Medya: Emily ve Michael❤
İyi okumalar💃Odam da kolyemi ararken bir yandan da bu akşam olacakları düşünüyordum. Dün akşam plandan sonra hepimiz güzel bir uyku çekmiştik. Kahvaltı sırasın da ise bu akşamın detaylarını konuşmuştuk. Michael ise benimle tek bir kelime bile etmemişti. Belki de haklıydı, ona iyi davrandığım söylenemezdi. Ama benimle muhattap olmaması işime gelmeliydi, ne de olsa onu istemeyen bendim. Şimdi ise saat akşam 7 civarlarıydı. Herkes odasına çekilmiş akşam için hazırlanıyordu. Steve denen adama sunulacağım için Hannah'nın bana verdiği siyah,ön kısmı dekolteli,kısa tulumu giymiştim.Saçlarımı tepede dağınık bir topuz yapmıştım. Makyajımı ise siyah bir aylaynır ve ateş kırmızısı bir mat rujla tamamlamıştım. Umarım bu gece bu halde başıma birşey gelmezdi. Uzun uğraşlar sonucu kolyemi bulduğumda rahat bir iç çekmiştim. Bu kolyeyi bana annem almıştı ve her özel günde boynum da taşımaktan büyük bir gurur duyuyordum. Ayna da kendime son bir kez bakarken aşağıdan gelen desibeli yüksek bir sesle irkildim. Sesin sahibi canım arkadaşım Hannah'a aitti. Küçük siyah el çantamı alıp odadan dışarı çıktım. Aşağıya indiğim de Hannah ve Charlie ayakta dikiliyorlardı. Onlar normal giyinmişlerdi,Michael ve bana dışarıdan destek olacaklardı. Benim geldiğimi farkettiklerin de Hannah abartılı bir şekilde bağırdı:
-"Aman Tanrım! Bir tulum bir insana bu kadar mı yakışır? Ee tabi o tulum Hannah Baker'a aitse yakışmama gibi bir lüksü asla olmaz. Ah Em, tam vahşi bir kaplan gibisin!".
Hannah'nın söylediklerine sadece gülümsemekle yetindim. Charlie ise resmen büyülenmiş gibi bana bakıyordu. Kendini toparlayıp:
-"Watson, tek kelimeyle mükemmelsin".
İkisinin yanına yaklaşıp:
-"Tamam ama çocuklar abartmayın artık. Sağolun bu arada".
Biz bir konu hakkında konuşmaya dalmışken merdivenler den gelen ayak sesleriyle o tarafa döndük. Michael siyah takım elbisesiyle adeta bir film yıldızı gibi bize doğru yaklaşmaya başladı. Sıra sıra hepimizi incelendikten sonra gözleri benim üzerim de takılı kaldı. Ayakkabılarım dan,saçlarıma kadar beni süzdü. Ben ise bu boşluğundan yararlanarak:
-"Normalde benim geç inmem gerekiyordu ama sen benden daha süslü çıktın Mayki."
Söylediğim şey ile transtan çıktı ve karşıma dikildi:
-"Sanırım senden daha güzelim Juliet. Bunu kabul etmelisin bence".
Evet işte sanırım atışma zamanı gelmişti. Ama gece daha uzun du,kendimi ileriye saklamalıydım. Gözlerimi onun mavilerin den ayırarak bizimkilere döndüm:
-"Artık çıkalım mı?Annabel'in satılmasını istemeyiz bence".
Charlie arabanın anahtarlarını aldı ve kapıya doğru yöneldi. Dışarıya çıktığımız da Charlie'nin arabasına doğru yürümeye başladık. Hannah ön tarafa geçtiğin de Michael ile arkada oturacağımı anlamıştım. O sırada Michael kapımı açıp beklenmedik bir şekilde bana binmemi işaret etti. Biraz şaşırsam da bozuntuya vermeden arkada yerimi aldım. O da arabanın diğer tarafından dolanıp yanıma yerleşti. Charlie arabayı 'Frozen Cast' e sürmeye başladı. Yol boyunca konuşmadık. Radyo da çalan 'Gone Forever' şarkısıyla dışarısını izlemeye başladım bende. Davet salonunun biraz gerisinde Charlie arabayı durdurdu ve bize doğru dönüp konuşmaya başladı:
-"Evet tatlışlar,ben buradaki gizli kameralarımı salondakilerle etkileşim haline getireceğim. Şu kulaklıkları takmanızı istiyorum ve şu sahte kimlikleri de almanızı".
Charlie'nin elinden kulaklık ve kimliği aldığımda gözüm ilk olarak kimliğe gitti. Bu çocuk ne ara bunları hazırlamıştı?. Kimlikte yazan adı aklımda tutmaya çalışıyordum. Charlie o sırada son kontrolleri yapıp tekrar bize döndü:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN "DYLAN" DEĞİLİM
Teen FictionO bunun artık farkına varmalıydı. Çünkü o Dylan değildi ve hiçbir zamanda olmayacaktı.