BÖLÜM 9

8 1 0
                                    

Yanına gidip hiçbirşey söylemeden duvara tırmandım ve oturdum. Bana kısa bir bakış atıp gökyüzünü izlemeye devam etti. " Ben gittikten sonra neler yaşadın Açelya?" diye sordu birden. Bu sorunun yükünün altında ezilen ruhum biraz sızlamıştı sanki. Bana biraz daha yaklaştı ve yüzüme baktı ama ben onun yüzüne bakamıyordum. O günleri hatırlamak bile içimi darlıyordu. " Ne fark eder ki? Yaşadım ve bitti geriye küllerinden doğmaya çalışan bir ben kaldı sadece." diye cevap verdim. Kolunu omzuma dolayıp "Özür dilerim." diye fısıldadı." Neden?" diye sordum yüzüne bakmadan. "Seni yalnız bıraktığım için, sana yardım edemediğim için, yanında olamadığım için ve bencilce davranıp seni bulmadığım için. Ben tam bir şerefsizim değil mi? Kendimden nefret ediyorum." dedi sinirle. Omzuma doladığı elini tuttum ve," Biliyor musun en iyisini yapmışsın. Ben de olsam benim gibi biriyle vakit kaybetmezdim." dedim sertçe. Yıllar sonra karşıma geçip bir iki özürle onu affedemezdim. Bu onu biraz acıtmış olabilirdi. " Ne diyorsun sen Açelya? Asıl ben diğerleriyle harcadığım vakitlere yanıyorum. Beni affetmen için elimden ne geliyorsa yaparım." dedi bana doğru dönerek. Kısa saçlarıma dokundu," Sen kısa saçlı olmaktan nefret ederdin." dedi. Gözlerimi kırpmadan," O çok öncedendi." diye cevap verdim. Biraz düşünür gibi durduktan sonra konuştu," Bence senin biraz eğlenmeye ihtiyacın var Açelya. Yarın işe gitmeyeceksin ve seninle biraz takılacağız ne dersin?" diye sordu gülümseyerek. Ne kadar da güzel gülüyordu. Biraz düşündüm Akay da beni ikna etme çabalarına girişmişti." Sakın hayır falan deme. Eskiden yaptığımız şakaları hatırlamıyor musun ya. İnanlarla soru sorar gibi konuşurken ceplerine gizlice oyuncak böcek koyup sonra cebinizde birşey var efendim deyip herkesi korkutmalarımızı, okuldaki çocukların bisikletlerini çalıp gezmelerimizi, gizli gizli birbirlerimizin odalarına girip birlikte uyumalarımızı. Ne kadar eğleniyorduk ve herşeye rağman mutluyduk." dediğinde gülümsedim ben de. Bir defasında bizi azarlayan bir öğretmene kızıp sandalyesini çatı katında duran kırık bacaklı bir sandalye ile değiştirmiştik ve adam oturur oturmaz düşmüştü. Ve daha neler neler şimdi durup düşününce ne kadar değiştiğimin daha çok farkına varıyordum. Biraz daha düşündükten sonra teklifini kabul ettim ve sonra ayrıldık. Hava kararmıştı eve geldiğimde Duman koltukta oturmuş öyle boş boş karşısındaki duvara bakıyordu. Yine beni görmezden geleceğini düşünerek ona selam vermeden yanından geçecektim ki sakince konuştu." Neredeydin sen?" Ona dönüp baktığımda koyu gözleri kısılmış bir halde bana bakıyordu. " Senin umrunda olduğumu sanmıyorum. Seni ilgilendirmez üstelik." dedim.'Bir hafta yüzüme bakma şimdi gel hesap sor yok öyle yapma!' Diye geçirdim içimden. Ayağa kalkıp tam dibimde durmuştu. Gözleri öfkeyle kısılmış beni delip geçiyordu adeta. Arkamı dönüp adım atmak üzereyken kolumdan tutup beni yine kendisine çevirmişti. "Senin derdin ne ya? Daha dün sorduğum soruları duymazdan geliyordun şimdi hesap sormalar falan. Ne dengesiz bir herifsin sen be!" dedim içimi dökerek dilimin ucundaki zehirli sözleri şimdilik içimde tutacaktım. " Açelya." diye uyarıcı bir ses tonu kullanarak ismimi söyleyince sinirim daha da arttı. " Ne var, yalan mı söylüyorum? Üstelik ben artık kendi evime gitmek istiyorum. Mafya mıdır her ne haltsa umrumda bile değil tamam mı! Sen de rahat rahat işini görürsün artık sana ayak bağı olmam. Beni düşünüyormuş gibi yapmana da hiç gerek yok gerçekten." dedim bütün bunları gözlerinin içine dik dik bakarak söylemiştim. Duman sakin kalmak için dişlerini sıkıyordu. Bunu sertleşen çene kemiklerinden anlamıştım. Kollarımdan tutarak beni duvara yasladığında bir an gerçekten korkmuştum hani. " Seni gerçekten umursuyorum Açelya ve benim yüzümden bok yoluna gitmeni istemiyorum. Üstelik evine falan da gitmiyorsun saçmalamayı kes." dedi. Nefesi yüzüme çarparken içimde gerçekleşen tuhaf ve karışık olaylardan dolayı ölebilirdim. Ben hemen yelkenleri suya indirirken o hala konuşmasına devam etti. " Eve gelen kızların gözlerine görünmemeye bak üstelik." dediğinde kalbime saplanan acıyı fark ettirmemek için yalandan güldüm." Aaa hiç yapar mıyım öyle bir şey Duman. Kızlar birdaha gelmez falan Allah korusun sen rahatına bak ya. Valla ben onun üvey kardeşiyim falan derim dert ettiğin şeye bak."dedim alayla karışık kırgınlıkla. Duman bana birşeyler söylemek için ağzını açtığı sırada Defne'nin sesini duymamızla ona döndük." Ya siz birbirinizi yerken doymuş olabilirsiniz ama ben çok açım. Abicim kızı bıraksan da birşeyler hazırlasak." dediğinde beni bu psikopattan kurtardığı için onu alnından öpmek istedim. Biz mutfağa giderken arkadan birşeylerin yere düşme sesi gelse de dönüp bakmadım.

GÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin