki boşluk daha doldurulamaz derecede vehamete sürükleniyordu. Beynim uyuşmuş, sanki içindeki tüm hücreler inzivaya çekilmişti. Şeydanın yanında olmam gerekiyordu ama nasıl onu incitmeden yanında olabilirim bilmiyordum. Bizzat bu olayları yaşadığım için kendini ne kadar kirli hissettiğini, suçsuz olduğunu bilsede "El Alem" adı altında saçma sapan lüzumsuz insanların düşüncelerini önemsediğini...
Hayır ya! Neden susuyoruz? Neden bizim gibi olumsuz durumlar yaşayan insanlarla bir araya gelerek utanılacak birşey yapmadığımızı bas bas bağır mıyoruz? Neden utanması gereken hep biz kadınlar oluyoruz? Neden bütün ahlaksızlıkları namussuzlukları erkekler yaparken biz ahlaksız namussuz oluyoruz? Neden kendi pisliklerine bakmadan bizim üzerimizde kurdukları hakimiyet sayesinde "namus,ahlak" gibi kelimeleri sadece biz kadınların omuzlarına yükleyerek kendi pisliklerini kapatmalarına, kendilerini namuslu hissetmelerine izin veriyoruz?
Erkeklerin namusu yok mu? Yoksa HZ. Yusuf'un Züleyha'dan sakındığı şey neydi?
Ben size söyleyeyim... Namus dediğin şeyin cinsiyeti yoktur. Ahlakın cinsiyeti yoktur. Ayrıca insanların namusu da bacaklarının arasında değil, göz kapaklarının altındadır. Sen evli bekar, kadın erkek, güzel çirkin, zengin fakir farketmez seni istemeyen birine bakmıyorsan namuslusundur. Sen evliysen ama kendi eşinden başkasını umursamıyorsan namuslusundur. Sevgilin varken onun gözleri dışında hiçbir kişi veya yeri kalbine yuva yapmıyorsan namuslusundur. Aksi takdirde NAMUSSUZ...Kahvaltımı yapıp bu şekilde kendi içimde konuşa konuşa okula gittim. Şeyda'ya sarıldım öptüm. Utanır diye ekstra sorular sormadan nasılsın diye sordum sadece. Yüzündeki morlukları fondeten ile kapatmıştı. Canın sıkkın gibi anlatmak ister misin konuşabiliriz dediğimde bunu bekliyormuş gibi dökülmeye başladı.
-Eylül dayanamıyorum artık. Şu olanlara bir baksana. Olanlar bir duyulsa ne yaparız nereye gideriz.
-Duyulsa ne olacak sen mi yaptın ahlaksızlığı o mu?
-Bu ülkede erkeklere bişey olmaz canım arkadaşım olan anneme ve bana olur. Adımın çıktığıyla kalırım. Duymadın mı attığı iftiraları, sende oradaydın.
-Evet bu zamana kadar olan kadınlara oldu çünkü biz kadınlar hep sustuk, bizi namus kendilerini de bekçi olarak görmelerine izin verdik. Bak Şeyda dünyanın yarısı kadın diğer yarısını da yine biz kadınlar doğurup yetiştiriyoruz. Kadınların isteyipte değiştiremeyeceği düzen olabilir mi? Biz kadınları yine içimizden kadınlar vurduğu için bu haldeyiz. Aman o erkek çocuğu çıksın ne olacak, amanda oğlumun sevgilisi varmış, göster amcalarına pipini oğlum laflarıyla büyüterek yapıyorlar hatayı. Oğulları sevgilisini aldatıp yakalandığında ahlaksızlığı yüzünden kızmak yerine amaan üzülme oğlum biri gider beşi gelir diyorlar. Oğulları istediği kızla istediği yerde her haltı yerken ses çıkarmayıp sonra namuslu gelin ararken yapıyorlar. Bizim başta kadınları eğitmemiz hatta aman tacize uğradık duyulmasın edilmesin demek yerine bu şerefsiz beni taciz etti diye bağıra bağıra dile getirip onu rezil etmeyi öğrenmemiz lazım.
-Doğru söylüyorsun hoş söylüyorsunda bunu söylemek o kadar kolay değil ki. Sen mesela Murat'ın sana yaptıklarını anlatabilir misin annene?
-Onunda sırası gelecek kardeşim onunda...O herif Ceyda teyzeyi sürekli tehdit ediyormuş. Ders çıkışı Şeyda'nın ağzından aldım lafı. Anneme söyledim ve "Madem kadına yaptıkları yüzünden ceza almıyor açığını bulur başka şekilde ceza almasını sağlarız ki kadını bıraksın. Ben bununla ilgilenicem sen yanında ol arkadaşının destek ol dedi." dedi
Günlerdir uyuyamıyorum. Şeydanın söylediklerini düşünmeden kendi düşündüklerim için birşey yapmadan duramıyorum. Önce annemle konuşup uğradığım haksızlığı anlatmak sonra da kadınların yalnız hissetmemesi için birşeyler yapmam gerekiyordu.
Hazır bugün pazar annem işe gitmeyecekken ve anneannem buradayken konuşup halletmek istiyorum bu meseleyi. Tansiyonu düşüp bayılmasın diye önce güzelce kahvaltılarını yapmayı beklemeye karar verdim. Tabi ben heyecan, utanç aynı zamanda korkudan pek birşey yiyemeyice anneannem bir şeylerin ters gittiğini fark etmiş olacak ki dikkatlice beni izliyor. Anneannem kahvaltısı bitince söze girdi direk.
-Hayırdır kız, çıkar ağzındaki baklayı, sen birşey söyleyeceksin kıvranıp duruyorsun.
-Anneanne valla söylemem gereken bir şey var ama nereden nasıl başlayacağımı inan ki bilmiyorum. Zaten anlatmakla anlatmamak arasındayım. Bu zamana kadar anlatmadım şimdi nasıl anlatırım bilmiyorum. Bana her koşulda güvenir misiniz?
-Sen oldukça zeki ve yaş tahtaya basmayan bir kızsın. Oldukçada sivri dilli her lafı söyleyebilen bir kızsın. Senin anlatamayacağın ne olabilir? dedi anneannem
-Bakın bu söylediklerimden sonra ne düşürsünüz ne yaparsınız bilmiyorum. Bu zamana kadar siz üzülmeyin diye sustum,bu yükü tek başıma taşıdım ancak şu son olanlardan sonra susmamam gerektiğine kanaat getirdim.
Anne hani hep bana sorarsın ya ortada bir sebep yok, bir tartışma yok ne diye teyzene bu kadar tavırlısın diye. İşte tavrımın sebebini açıklamaya karar verdim. Ben küçükken teyzemi çok severdim sürekli gidip orada kalırdım biliyorsunuz. Sonra en son gittiğimde kötü şeyler yaşandı bende bir daha gitmedim ve hiç bir zaman ne onu ne çocuklarını sevemedim.-Sadede gel kızım meraktan çatlatma uzatıp dedi annem. Bende bir an önce bu karın ağrısı bitsin, ne olacaksa olsun artık istiyordum.
-Ben orada kalırken kuzenim Murat beni taciz etmeye çalıştı. Hepsinin gözleri kocaman olmuştu. Annem ne saçmalıyorsun diyip çıkıştı. Anlatmaya devam ettim. O sırada teyzem geldi ancak oğlunu değil beni suçlayarak kendimden utanarak, tiksinerek, öz güvenim ve öz saygım eksik olarak büyümeme sebep oldu henüz 6 yaşındaydım dedim.
-Annem küçük olmamdan yürüyerek gözleri dolu bir şekilde "Çok küçüktün yanlış hatırlıyor yada yanlış anlamış olamaz mısın" dedi.
-Anne zamanla fark ettim bende bunları büyüdükçe dedim ve ağlamaya başladım.Anneannem bana sarılarak ağladı, beni teselli etmeye destek olmaya çalıştı. Annemse sen Muratı mı kıskanıyorsun diye kızarak anlattıklarıma inanmadı. Anneannemin kızıp susturması üzerine oturup düşünmeye başladı.
Teyzemi aradılar gelmesi için ve o geldiğinde kıyamet koptu. Annem teyzemin üstüne yürüyerek bunu 6 yaşında küçücük kıza nasıl yaptınız diye bağırdı. Teyzem senin kızın da az zilli değildi diyerek annemi iyice sinirlendirdi. Anneannemin bu laf üzerine teyzemi tokatlamasıyla teyzem çıkıp gitti.
İyi birşey mi yaptım bilmiyorum anlatabildiğim için rahatlamış olmam gerekmez miydi? Annemler beni anladığı desteklediği için mutlu olmam gerekmez miydi? Neden hala böyle utanıyorum? Sessizce yukarı çıktım ve merdivene oturup ne konuşacaklarını dinledim. Annem onu koruyamadım yıllarca bunun yükünü taşıdı ama ben fark edemedim. Anne ben iyi bir anne olamadım diyip anneanneme ağlıyordu. Anneannemse küfürler savurarak nerden bileceksin ki kızım her zaman ki gibi teyzesine kalmaya gitmişti, nerden bilebilirsin...
Daha fazla dinlememek için odama geçtim. Ne hissetmem gerektiğini bilmeden sadece ağlıyorum. Mutlu değilim, anlatınca da rahatlamadım. Utancımda azalmadı. Utanmamam gerekiyor kendime gelmem gerekiyor. Utanması gereken onlarken daha fazla kendimi hırpalamamam, güçlü olmam gerekiyor. O 6 yaşındaki küçük kız yok artık. KENDİNE GEL!
Hemen yüzümü yıkayıp güzel bir elbise giydim hafif makyaj yaptım saçlarımı dalgalandırarak saldım. Koşar adım aşağı inip gülerek ağlamaktan gözleri kızarmış anne ve anneanneme gülümsedim. Şaşkın şaşkın bana bakıyorlardı.
-Eeeee hadi ama eve tıkılıp kalacak mıyız pazar pazar, alışverişe gidelimde kafamız dağılsın biraz. Ağla ağla nereye kadar kızlar hadiiiii. Arabayı ben kullanırım söyleyim, hadi yüzünüzü yıkayıp gelin. Annem ve anneannem itiraz etmeden yukarı çıktılar bana iyi geleceğini düşündüler sanırım. Onlar gidince ağlamamak için tavana bakarak derin derin nefes aldım. Güçlü olmalısın Eylül...
Arabayı kullanırken dikkatim dağınık olmasına rağmen kendimdeydim yol boyu kimse konuşmayınca bende müzik açıp şarkı dinlemeye ve eşlik etmeye başladım. İçimdeki harabeyi azda olsa saklamaya çalışıyordum. Arabayı park edip avm ye girdik. Kafamızı dağıtacak hatta yorgunluktan hiçbir şey düşünemeyecek hale gelene kadar kıyafet denedik, yemek yiyip çıktık. Eve geldiğimizde herkes yorgunluktan kendini yatağına atmıştı. Olanları düşünmüyor olamazlardı ama en azından minimum bi hafifleme olmuştu. İyi olduğumu görmek onlara iyi gelmişti. Ben yorgunluktan deliksiz uyumuşum babamla Doruk'un maçtan geldiklerini bile duymamışım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR
Chick-LitBu kitapta her kadının kendinden birşeyler bulabileceğine inanıyorum. Herkesin kendi içinde kırgınlıkları, küskünlükleri, içinde patlattığı intikamları vardır. Mutlaka vardır. Kadın olmaktan gurur duyun. Yaptığınız işi kadın gibi yapın çünkü kadınl...