⇝4⇝

65K 3K 137
                                    

☘ Varlığını bile tam olarak tatmadığım birinin yokluğu bana nasıl acı veriyor bilmiyorum.

                                                                                                                         ❙𝐀𝐫𝐬𝐢𝐥𝐲𝐚 

"İşte böyle." dedi sıkkın bir ses tonuyla. Düşünmekten bir şeyleri kırıp parçalamamak için zor tutuyordu kendisini. "Böyle olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi... Kadın doğruyu söylüyorsa ki bence doğru, bunu bir an önce yapmalısınız." dedi Ateş. Öte yandan ses çıkarmadan kendilerini dinleyen Yiğit ve Altuğ yan yana oturdukları için birbirlerine kısa bir bakış atmıştı. "Sen ne düşünüyorsun Yiğit?" diye sordu Ars. Onun düşüncelerine her zaman önem verirdi. Çoğu zaman, alaycı kişiliğini saymazsa, oldukça mantıklı düşünen bir adam olduğunu inkar edemezdi doğrusu. "Bu konuyu yarın konuşalım. Düşüneceğim. Neyse, Ateş çay koy." dedi boş bardağını ona doğru itelemişti. "Adam hasta diye ses çıkarmıyoruz iyice köleye çevirdi." diye homurdandı Ateş.

"Ars biz bunu ne zaman döveceğiz? Benim canım daha fazla beklemek istemiyor. Bak avuçlarım kaşınamaya başladı bile." dedi hınzırca gülümsemeyi ihmal etmemişti. Ateş duyduklarıyla kaskatı kesilirken Ars gülmeye başlamıştı. "Niye konuyu açıyorsun lan? Yani... Yiğit... Hayır. Dur. Ağabey yapmasana." dedi konuyu örtmeye çalışırcasına gülümsüyordu. Bir yandan da içinden küfürler yağdırdığının herkes farkındaydı. "O çayı demli koy açık sevmiyorum." dedi arkasındaki yastığı sağlamlaştırırken. "Hay senin çayına..." dediği an sözleri Yiğit tarafından kesildi.

"Bir şey mi dedin kardeşim?"

"Yok ağabey istediğin gibi koydum." diye cevapladı. Yiğit çaktırmadan gülmeye devam ederken Altuğ araya girdi. "Şu çelik yelek cidden zekiceymiş ama ağabey."

"Tıp okumuş adamım sonuçta. Zeki demek mütevazı bir kavram olur. Dahi desek?" dedi egoist bir şekilde. "Okuldan atılan bir dahi! Tam da geçmiş bilim adamlarını hatırlattı. Gerçi ben onlardan daha yakışıklıyım. Öyle değil mi?" dedi ciddiyetle arkadaşlarına bakarken Ars gülerek kalktı ayağa. "Anlaşılan bizim küçük ağabeyimiz kendisini çok iyi hissediyor. Ben gidiyorum. Sabah yine gelirim."

"Beni hasta halimle bırakıp o kadına mı gidiyorsun? Ateş kız kardeşini sevmiyorum." dedi Yiğit. Alayla kahkaha atmamak için zor tutuyordu kendisini. Ars duyduklarının üzerine ona doğru bir hamle yapıp yaralı koluna dikkat ederek yere düşürdü. Yiğit yere savrulurken Ateş ve Altuğ gülerek ikisini izliyordu. "Lan sen niye dalga geçiyorsun sürekli benimle?" diye sordu Ars soru dolu bakışları Yiğit'i daha çok güldürmüştü. Şu an yerde uzanıyordu ve Ars onun yakalarından tutmuş yumruğu geçirmemek için kendisini dizginliyordu. "Bunların yaşadıkları ilgimi çekmiyor kardeşim o yüzden sana sarıyorum." dediği an Ars'ın ne yaptığını anlamıştı. "Yapma diyorum şerefsiz! Yapma şunu! Acı benim acım lan! Ars gel buraya!" dedi bağırarak. O sırada çoktan arkadaşının üzerinden kalkarak kapıya doğru ilerleyen adam arkasını dönmeden elini kaldırarak hafifçe salladı. Yiğit'in hızla kaybolan yarası onu bir hayli sinirlendirmiş olacak ki öfkeyle kalktı yerinden. Elinin önündeki yastığı sinirle Altuğ'a fırlatırken burnundan soluyordu.

"Ben ne yaptım ağabey? Git ondan çıkar öfkeni." diye yakındı.

"Sabaha kadar dinmez şimdi onun acısı." dediği an yüzünde ki acı kendisini belli ediyordu. Ars böyleydi işte. Soğuk, ilgisiz, umursamaz gibi görünen bu adamın böyle bir kalbi vardı ki aslında.

"Nerede kaldın? Seni saatlerdir bekliyorum! Hiçbiriniz telefonlarınızı dahi açmıyorsunuz! Sana diyorum!" dedi bağırarak. O bağırırken Ars evin salonuna doğru ilerleyip koltuklardan birine gelişigüzel oturdu. Mavi gözlerinin içerisinde barındırdığı acı ben buradayım diye bağırıyordu adeta. Birbirine karışmış saçları ona her zaman ki gibi çekici bir hava katmıştı. "Küçük bir olay çıkmış. Halledildi neyse ki. Endişelenme, sorun yok." diyebildi kısaca. Kolunun vermiş olduğu iki kat acı kendisini konuşmaya bile zorluyordu. Onun bu halini anlayan İlya öfkeyle soludu. "Senin neyin var? Neden böyle görünüyorsun?" dedi endişeyle. "Bir şey yok..."

Sessiz Kabulleniş 2 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin