BÖLÜM 4

15 5 0
                                    

Hepimiz Duman'ın kiraladığı arabaya bindik ve yola koyulduk. Yolculuk sırasında Defne bana günlük hayatımda ne yaptığımı sordu,ben de çalıştığım yeri ve kaldığım mahalleyi anlattım. "Siz bütün bu parayı hırsızlık yaparak mı kazanıyorsunuz?" diye sordum Defne'ye. "Hayır, biz sadece bizim hayatımızın böyle olmasına sebep olanların parasını çalarız. Babamız ölmeden önce bir mekan bırakmış bize.Biz de orayı bar olarak işletiyoruz,bir ara seni de götürüm istersen." dedi. Demek babaları ölmüştü,peki ya annelerine ne olmuştu,babaları nasıl ölmüştü? Tabi bunları soracak kadar hazır değildim daha."İsterim." dedim. Ben de bu akşam çalıştığım kafede söyleyeceğim,sen de beni dinlemeye gelebilirsin." dedim,buna şaşırmıştı."Olur." Şirketin önüne gelmiştik. Kol çantamda haplar da iğne de duruyordu. Kulağımdaki cihazı kontrol ettim.Duman ve ben arabadan indik. Belime sarılan koluna baktım."El ele de tutuşabilirdik." dedim. "Evet ama ben böyle istiyorum." dedi sakince.İçimde kabaran öfkeyi kontrol etmeye çalışıyordum. Derin bir nefes aldım.İçeriye girdiğimizde bize bakan gözleri görmezden gelmeye çalıştım. Danışmanın yanına gittiğimizde Duman," Tarık Sönmez ile görüşmek istiyoruz." dediğinde genç kadın bir süre Duman'ı süzdü."Haber vermeyi düşünüyor musunuz acaba?" dedim.Kız hemen adamı arayıp söyledi."Şuradan gidin..." diye başladığında Duman lafını yarıda kesti," Teşekkürler ama yolu biliyoruz." dedi gülümseyerek. Kadın da güldü."Artık başlasak diyorum." diye mırıldandım.Yanağımdan öptüğünde ise bir an kalakaldım. Sonra kadının yüz ifadesini gördüm ve Duman'a kocaman gülümsedim. Elimi tutarken içim içime sığmıyordu.Odaya girdik,Duman'ın tahmin ettiği gibi adam samimi davranmaya çalıştı." Ooo kimler gelmiş.Hoşgeldiniz Duman,bu kızımız kim oluyor?" Duman gülümsedi,"Kendisi benim sevgilim,adı Gizem." dedi. Sonra Tarık'a,"Biz evlenmeyi düşünüyoruz,senden yardım istemeye geldik." dedi. Adam," Tabi oğlum,ben geldiğinizi Serkan'a haber vereyim dedi ve oğlunu arayıp yanına çağırdı. Plan tıkırındaydı." Ne kadar paraya ihtiyacınız olduğunu söyleyin Serkan size yardımcı olur." dedi. Birkaç dakika sonra Serkan içeriye girdi ve önce bize sonra babasına baktı. Tarık bizi onunla tanıştırdıktan sonra Serkan tekrar bana baktı. Ona gülümsedim. Gözlerimle ne kadar becerebiliyorsam o kadar çekici bakmaya çalıştım. Serkan Duman'a baktı,"Nasıl tanıştınız siz?" Duman elini belime sımsıkı dolayıp beni kendine çekince kulağına fısıldadım," Sen böyle yapmaya devam edersen çocuk yenge gözüyle bakıp uzak duracak benden." dedim. Duman bunu umursamadı."Biz ilk gördüğümüz an birbirimizden etkilendik. Bizimki bir tesadüf falan değildi,bizim hikayemiz kaderin bize oynadığı en güzel oyundu. Onun güzelliği beni büyülemişti. Benim hayatımı kurtardı ve sonra bu hale geldik işte." dedi. Yüzüne baktım,kalbim yine ritmini kaybetmişti. Serkan,"Vay,çok şanslısınız Duman Bey.Böyle kurtarıcı melekler zor bulunuyor." dedi bana bakarak. Oha, kocam olacak sevgilimin yanında bana yavşadığına göre bayağı kız düşkünü olmalıydı. Ne saçmalıyordum ben? Duman birşey söylemek üzereyken hemen ben konuştum."Teşekkür ederim Serkan Bey. Sizin gibi bir beyefendinin bekar olması da beni şaşırttı açıkçası." dedim. Sonra hemen açıkladım,"Parmağınızda yüzük göremedim." Serkan çapkınca gülümsedi,"Ben evlilik adamı değilim pek." Elini sarı saçlarının arasından geçirdi. Tarık Bey oğluna kaş göz işareti yaparak susmasını işaret etmeye başlamıştı. Duman'a eğildim,"Şimdi tam sırası çık ve adamı ara." dediğimde başını salladı. Ayağa kalkmadan önce bana uyarı yüklü bir bakış attı. "Müsadenizle ben bir lavobaya gidip geleyim." dedi ve gitti. Tarık Bey bana döndü,"Gizem Hanım aileniz ne işle meşgul?" bir an düşündüm," Biz bir restorant işletiyoruz ama düğün için gerekli olan masrafları karşılamaya yetmiyor bu gider." dedim. İçimden de' Ara artık şu adamı Duman.' diye geçiriyordum. Tam o an Tarık'ın telefonu çaldı."Alo kimsiniz?" karşı taraftan duyduklarından sonra yüzü bozuldu. Ayağa kalktı ve bana bir baş işareti yaparak odadan çıktı. Elimle çantadan çaktırmadan haplardan birkaç tane aldım. "Serkan Bey rica etsem bir bardak su alabilir miyim?" "Hemen." dedi ve telefondan bir görevliyi arayıp su istedi."Ne o sıcakladınız mı yoksa?" gülümsedim ve gözlerine bakarak üzerimdeki kabanı çıkardım."Evet,aslında hava sıcak da değil.Neden bu kadar sıcakladım bilmiyorum." dedim. Aklımı kullanmam gerekiyordu. Bir kadın bir erkeği nasıl tavlardı? Filmlerden gördüğüm kadarını yapacaktım artık,bacak bacak üzerine attım, bunu yapınca bacaklarımın büyük kısmı açıkta kaldı. Duman'ın sabah söylediklerini hatırladım,kahkaha atmam gerekiyordu. Çocuk beni incelemeye başlamıştı," Sizin de işinize mani olmak istemem." dedim konu açmak amacıyla."Önemli değil,sizin gibi hoş bir bayanla sohpet etmek beni mutlu eder." saçma bir zamanlama olduğunu bilsem de kafamı yukarıya kaldırarak kahkaha attım. Vaktim daralıyordu,kapı tıklatıldı ve görevli kız suyu masaya bırakıp gitti. Almak için uzanacaktım ki Serkan eline aldı ve önüme koydu. Yakınıma geldiğinde göz göze geldik. Bana tutkuyla baktı. O bana bakıyordu ben de ona. Görmemesini umarak elinden bardağı alma bahanesiyle hapları bardağa attım. Kırmızı ruj sürülen dudaklarıma gözü kaydı. "Burası daha da sıcaklaştı sanki."dedim ve gülerek benden uzaklaştı. Ben bardağı ellerimle iyice kapatıp hapların erimesini bekledim. Sonra içiyormuşum gibi yaptım. Aklıma bir fikir gelmişti," Bu suyun tadında bir tuhaflık var sanki." dedim. "Siz de bir tadına bakar mısınız?" Söylediğim şeyleri farklı bir anlamda anlamış olmalıydı. Pis pis gülüyordu,midemin bulanmasına engel olamadım."Tabii bakarım tadına."dediğinde,'En azından plan yolunda.'diye geçirdim içimden. Bardaktaki suyu bana bakarak içti ve bitirdi. Birkaç dakika sonra ilaç etkisini tam anlamıyla göstermişti. Fırsat bu fırsattı."Hey şurdaki dolapta ne var?"diye sordum. Odadaki tek dolaptı."Birkaç eşyası var babamın." dedi. "Başka bir şey yok yani?" diye üsteledim. Kıkırdadı,"Var,kimseye söylemeyeceğine söz verirsen söylerim." Allah'ım uğraştığım şeye bak. Bence gerçekten yaşamak da o kadar eğlenceli değildi. Ona söz verdiğimi söylediğimde orada para kasasının olduğunu söyledi. "Eğer beni öpersen şifreyi sana söylerim." dediğinde küfrettim. Tabi o bunu duymamıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra yanağından öptüm. Ama kafasını iki yana salladı. Para diye ilk öpücüğümü bir salaka vereceğime inanamıyordum. Onu öpmek için eğildiğimde kapı açıldı,Defne ile Duman içeriye girmiş bize bakıyorlardı. Duman'ın gözlerinde gördüğüm şey aniden geri çekilmemi sağladı. Serkan yine güldü,"Oo enişte geldi." Serkan'ı ikna etmeliydim."Hani söyleyecektin öptüm işte seni?" diye fısıldadım dudağımı büzerek. Bir süre gözlerime baktı,"Onlar bunu duyacak ama." Arkama dönüp diğerlerine gözlerimle uzaklaşmalarını işaret ettim. Defne bilgisayarın başına geçince Duman da dolaptaki dosyaları incelemeye başladı. Serkan kaşlarını çattı. Hemen onun önünü kapattım. "Eğer söylersen seni gerçekten öperim." deyip göz kırptım. "05061995" dedi. Bana yaklaşmak üzereyken Duman çocuğun arkasına geçip iğneyi boğazına sapladı. Şaşırmıştım ve biraz iğrenmiştim de." Hadi." diye kasayı işaret etti. Ben şifreyi girerken kaşları çatıldı." Bu tarih annem ve babamın evlilik tarihi." Bu olay iyice boka sarıyordu,hiçbirşey bilmemem de aklımı daha çok zorluyordu. Çantaya bütün paraları doldurduk. Diğer işler de bitince hiçbirşey olmamış gibi odadan çıktık. Arabaya binmek üzereyken dün akşamki mafya tipli adamlara rastlamıştık. Adamlar beni tanımadılar ama Duman'ı görünce huylandılar. Yanımıza doğru geliyorlardı. Hızla arabaya bindik ve Duman gaza bastı.

GÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin