"Hayaller Yazınca Güzel"

70 4 0
                                    

Sabahın bu saatinde Buse'nin aramasıyla uyandım;

-Bu saatte beni aramak aklına nerden geldi acaba?

-Saat 1'de çay bahçesinde olman için 1 saatin var. Hazırlanabilirsen sorun yok, dedi alaycı bir sesle.

-Neee!! diye çığlık attım. Hemen saate bakıp, neden daha erken aramayı düşünmezsin ki diye çıkıştım Buse'ye.

-Herhalde cevapsız aramalara bakmadın.

-Neyse, dedim. Benim hazırlanmam lazım.

Telefonu kapattığım gibi kahvaltıya koştum. Yemek bu dünyada en vazgeçilmez tutkumdur benim. Diğer kızlar gibi 2 saatte hazırlanmam da ben. Süsten uzak, sade ve salaş giyimler favorimdir genellikle. Annemler sorun etmese düğünlere bile salaş giderdim ama.. Zaten düğünleri de sevmem ben. Tanıdık olmayınca gitmemeye çalışırım. Kahvaltımı çok hızlı yaptığımı gören annem

-Ne bu hız Dünya? Ne kaçıyor? diye meraklı olarak sordu tabi.

-Buseyle buluşacaktım, geç kaldım da biraz dedim hala kahvaltıya devam ederken. Annem yine söylendi durdu bana, akşam yatmazsan sabah kalkmazsın, bundan sonra erkenden yatacaksın gibi şeyler işte. Kahvaltı yaptıktan sonra hemen koyu yeşil t-shirt ve siyah dar pantolonumu geçirdim üzerime. Saçlarım düz olduğu için taramak çok basitti. Hazırdım işte! Demekki Buse çok abartmış. O kadar da zor değilmiş. Hemen evden çıkıp dolmuşa bindim. Oraya gittiğimde Buse ve Gökhan çoktan gelmişlerdi. Buse beni görünce el sallayıp buraya gel işareti yaptı. Gökhan elini uzatıp merhaba dedi. İçimden Buse'nin erkek anlayışına nasıl saygı duydum anlatamam. Yeşil gözleri gerçekten çok hoştu. Merhaba dedim ben de en masum ifademi takınarak. Biraz konuştuktan sonra Gökhan'ın telefonu çaldı. Çok mu gecikirsin diye sordu. Telefondan gelen o ses gerçekten duyulması gereken bir sesti. Anlatmam imkansız o sesi, öyle bir kelime yok yani. Buse hemen sordu;

-Kimdi o hayatım?

-Can, demiştim ya dün gelecek diye, işi çıkmış da, geç gelecekmiş onu söyledi.

Biz çaylarımızı içerken deri ceketli, içinde gri t-shirt ve altında siyah pantolonla rampa saçlı, güneş gözlüklü biri yaklaştı. Gökhan hemen ayağa kalkıp arkadaşını karşıladı;

-Oo hoşgeldin kardeşim dedi mutlu sesiyle. O sırada Buse bana yaklaşıp, şu çocuğa baksana, sevgilim olmasa kesin konuşurdum dedi. Fazla takmadım onu, ama hakkını yememek gerek, çocuk çok yakışıklıydı. Elini bana uzatıp merhaba dediğinde içimde bişeylerin olduğunu fark ettim. Bunlar olağan şeyler. Ne varki bunda? Gözlüğünü çıkardığında o kahverengi gözlerine bakmadan durmak imkansızdı.

"Hayaller Yazınca Güzel"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin