5. Bölüm

21 0 0
                                    

Sabah telefonumun sesine uyandım. Uykum o kadar ağırken bir mesajın sesine nasıl uyandığımı hala düşünürken telefondaki mesaja baktım. Gelen mesaj Can'dandı;

-Bugün işin var mı?

-Henüz bir planım yok.

-Köşedeki pastaneye gidelim desem?

-Imm düşünmem gerek sanırım.

-Hadi ama?

-Kaçta?

-Hazır olduğunda mesaj at.

-Pekala.

Buse'yi çağırıp çağırmamak arasında kaldım. Ama hayır, Can beni davet etmişti. Onları da istese çağırabilirdi, öyle değil mi? Yanlış mı düşünüyorum acaba?

Saçlarımı at kuyruğu bağlayıp beyaz sade t-shirt, deri siyah ceket ve siyah pantolonumu giydim. Bilekten siyah ayakkabılarımı giyip dışarıya çıktım. O sırada Can'a hazır olduğumu söyleyecektim ki görmeden önümde duran kişiye çarptım. Baktığımda ellerinde kocaman çiçek vardı, yüzü çiçeklerin çokluğundan görünmüyordu bile. Sonra başını sağdan çıkarıp

-Merhabaa! dedi o tatlı sesiyle.

-Merhaba dedim bende gülümseyerek.

-Ee almayacak mısın?

-Neyi?

-Evde telefonunu unutmuşsun ya onu diyorum, merak ederler, ulaşamazlar falan.

Aptal kafam! Çocuk çiçeği başkasına getirse niye sana bu hareketleri yapsın.

-Çok pardon ya, dalmışım, dedim. Neye daldığını sorarsa hapı yuttun Dünya! O kadar tatlıydın ki sana bakmaya doyamadım mı diyeceksin, ne yani?

-Al o zaman artık, dedi. Bu derine inmeyen davranışları gerçekten çok iyi hissettiriyordu. Anlıyordu ama onun anlamasını istemediğimi biliyormuş da ona göre davranmaya çalışıyormuş gibi.

Pastaneye gittiğimizde normal insanlar gibi masalara oturup siparişleri vermek yerine bana benimle gel işareti yaptı ve arka odaya geçtik.

-Aslında seni buraya getirmemin amacı farklıydı Dünya.

-Nasıl yani?

-Yani ben burda belirli günlerde gitar çalıp şarkı söylerim. Ve Buse bana senin de sesinin güzel olduğunu ve bir aralar senin de benim gibi şarkı söylediğini söyledi.

-Yani, seninle çalmamı mı istiyorsun?

-Çalabililiyorsan o da olur, ama istediğim beraber söylemekti.

-Ama ben bu işi bırakalı çok oldu, kendime göre nedenlerim vardı. Şimdi başlamaya çok korkuyorum.

-Korkularını yenebilirsin Dünya, denemekten ne çıkar. Yanında ben varım, güven bana, diyerek ellerimi tuttu. Onu o an başkası söylese ne yapardım bilmiyorum ama ona güvenmek o kadar huzur vericiydi ki, üstelik ellerimi tutması. Beni kolay ikna etmişti. Peki, dedim gülen yüzle ellerimi tutmasına karşılık vererek.

"Hayaller Yazınca Güzel"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin