"Sana yük olduğum için üzgünüm."Jiho, Kyung'un kafasını bile dışarı çıkartmak istemediğini anlayıp ona evde vakit geçirmeyi önermişti ve şimdi ikisi, birkaç saattir salonda oturmuş ellerinde kahve ve bacaklarında battaniye ile karşı karşıya oturuyordu. Televizyon kısık bir sesle açılmıştı fakat ikisinin de asla ilgilenmeyeceği saçma bir program ekranda dönüp duruyordu. Arada ortama uğrayan garip sessizliği engellemek içindi sadece.
"Şaka mı yapıyorsun? Bu aralar fazla yalnızım. Dün seninle karşılaştığım için mutluyum ben."
Bu garipti çünkü Kyung'da tam olarak aynı şeyleri düşünüyordu. Tıpkı karşısında battaniyeyle boğuşan adam gibi o da bu aralar yalnızdı ve o da onunla karşılaştığı için minnettardı. Tüm bunlar olmasaydı şu an ya sokakta soğuktan titriyor olurdu -ki bu en iyi ihtimal- ya da evde Jihoon'la yüzleşmek zorunda kalırdı. Büyük ihtimal böyle bir durumda evden sinir krizleri ve bağırışmalar yükselirdi. Sonrasında da Jihoon iki yıl önce yaptığı gibi...
Neyse.
"Burada daha fazla kalmak istersen kalabilirsin ama bir şey soracağım."
İşte neden burada olduğuyla ilgili soru geliyordu. Neden dün gece başıboş öylece gezdiğini ya da neden odasından ağlama sesleri geldiğiyle ilgili olanlar da.
"Okula gitmeyi düşünüyor musun? Ben birkaç gün dinlenmeye karar vermiştim."
Ucuz atlattık.
"Sorun değilse ben de öyle yapacağım."
Hiç derslerle ya da aptal sınıf arkadaşlarıyla ilgilenecek modunda değildi. Ayrıca Taeil ve Jaehyo'yu görme ihtmali de cabasıydı.
"Bu gece çalışmaya gidiyorum. İstersen benimle gelebilirsin. Ama kalmak istiyorum dersen..."
"Nerede çalışıyorsun?"
"Rock bar tarzı bir yer. Harika bir gitaristimdir."
Gülümsedi.
"Geleceğim."
***
"Şu montu al. O geceki gibi soğuktan titremeni izlemek istemem."
Hava yeterince karardığında evden çıktılar ve çok da fazla olmayan bir yürüyüşün sonunda yeni açıldığı belli olan siyah tabelalı bara vardılar. İçeride çok fazla insan yoktu. Bu Kyung'un hoşuna gitti. Jiho onu duvar kenarında bir masaya oturttuktan sonra sahneye çıkması gerektiğini söyleyip gözden kayboldu. Onu tekrar gördüğünde hafif yüksekliği olan küçük bir platformda gitarının akordunu yapmaya çalışıyordu.
Çalışanlardan biri Kyung'un siparişini almaya geldiğinde pek de alışık olmadığı alkollü içeceklerden birini istedi. Jiho ve yanındaki birkaç kişi çalmaya başladığında Kyung elinde içeceğiyle arkasına yaslanmış onları izliyordu.
Bu benim takıntım.
Bana lanet etme.
Bu benim takıntım.
Gözlerini başka yere çevirme.
Kulağına gelen şarkının ne olduğunu bilmiyordu çünkü onun müzik zevkinden tamamen farklıydı. Yine de sevmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be The Light // Zikyung
Fanfiction"Bakın, asıl sınav için endişe etmesi gereken o. Küçükken annemin uzak durmamı istediği tiplere benziyor." Gözlüklü olan onayladı. "Öyle de zaten. Pek parlak bir adam değil. Duyduğuma göre hırsızlıktan sabıkası varmış. Bizim okula girmeyi nasıl baş...