ORTALIK KARIŞIYOR

14 3 0
                                    

Saat akşam 8:30 sularıydı. Mia ile yatağım da tatlı tatlı oyunlar oynuyorduk. Karnını okşamama bayılıyordu. Gerçekten çok uslu bir kediydi,herhangi biryerim de en ufak bir tırnak izi bile bırakmamıştı. Hediyemi alır almaz, Hannah üçümüzü birden başından savdı. Nedenini sorduğum da ise bize yemek yapacağını ve rahatsız edilmemesi gerektiğini söylemişti. Charlie ve Michael buna hiç itiraz etmeden usulca mutfaktan  çıktılar ve playstationun başına oturdular. Normalde olsa ben de onlarla oynamak isterdim fakat hiç havam da değildim. Mia'yı da alarak odama çıkmaya karar verdim. Yaşadığım şoku hala atlatmış değildim bu yüzden yanlız olmam gerektiğini düşünmüştüm. Beni kötü bir şekil de ortada bırakmış,hayatımı mahvetmiş olsa da Dylan'ın buraya neden geldiğini deli gibi merak ediyordum. Ama bir yandan da onunla yüzleşmekten korkuyordum,duymak istemediğim şeyleri duymaktan korkuyordum. Fakat artık saklanmayacaktım. Ben bir özel ajandım,duygularımla değil mantığımla hareket etmeyi öğrenmeliydim. Ben bir yandan Mia'ı okşarken diğer yandan da yatağıma uzanmış aklım da bir plan kurmaya çalışıyordum. Kapının tıklatılması ile aniden aklımdakilerden uzaklaşıp "Girebilirsin" dedim. Kapı yavaşça açıldı ve Michael belirdi. Ben de hızlıca toparlanıp,yatağım da oturur pozisyona geçtim. Michael yavaşça gelip yanıma oturdu ve bir süre sessizce Mia'ı sevdi. Onun çıkardığı hırıltılar dan bu durum dan ne kadar memnun olduğunu anlamıştım. Gözlerimi Mia'dan çekip Michale'a sabitledim:

-"Sanırım seni sevdi."

Michael doğrudan bana baktı ve yüzünde bir tebessüm oluştu. Bunun altından kesin bir ukalalık çıkar diye bekledim,fakat öyle olmadı. Michael Mia'ı serbest bıraktıktan sonra tamamen vücudunu bana doğru döndü:

-"Evet öyle görünüyor ama merak etme seni daha çok sevecek. Belki de bazı insanlardan daha çok. Bak  o adamla aranız da ne geçti hiç bilmiyorum ama bana anlatmak zorunda da değilsin. Onu ilk kez görmeme rağmen tuhaf şeyler sezdim, sana daha fazla zarar verebilecek şeyler. Seni küçümsemiyorum asla yanlış anlama. Sen bir özel ajansın,ona haddini çok iyi bildirirsin,fakat bazı durumlar da yumruğunun değil kalbinin güçlü olması gerekir. Bunu sakın unutma, bu takıma geldiğimden beri aramız pek düzelmedi ama ben yine de şansımı denemek istedim.  Umarım beni affetmişsindir Juliet?".

O kadar akıcı ve güzel konuşuyordu ki konuşması sırasında gözlerimi ondan ayıramamıştım. O anlatırken didiştiğimiz,arada iyi olduğumuz anlar bir bir gözümün önüne gelmişti. Normal de olsa Michael'dan böyle bir adım beklemezdim ama olmuştu işte. Böyle bir durumdayken fazladan bir destek kötü olmazdı. Kendimi topladım ve elimi yavaşça omzuna koydum:

-" Ben kimseyle küs kalamam ki Michael, tabiki de seni affettim. Dylan hakkında söylediklerini dikkate alacağım merak etme."

Michael söylediklerim den memnun bir şekilde yataktan hızlıca kalktı:

-"Pekala o zaman süper,bunu şimdi akşam yemeğin de kutlayabiliriz.Bana katılır mısınız Matmazel?".

Michael elini bana doğru uzatmış,gayet kibar bir şekilde benden cevap bekliyordu. Tereddüt etmeden elimi yavaşça avcunun içine bırakıp yerimden kalktım. Odadan çıkıp, merdivenlere yöneldiğimiz de hala el ele tutuşuyorduk. Yavaşça boğazımı temizleyip elimi hızlıca elinden çektim. Bana yandan bir bakış atsa da bir şey söylemeden alt kata yöneldi. Ben de sessizce onu takip ettim, ki böyle bir durumda eğer Hannah bizi görseydi bundan asla kurtulamazdım. Aşağı indiğimiz de Charlie hemen sofraya kurulmuştu. Arkasın dan sessizce gelerek kafasına hafifçe vurdum:

-"Hey dostum, bari bizi bekleseydin hani olmadı böyle."

Charlie ağzındakileri bitirmeden bana döndü:

-"Nopoyom kozom yo sovgolomon yomokloro çok gozol".

Charlie'nin bu haline üçümüz de kahkahalarla güldük. Sofraya oturduğumuz da herkes önündeki tabağa odaklanmıştı. Hannah enfes ötesi bir körili tavuk yapmıştı. Tavuğu pek sevmeyen ben bile tabağımın neredeyse yarısını bitirmiştim. Geldiğimizden beri sadece tabağıyla ilgilenen Charlie elindeki çatalı bardağına ritimli bir şekilde vurdu. Bu onun dilinde "önemli bişey söyleyeceğim,beni dinleyin" demekti. Üçümüz de bakışlarımızı ona çevirdiğimiz de suyundan bir yudum alıp konuşmaya başladı:

-"Gençler, siz yukarıdayken Bay Rogers aradı. Tabiki halimizi,hatırımızı sormak için değil,görev için. Yemekten sonra planımızı konuşmaya  başlarız, hazır olun. Özellikle de sen Emily".

Ne?

-"Ne oldu ki Charlie. Bu görevin en önemli parçası ben miyim yoksa?"

Charlie bana kafasıyla daha sonra işaretini verdikten sonra bende daha fazla üstelememeye karar verdim. Yemekleri bitinceye kadar içim içimi yemişti. Başka ne olabilirdi ki? Sonun da hepimizin yemekleri bitince merakım daha da çok artmaya başladı. Masadan kalkıp 5 dakika içinde Hannah ile masayı toparlamıştık. Mutfakta Hannah'ı sıkıştırmama rağmen bilmediğini söylemişti.  Sanırım ben,Hannah ve Michael neler olduğunu şimdi öğrenecektik. İşimizi bitirip, mutfaktan çıktığımız da bizimkiler çoktan plan pozisyonunu almıştı. Hızlıca yanlarına gittik. Charlie'nin yanına oturur oturmaz ona sordum:

-"Hadi Charlie meraktan öleceğim şimdi burada. Anlat artık neler olduğunu, endişelenmeye başladım."

Charlie derin bir iç çekti ve önünde ki notlarına bakarak konuşmaya başladı:

-"Öncelikle Emily, şimdi sana söylediklerimden sonra güçlü durmanı istiyorum. Bunu yapabilir misin?

Ben daha kötü ne olabilir diye düşünürken,bir yandan da açılmış gözlerle Charlie'nin suratına bakıyordum. Tam konuşacakken araya Michael girdi:

-"Hey sorun her neyse tabiki de güçlü duracak, o güçlü bir kız. Hadi ama adamım bizi de meraktan öldüreceksin, anlat artık şu lanet görevi".

O anda istemsizce Michael'a minnet dolu bir bakış attım. O da göz kırpıp rahatlamamı sağladı. Gözlerimi zar zor onun maviliklerin de çektim ve tekrar Charlie'e odaklandım. Son bir kez üçümüze de bakıp gözlerini bana sabitledi ve konuşmaya başladı:

-"Öncelikle peşine düşeceğimiz adam hepimizin tanıdığı bir adam."

-"Eski yakaladıklarımızdanmı yoksa, hapisten firar edenmi olmuş?"

-"Hayır Hannah, eskilerden biri değil. Hatta bu sabah evimizdeydi."

Aman Tanrım! Bu doğru olamazdı. Sabah dördümüzün dışında bu eve sadece Dylan girmişti. Şok olmuştum, oturduğum yerden sık nefesler alıp veriyordum. Hannah hemen yanıma oturup elimi tuttu. Michael ise üzgün ve biraz da sinirli bir şekilde bana bakıyordu ve bu Dylan'dan hoşlanmamasın dan kaynaklanıyordu. Duyduklarımızı sindirmemizi bekleyen Charlie tekrar konuşmaya başladı:

-" Bay Rogers, Dylan Drake ismini verdi. Başta isim benzerliği diye düşündüm fakat yollanan fotoğrafı görünce bizim tanıdığımız Dylan olduğunu görmüş oldum. Kendisi bir çete kurmuş, 10-15 tane iğrenç maskeli adamlardan oluşan bir çete. Bunu baştan bilseydim buraya adım attığı anda onun kafasını uçururdum".

Ben hala duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Tam o anda Michael sertçe ayağa kalktı ve masadaki bardağa bir tekme savurdu. Sinirle saçlarını çekiştirdi ve:

-"Ne yani evimize, hatta bu kızın odasına bir katil girdi ve biz elini kolunu sallaya sallaya gitmesine izin verdik öylemi? Lanet olsun!"

Michael sinirli bir şekilde salonda volta atmaya başladı. Bu kadar sinirlenmesine anlam verememiştim fakat daha fazla üstün de durmadım. Duyacaklarım dan korkarak Charlie'e döndüm:

-" Peki bu nasıl bir çeteymiş, insanlara zarar veriyorlaymıymış?"

Charlie derin bir iç çekti ve gözlerini dizüstü bilgisayarından ayırmadan konuşmaya başladı:

-"Bunu duymak hoşunuza gitmeyecek ama evet insanlara zarar veriyorlar. Gecenin bir yarısı evlere giriyorlar ve insanlara işkence ediyorlar. Para ya da değerli eşyalarını alamayınca da onları öldürüyorlar. Ama sanırım Dylan bunlarla ilgilenmiyor,o bu işlerin başında. Buraya gelmesinin kesin sebebide bize zarar vermekti fakat istediği misafirperverliği göremeyince gitti. Yani benim bildiğim,bizim kim olduğumuzu biliyor ve bu işleri zorlaştıracak."

Bir kez daha şoka uğramıştım. Dylan'ın böyle bir hayatı olduğuna inanamıyordum. Duyduklarım dan sonra Dylan içim de yavaş yavaş kül olmaya devam etti. Masadan destek alarak ayağa kalktım ve boğazımı temizleyip o can alıcı cümlemi söyledim:

-"Dylan'ı bana bırakın".

Devam Edecek...


BEN "DYLAN" DEĞİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin