Bölüm 1

40 5 0
                                    

Her sabah olduğu gibi yine erken kalkıp kahvaltı etmeden evden çıktım.Bir kafede garson olarak çalışıyordum.Hafta sonlarında akşamları yine aynı kafede şarkı söylüyordum.Paramı böyle kazanıyordum işte.Kaldığım yer eski bir apartmandı.Eski binaların olduğu karanlık bir mahalleydi burası.Ailem yoktu benim,daha birkaç aylıkken yetimhaneye bırakılmıştım.On sekiz yaşımı doldurduğumda ise kendimi sokakta bulmuştum.Lise diplomamın olması iş bulmamı biraz olsun kolaylaştırmıştı neyse ki.Başta her gece ağlıyordum,sonrasında herşeye alıştığım gibi buna da alıştım.Üniversite okumak her zaman benim için imkansız bir hayaldi.Artık sadece nefes alan bir kızdım.Bu benim yaşadığımı gösteriyordu ama değil mi? Kısa kesilmiş siyah saçlarımı karıştırdım.Sahile yürüyüp cebimden bir sigara çıkarıp yaktım.Belki arayan olmuştur diye telefonuma baktım.Sonra kendi kendime gülüp bir nefes daha çektim sigaramdan.Her zamanki gibi bir mesaj bile yoktu.O kadar önemsizdim ki.. Bazen küçücük çocuklar ölüyorken benim yaşıyor olmamın haksızlık olduğunu düşünüyordum.Benim hayatım kötü olabilirdi belki.Ama hayatı güzel olan birsürü insan vardı.Bazıları bunun farkında bile değildi oysaki. Yolun karşı tarafında bir kız annesiyle tartışıyordu,sanırım parası bitmişti.Sigaramdan derin bir nefes daha çektim.Acaba bir insanın sarılıp koklayabileceği bir annesinin olması nasıl bir histi? Tanıdık birinin seni gördüğünde,'Aynı annene benziyorsun.' demesi mesela,nasıl bir histi acaba? Bunları düşünmek artık eskisi gibi acıtmıyordu canımı.Ama yanaklarımdan soğuk soğuk akan yaşları engelleyemiyordum bir türlü.Bitmiş sigaramı bankın köşesinde söndürüp yere attım.Ellerimi eskimek üzere olan ceketimin cebine sokup yürümeye başladım.Önümde ele ele tutuşup yürüyen bir çift vardı.Birisi tarafından sevilmek ne güzeldir kim bilir? Dalgın dalgın yürüyordum öyle.Karnım ağrımaya başlamıştı.Yol kenarındaki bir simitçiden simit alıp yemeye başladım.Her günüm böyle geçiyordu benim.Gülümsemeyi unutmaya başlıyordum yavaş yavaş...Hissizleşiyordum,kaybediyordum benliğimi.Yalnızım diye geçinen insanlara bağırmak istiyordum.Beni tanısalardı utanırdılar yalnızlıklarından.Cadde kalbalıklaşmaya başlamıştı artık.Şehirde ünlü olan çalıştığım kafeye girdim.Mutfağına girip içeridekilerle selamlaşıp önlüğümü giydim.İnsanların siparişlerini almaya başlamıştım.Gençlerden oluşan kalabalık bir grup şakalaşıp gülüyordu.Benden en fazla birkaç yaş büyük olabilirdiler.Yüzüme sahte maskemi yerleştirip gülümsedim."Siparişleriniz nelerdir gençler?" Birkaç tanesi düzenli olarak geliyordu buraya. İlk kez gördüğüm çocuk yüzüme dikkatle bakıyordu.Diğerleri aralarında kararlaştırıp ne istediklerini söylediler.Arkamı dönmüş gitmek üzereyken,"Hey!" diye seslenen çocuğa döndüm.Biraz önce beni inceleyen çocuktu bu."Başka birşey daha mı istiyordunuz?" diye sordum.Ayağa kalkmıştı,boyu uzundu.Mavi gözlerini kırpmadan bana bakıyordu."Evet,ismini öğrenmek istiyorum." dedi.Benimle dalga geçtiğini sanıyordum.Masadakiler de bir bana bir o çocuğa bakıyordu.Açıkçası şaşırmıştım,bunca zamandır burada çalışıyordum ama hiçbir müşteri böyle birşey sormamıştı bana.Yüzüne ifadesizce bakmayı sürdürdüm."Bunu neden merak ediyorsunuz?" dedim.Masadaki çocuklar gülüşüyorlardı.Bekldiği cevabı alamayan çocuk biraz hayal kırıklığına uğramıştı sanırım. Sonra dudağının sol tarafı havaya kalktı."Çünkü ben senin patronunum." Cidden bu çocuk benimle alay mı ediyordu? İnanmayan ifadem onu sinirlendirmiş gibiydi."Senin gerçek patronun olan Sadık Yenilmez'in oğluyum." dedi,karşıma geçmişti. Bu neyi değiştirecekti ki? Sonuçta buradaki garsonların ismini bilmek zorunda değildi. Diğer müşterileri bekletmemek için ismimi söyleyip kurtulmayı umdum."İsmim Açelya." dedim.Ses tonumdaki sıkkınlığı hissetmiş olmalıydı.Ama bunu umursuyormuş gibi görünmüyordu. Hatta gözlerinde başka bir ışık belirmişti." Ben de Akay." dedi gülümseyerek.Kendimi gülümsemeye zorlayarak,"Bakın Akay Bey ama müşterileri bekletmek istemiyorum." dedim, yüzü düşmüştü.Masadiklerden şaşkınlık nidaları yükseldi."Ama ben senin patronun sayılırım değil mi? Benimle konuşmaya vaktin vardır sanıyorum." dedi. Benimle neden ilgileniyordu sanki? Ha tabi zengindi ya,bense garson bir kız.Üstüne atlamamı bekliyor olmalıydı.Patronluk ayağına resmen bana yürüyordu pislik herif."Bayım ben bu parayı hakkımla kazanmak istiyorum.Burada beni bekleyen birsürü insan var." dediğimde şaşırdı.Ama hala vazgeçmiş değildi."Hmm,o zaman iş saatleri dışında görüşeceğiz öyle mi?" dedi. Birşey söylemeden sadece ona baktım.Tekrar gülümsedi,içten bir gülümsemeydi bu."Peki işinin başına dönebilirsin artık." Günün geri kalan kısmı yine sıradan geçti.Nihayet mesai saatim de sona erince evime doğru yürümeye koyuldum.Sonra yiyecek birşey kalmadığını hatırlayıp marketten kahvaltılık birşeyler aldım.Böyle hayata yaşanmak denemezdi bence.Birçok kez intihar etmeyi düşünmüştüm aslında.Ama birşey sürekli bana engel oluyordu,bu kendi içimde olan bir şeydi.Korkmuyordum ölümden.Bana göre yaşamaktan daha kötü hiçbirşey olamazdı.Hava kararmaya başlamıştı yine.Bir sigara daha yaktım.Ben onu yakıyordum o da benim içimi.Bu kısır döngü anca ben ölünce sonlanacaktı.Evime girdiğimde siyah botlarımı çıkardım.Sonra aldıklarımı buzdolabına yerleştirdim.Evdeki çoğu eşya ikinci eldi.Bu evi tutalı tam bir yıl olmuştu.Bu gece de buna içmeye karar verdim.Dağınık olan salona gidip koltuğa oturdum.Evde televizyon yoktu,bilgisayar da yoktu.Zaten iyice asosyal olan hayatım tam anlamıyla bok çukuru gibi olan evimle tamamlanıyordu.Başımı koltuğun başına yaslayıp votkamı yudumluyordum ki aşağıdan sesler gelmeye başladı.Her zaman olan şeylerdi bunlar.Evsizler sürekli birilerini rahatsız edip kavga çıkartıyorlardı.Ama bu sefer olay daha da büyüktü sanki.Pencereden baktım.Üç tane mafya tipli adamın yanında bir de genç bir çocuk vardı.Adamlar çocuğu sıkıştırmışlardı.Olayı merak etmeye başlamıştım.Hızla montumu ve botlarımı giyip kapımı kilitledim ve merdivenlerden inmeye başladım.Kaybedecek neyim vardı ki? Biraz heyecan iyi gelirdi belki şu lanet yaşamıma.Adamların ne konuştuğunu duymaya çalıştım önce.
"Ne işin var lan ozaman burda?!"
"Eğer bizi tehtit eden sen değilsen kim lan?" Adamların elinde silah vardı. Yüzüme korkmuş bir ifade yerleştirdikten sonra dışarı çıktım. Adamlar beni görünce kaşlarını çattılar. Onlara bakmadan genç çocuğa döndüm."Aşkım ne oluyor burada? Ekmek alıp gelicem dedin bir saat oldu." dedim ve adamlara baktım. Bir tanesi kolumdan tutup beni de yanlarına çekti. Genç çocuğa döndüm.Üç numaraya vurdurduğu saçları sert yüz hatlarını açığa çıkarmıştı.Bana gözleriyle git demeye çalışıyordu sanki. Ona dümdüz bakmayı sürdürdüm. Başını iki yana sallayarak gözlerini kaçırdı. Adamlardan biri silahını bana doğrulttu.Sonra diğerlerine döndü,"Aynı sevgilisi gibi bu da leş gibi sigara kokuyor lan." dedi. Demek yalanıma inanmışlardı,buna sevindim.Adam bana döndü," Yani bu çocuk senin sevgilin öyle mi?" dedi şüpheyle.Kafamı olumlu anlamda salladım.İçlerinden zayıf olanı," Abi ben karşı apartmanda oturuyorum ve bu kızı da tanıyorum.Bu çocuk buraya ilk kez geliyor." dedi. Genç çocuk sakinliğini koruyordu,"Evet buraya ilk kez geliyorum.Çünkü daha yeni sevgili olduk,birkaç gün önce yani." dedi. Adamlar birbirlerine bakıyorlardı. Sonra kafamızdan silahlarını çektiler.Mahallenin ortasında adam öldürseler kimse takmazdı burda."Bu seferliğine böyle olsun." dedi iri olan adam tehditkar sesiyle. Arkalarına döndüler ve siyah arabalarına binip uzaklaştılar.Genç çocuğa gülümseyip arkamı döndüm.Binaya girmek istemiyordum ama başka ne yapabilirdim ki? Sonra kalın ama bir o kadar yumuşak ses," Kimsin sen?" dedi ve ona döndüm.Karşımda dimdik duruyordu,tehliki bir havası vardı.Sol elmacık kemiğinin üzerinde bir çizgi vardı. Gece kadar karanlık olan gözlerine baktım." Senin kurtarıcınım." dedim alayla."Bunu neden yaptın?" dedi. Yüzüme düşen kısa tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Bilmiyorum." diye yalan söyledim."Hem sen hayatını kurtardığıma sevinsene." dedim. Baştan aşağıya simsiyah giyinmişti.Tembel tembel güldü,"Yaşamayı sevmeyen birinin bana hayatımı geri verdiği için sevinmemi söylemesi ironik değil mi sence de?" dedi.İşte o an bana benzediğini farkettim."Bunu nereden çıkardın,yani yaşamayı sevmediğimi?" diye sordum.Vereceği cevabı merak ediyordum nedense.Bana biraz daha yaklaştı." Mis gibi sigara kokuyorsun,muhtemelen evde yalnız yaşıyorsun çünkü yarım saatten beri seni merak edip pencereden bakan birisini göremedim, üstelik kafan güzel gibi? Yani bütün bunlar yaşamayı seven birine fazla gibi." dedi.Bir bakışta beni tam anlamıyla çözmüştü sanki. Güldüm," Nesin sen,insan sarrafı falan mı?" dedim. Derin bir nefes alıp verdi.Ağzından çıkan hava buhar olarak yükseldi."Sayılır." dedi. Sonra beni biraz daha inceledi,"Ama beni neden kurtardığını bildiğime tam emin değilim.İki şık arasında kaldım." dedi.Eğlendiğimi hissediyordum,onunla konuşmak iyi geliyordu."Nedir o şıklar?" dedim merakla.Kafasını yana yatırdı."Ya ölmek istiyorsun ya daa heyecan arayışındasın." dedi.Aslında iki şık da doğruydu ama o an bunun asıl nedeninin ne olduğunu farkettim."Aslında yaşamayı istiyorum.Yani gerçekten yaşamayı." dedim.Bu cevabı kendimden ben bile beklemiyordum.Bana acıyormuş gibi bakmıyordu,ilgiyle dinliyordu beni." Sana olan borcumu seni bir gün yaşatarak ödeyebilirim belki." dedi. Ne demek istediğini anlamıştım." Nasıl yapacaksın bunu?" diye sordum. Aramızda birkaç santim kalana kadar yaklaştı." Bir günlüğüne sevgilim olur musun?" dediğinde küçük dilimi yutuyordum az kalsın."Daha ismini bile bilmediğim birinin sevgilisi olmak mı?" dedim.Sonra kahkaha attım."Harika,kabul ediyorum." dedim.Deli olduğumu düşünüyor olmalıydı.Zaten ben de bundan endişeleniyordum.Delirmenin ilk belirtileri olmalıydı bunlar,başka bir açıklaması olamazdı."İsmim Duman." dedi. Bu daha çok takma ad gibiydi aslında."Gerçekten mi?" dedim.Sadece omzunu silkti.Zaten psikopat tipli birinin ismi de bunun gibi birşey olabilirdi en fazla."Ben de Açelya." dedim."Şu görevi baştan anlatsana bir,ha bu arada senin o adamlarla meselen ne?" Bana olan bakışları korkutucuydu belki ama bu da benim umrumda değildi.Bu yabancıya güveniyordum.Sanırım gerçekten delirmek üzereydim.

GÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin