BÖLÜM 11

8 3 0
                                    

  Gözlerim ona kilitlenmişti ve ondan ayıramıyordum. Bu havaya rağmen giydiği beyaz tişörtü ve siyah kot pantalonuyla oldukça yakışıklıydı. Düz ve güzel kaşlarını çatmıştı. Akay," Sen de kimsin?" diye sorunca yutkunup gözlerimi ikisi arasında gezdirmeye başladım. Duman tepkisizdi," Seni ilgilendirmeyen biri." dedi. Ortam geriliyordu," O benim arkadaşımın abisi." diye açıkladım o ikisi birbirine öldürücü bakışlar atarken. Duman'ın çenesi kasılırken gözlerini bana çevirmişti. Gözlerinde çözemediğim birşey vardı,anlamamı bekliyormuş gibi bakıyordu,birşeyi anlatmak istermiş gibi. Bize daha çok yaklaştı ,gözleri başımdaki taca ve kucağımdaki pandaya kaymıştı. Dudağımı ısırarak ne olacağını merakla izlemeye başladım. Akay bana bakıp," Ben gideyim o zaman." dedi ve birşey söylememi beklermiş gibi baktı. Kafamı salladım," İyi akşamlar." dedim. Bana gülümsedikten sonra," Yarın görüşürüz." dedi ve Duman'ı yok sayarak arkasını dönüp yürüyerek uzaklaştı. Duman' a dönüp baktığımda arkasına dönüp onun da yürümeye başladığını gördüm ve koşarak ona yetiştim. " Kızdın mı?" diye sordum. Bana bakmadan,"Neden kızayım beni ilgilendiriyor mu?" dediğinde durdum. Aslında haklıydı,ben neden bu kadar saçma konuşuyordum bazen? Arkasına dönüp bana baktı. Kucağımdaki pandaya sarılmış tacımı elime almıştım. Bir an bana gülümsediğini görür gibi olmuştum. " Ne bekliyorsun gelsene." deyip tekrar yürümeye başladı. Hava soğumuştu ellerimi ceplerime soktum yürümeye başlarken.Pandamı kolumun içine sokmuştum tacıda pandanın kafasına takmıştım. Nefes verirken ağzımdan çıkan nefes duman gibi hareket ediyordu ve burnum kızarmıştı. Duman dönüp bir kere daha bana baktı ve gözlerini devirdi," Hani üşümeye alışıktın sen donmuşsun şu haline bak." deyip yanına gelmemi bekledi ve kolunu bana doladı. "Hiç üşümüyor musun?" diye sorup kollarına dokundum. Üzerinde sadece tişört olmasına rağmen kaslı kolları sıcacıktı. Bana güldü ve ceketimin cebine soktuğum elimi tuttu. Gerçekten eli de sıcaktı. Ve o an bana dank etti. Benim elimi tutmuştu. Çıkmaya yüz tutmuş siyah ojeli ince ellerim onun yumuşak ve uzun parmaklı ellerinin içinde küçücük görünüyordu. Yüzüne baktım o da bana bakıyordu. Düşünmeden sorduğum aptal soru yüzünden yine sert haline dönmüştü." O kız gitti mi?" hangi kafayla bunu sorduğumu bilmiyordum. Eve gidene kadar birdaha hiç konuşmadık. Sorduğum soruya ne bir cevap ne de tepki vermişti. Kapıdan girdiğimiz anda üste kata koştum. Defne kucağında prenses taçlı bir panda olan Açelya görünce kaşlarını kaldırıp bir pandaya bir bana baktıktan sonra gülmeye başladı. Duman da yanımıza gelmişti koltuğa oturup başını geriye yasladı ve gözlerini kapattı. " Seni bu hale hangi insan evladı soktu Açelya? Söyle şu üstün yetenekli insanı da bir tebrik edeyim." dediğinde gözlerimi devirdim. " O gün kafede birlikte şarkı söylediğim çocuk." dediğimde Duman gözlerini açtı. Defne mal mal sesler çıkardıktan sonra imayla," Ama ben sana dememiş miydim bu çocuk gözlerini senden alamıyor diye? Senin adına sevindim valla,hem yakışıklı hem zengin-" sözünü bitiremeden karnına dirseğimi geçirmiştim. O acıyla sesler çıkarmaya başlayınca Duman," Gidin dedikodunuzu odanızda yapın ben sizi dinlemek zorunda mıyım?" diye azarlamıştı bizi. Odaya girince Defne'ye Akay' ın arkadaşım olduğunu ve neler yaptığımızı anlattım. Evin zili çalınca Defne kapıyı açmaya gitti ben de mutfağa su içmeye. Alt kattan sesler geliyordu ben de dayanamayıp aşağıya indim. Sabahki turuncu saçlı çocuk Arda ve esmer ve iri yapılı Ozan gelmişti. Ben aşağıya inince Arda hemen Defne'nin yanından kalkıp benim yanıma geldi. Eliyle kıvırcık saçlarını dağıtırken duvara yaslandı ve "Naber?" dedi. Aslında gerçekten yakışıklı bir çocuktu. Yeşil gözleri, uzun ve ince yapısı vardı. Yanına gidip," İyidir,senden?" dediğimde gülümsedi." Bugün güzel geçti mi?" dedi merakla. Ben çocuğun benimle dalga geçip geçmediğini çözmeye çalışıyorken Ozan," Bu gerizekalı ne zaman adam olcak biz görecek miyiz?" dedikten sonra Defne de," Hayır yani insan neden bu kadar yavşak olur? Açelya fazla muhattap olma onla iyi değil o." dedi. Ben Arda'ya," Ayakta kaldık otursak mı?" dedim sadece. Oturduktan sonra bütün gözler nedense bana çevrilmişti. Ozan herkesin merak ettiği soruyu sordu sonra," Ya Açelya senin ailen burda kalmana nasıl izin veriyor? Nerde yaşıyorsun sen bu arada?" ben bu sorulara hazır olmadığımdan ne diyeceğimi şaşırmıştım. ' Benim kimsem yok.' nasıl diyecektim daha tanımadığım bu insanlara? Arda," Sanane oğlum napcan nerde yaşadığını? Hem ailesi seni neden ilgilendiriyor?" dedikten sonra kulağıma," Bunları yalnız kaldığımızda bana anlatabilirsin yalnız." dedi. Bu çocuk hoşuma gitmeye başlamıştı. Duman ilk kez konuşarak beni bu zor durumdan kurtarmıştı. " Boşverin şimdi başka zaman konuşursunuz ben çok acıktım." dedi. Sonra Ozan ve Arda'nın gelirken getirdiği pizzaları yemeye başladık. Kolamı içerken," Siz ne zamandan beri arkadaşsınız?"diye sordum. Defne," Bu ikisi ile tanışalı dört sene oluyor." dedi. Ozan," Biz Arda ile tanışalı daha iki yıl oldu ama ben hala pişmanım." dedikten sonra Arda," Asıl ben seni tanıdığım güne lanet ediyorum lan daha o zamandan anlamalıydım ne kadar mal olduğunu. Ben sanıp patrona ayar çekmiştin. Adamı ikna etmek için senin bokuna başıma gelmeyen kalmadı." dedi. Duman," Kesin lan, zaten unutamıy
orum yaptığınız salaklıkları yine hatırlatmayın durduk yere dalasım geliyor size." ben konuya tamamen yabancı kalmış onları dinliyorken Defne," Ben sana sonra anlatırım." dedi sağolsun. Arda," Ee napcaz şimdi korku filmi mi izlesek?" dediğinde Defne ile aynı anda ,"Hayır!" diye bağırdığımızda Duman bana sadece benim anlayabileceğim şekilde baktı," Bence güzel fikir." dedi sırıtarak. Arda," Yok abicim ben de korkarım uyuyamam geceleri öylesine sormuştum zaten." dedi. Ozan," Bazen hala neden bizimle birlikte takıldığını düşünüyorum Arda." dedi kalın sesiyle. Arda onu duymazdan gelirken yeni fikirlerin peşindeydi." Doğruluk mu cesaret mi? Ne dersiniz?" diye sordu sonra. Ben biraz çekinmiştim sorulan sorulara doğru cevap verebileceğimi sanmıyordum. Henüz anlatamayacağım şeyler vardı. Defne," Sen ne zaman büyüyeceksin Arda? Liseli gibi o ne başka birşey bulamadın mı?" diye sordu. Duman," Bence iyi fikir." dedi ve oylama yaptık. Maalesef erkekler kazanmıştı. Masanın etrafında toplanıp bitmiş bir bira şişesini ortaya koyduk. İlk Ozan çevirdi ve Defne' ye geldi. Defne doğruluğu seçince Ozan bir süre ne soracağını düşündü." Hayatta en korktuğun şey ne?" diye sorduğunda hepimiz ona döndük." Yalnız kalmak." diue cevap verdiğinde biraz şaşırmıştım. Bunu beklemiyordum. Defne çevirdiğinde Arda'ya geldi ve o cesaretlik dedi. Defne tamamen acımasız davranarak ona bu soğuk havada soğuk suyun altında beş dakika durmasını söyledi. Hepimiz duşa gidip ne olacağını izlemeye başladık. Arda dalga geçercesine üzerindeki kazağı da çıkardı. " Daha yaratıcı şeyler beklemiştim sizden." dedi ve soğuk suyu ayarlayıp açtı. Başlığı üzerine tutunca sesli bir küfür savurunca hepimiz gülmeye başladık. Daha bir dakika geçmeden titreyerek ve dişleri birbirine çarparken yalvarmaya başlamıştı." Ddonarrakk cann verrecceğimm. Eşşeddüğenn laa illahee illallah." dediğinde Defne dizlerine vura vura gülmeye başladı. " Lann Ddefne viccdannsız mıssınn? Gelecceğime mani olluyorrrsunuzz abili kkarrrdeşşli." dediğinde daha fazla dayanamadım," Kızım hasta olucak çocuk yeter iki dakika." dedim. Defne omuz silkti zalimce. Bunlara ne yapmıştı da bu derece muamele görüyordu Arda anlamamıştım. Duman' a baktım gözlerini devirdi ve," Yeter devam edelim artık." dediğinde Arda elindeki başlığı attığı gibi koşmya başladı. O kurulanıp temiz kıyafetler giydiğinde çevirdi ve şişe Duman' a geldi. Duman da cesaret demişti." Arda adam gibi birşey söyle ağzını burnunu kırmayayım. Gele gele sen geldin zaten şanssızlığım burdan belli." deyince Arda," Oğlum insan iyi geçinmeye bakar sen utanmasan dövcen beni." Duman ,Arda'ya boş boş bakarken " Yok lan utanmıyorum üşeniyorum. Yoksa dövcem zaten. " Duman'ın yüzünü incelemeye dalmıştım yine. Arkadaşlarının yanında ne kadar da farklı birisine dönüşüyordu. Acıları yokmuş gibi, onca yaşanmış kötü olay sanki yaşanmamış gibi ve sanki dünya yaşanılabilecek bir yermiş gibi.. Zaten onunla yaşamak bile güzeldi. Arda bana baktı sonra da Duman'a. "Açelya'ya onu sevdiğini söyle. Açılıyormuşsun gibi." deyince bunu Arda'nın söylediğine inanamadım. Sonra olayı kavradım ve gözlerimi Duman'a çevirdim. Bana bakıyordu sonra o güzel sesiyle konuşmaya başladı," İnsanların çift yaratıldığını söylerler. Bence sadece fiziksel olarak benzedikleri için değil bu söylem. Çünkü ben sende ruhumun yansımasını görüyorum Açelya. O kadar aynıyız ki seninle. Bazen gece uyanıp seni izliyorum sen uyurken. Nefes aldığın her an benim ömrüm uzuyor sanki. Ben seni acılarından öpmek istiyorum geçsinler diye. Kıyamam sana. Seni seviyorum Açelya." konuşmasını bitirdiğinde içimden boynuna sarılıp öpmek geldi. Islık çalıp övgüler ve tezahüratlar yapıyordular ama ben hiçbirini duymadım. Bu söylediklerinin gerçek olmasını diledim. Belki sürem dolmuştu yaşamaya çünkü ben bir kelebektim. Bedenimin ölmesi ruhumun da ölmesi değildi ama dimi? Ben onu ruhumla seviyordum evet ben onu seviyordum. Ne olursa olsun sevecektim. Hala gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Arda,"Hey kendinize gelin. Cidden seviyor musun abicim baştan söyleseydin yavşamazdım yengeme." deyince Ozan bir yastık fırlattı Arda'ya. " Sanane lan yavşak. Ne bozuyorsun kırk yılda bir Duman'ı böyle görüyoruz." dedi gülerek. Defne bile sinsi sinsi gülüyordu. Duman birşey söylemeden şişeyi çevirdi ama boşluğa geldi. Tekrar çevirdiğindeyse bana. Ben de doğruluk dedim. Gözlerini kıstı," Hiç aşık oldun mu?" sorduğu soruya evet desem başka birine aşık olduğumu sanacaktı,hayır desem onu hiç sevmediğimi düşünecekti. Ama ben doğru olanı seçtim," Evet aşık oldum."

GÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin