Hava çoktan kararmaya başlamıştı bile ve Kyung'la Jiho uyandıklarından beri kanepeden kalkmamışlardı. Fakat ikisi de bundan rahatsız görünmüyordu. Kyung birden sarışına alakasız bir şekilde yapmaktan hoşlandığı şeyleri sorduğunda, Jiho film izlemeyi sevdiğini söylemişti ve oldukça uzun bir arayıştan sonra uygun filmi seçip kendilerini uzun bir maratonun ortasında bulmuşlardı. Ellerinde mısırla popolarını dümdüz ettikleri koltukta saatlerdir oturuyorlardı.Karşılarındaki ekran son sahneyi de verdikten sonra izledikleri üçüncü filmin oyuncu kadrosu nihayet siyah ekran üzerinde belirdi. Kyung henüz filmin başındayken bitirdiği içeceğin kutusunu sehpaya koydu. Diğer içtikleri tüm o içeceklerin kutularının yanına.
"Sanırım daha fazla televizyona bakmak istemiyorum."
Jiho oturduğu yerden kalkıp gerinirken onayladı.
"Film izleme önerisini benim yapmış olmama rağmen tanrım, ben de istemiyorum."
"Şimdi ne yapmalıyız?"
"Aç mısın?"
Etrafındaki bitmiş abur cubur paketlerine baktı.
"Hayatımda bu kadar tok olmamıştım."
Jiho güldüğünde, Kyung da onunla birlikte kalktı ve beraber etrafa dağılmış çöpleri toplamaya başladılar.
Aslında Kyung'un amacı bu günü çok daha farklı geçirmekti. Konuşup onun hakkında bir şeyler öğrenmek ve kafasındaki bazı soru işaretlerini gidermek istiyordu. Bilirsiniz, üç gün aralıksız gördüğünüz bir yüzün içini ister istemez öğrenmek isterdiniz. Fakat bunu yapmaya yanlış bir soruyla başlamıştı. Ona direkt derin sorular sormak yerine aktiviteler ve favori renkler gibi pek de ilginç cevapları olmayan konulardan girmeye çalışmıştı. Bunun sonu gün boyu süren sessizliğe neden olmuştu.
Kyung dersini aldığı için o an neyi öğrenmek istiyorsa onu sormaya karar verdi.
Mutfaktaki çöp kutusunun önünde durduklarında konuştu.
"Bir şeyi merak ediyorum."
Jiho mutfak dolabına yaslanıp elindeki paketi atmadan önce içinde kalan kırık parçaları ağzına attı. Ağzındakileri yutmadan Kyung'a devam etmesini ima ederek mırıldandı.
Eskiden onun kızgın biri olduğunu düşündüğü için bunu sormaya çekinirdi ama artık Jiho'nun vereceği tepkileri az çok anlayabilmişti. Bu yüzden tereddüt etmeye ihtiyaç duymadı.
"Neden okulda senden iğrenç bir pislikmişsin gibi bahsediyorlar?
Herkes senden uzak durmaya çalışıyor ve kötü şeyleri senden biliyor. Bilirsin, şu cüzdan meselesi...""Belki de öyleyimdir."
"Değilsin."
Jiho, gözlerini kısıp gülümsedi.
"Belki de sadece sana iyi davranıyorumdur."
Kyung o an bir şey söyleyemedi. Bundan bir ima çıkarıp çıkarmaması gerektiğini anlayamamıştı. Yüz ifadesi net bir şekilde ne demeye çalıştığını gözler önüne serse de. Ellerini cebine sokup güldü ama daha çok "ne demeye çalışıyorsun" ya da "aman tanrım çok gerildim." gülüşüydü bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be The Light // Zikyung
Fanfiction"Bakın, asıl sınav için endişe etmesi gereken o. Küçükken annemin uzak durmamı istediği tiplere benziyor." Gözlüklü olan onayladı. "Öyle de zaten. Pek parlak bir adam değil. Duyduğuma göre hırsızlıktan sabıkası varmış. Bizim okula girmeyi nasıl baş...