YÜRÜYÜŞ

13 2 0
                                    

Gördüğü yüz karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.

- Bryan! 

Geçmişi silemiyordu insan. Ancak affettiğinde kapatabilirdi o defterleri. Phoebe ise aynı hikayeyi okumayı seviyordu. Üniversiteye başladığı ilk senede yakın bir arkadaş edinmişti. Sophie. Aynı sınıfta farklı iki zıt karakterde iki insan. Sophie hayatı çokta ciddiye almayan, eğlenmeyi seven, fazla sosyal biri iken Phoebe onun tam tersi yapısı ile Sophie'nin hayatında önemli bir yer tutmuştu. Aşırı uçlarda kendini riske atabilecek kadar kör olan heyecanını Phoebe frenliyor, ona bambaşka bir pencere açıyordu. Onlara sıkı dostluğu getiren bu zıtlık aynı zamanda ileride yaşayacakları düşmanlığa da zemin hazırlamıştı. Dönem sonu tatili için plan yapan Sophie ve Phoebe sürpriz bir misafir ile altüst olmuştu . Bir sabah koşa koşa Phoebe'ye gelen Sophie arkadaşlıklarının ilk günlerinden itibaren anlattığı, özlemini kurduğu hayallerle içinde dindirmeye çalıştığı o adamın, Bryan'nın, ona geldiğini söyledi. Aşık olduğu adam ona gelmişti. Artık bir adım atması gerektiğini düşünen Sophie, Phoebe'den akıl almaya çalışıyor ondan yardım istiyordu. Phoebe hiç görmediği Bryan ve çok sevdiği arkadaşı Sophie için küçük bir buluşma ayarlayıp bu işin bir nihayete ermesini istedi . 

- Sophie Bryan'ı ara ve görüşmek istediğini söyle . 

- Bugün olmaz. Buraya döner dönmez zaten çaldığı ilk kapı bendim. Onu biraz olsun tanıyorsam beni arayacak ve noktayı o koyacaktır eminim. 

Phoebe ürktüğünü düşündü. Çok üzerine gitmedi. Nasılsa bir şekilde görüşeceklerdi . Aradan bir hafta geçti. Bryan'dan ses seda çıkmadı. Sophie ise sinirden kendi kendini yerken etrafa saldırmadan geçemiyordu. Ee haliyle Phoebe'de bundan nasibini alıyordu. Biraz olsun dikkatini Byran'dan kurtarmaya çalışan Phoebe, Sophie'yi de alıp sinemaya gitti. Akşam için de en sevdikleri grubun konserine bilet alıp planı çoktan yapmışlardı. Sinema çıkışında Sophie'nin telefonu çaldı. Gözleri açılmış, ne söyleyeceğini tekrarlayıp duruyordu ve telefonu açtı. 

- Bryan ?

Sophie telefonla konuşurken Phoebe, Sophie'yi izliyor arkadan onlara doğru gelen uzun boylu, beyaz tenli, koyu kestane dalgalı saçlarıyla, salaş giyinimli bir adamın telefonla konuşurken gülümsediğini farketti. Bu sırada Sophie'ye kulak verdi.

- Demek dönüyorsun. Peki, demesine fırsat kalmadan aynı adam kollarıyla Sophie'nin belini sararak onu kucakladı. Phoebe böyle bir hamleyi beklemiyordu. Bu Bryan olmalıydı. Uzun süre sarıldılar. Phoebe onları izleyerek gülümsemekle yetindi. Bir anda olmak istediği yerin yalnızca evi olduğunu düşündü. Hiçbir zaman kendini böyle şeyleri yaşayacak kadar şanslı hissetmemişti ve bu sahne ona bir kez daha yalnız olduğunu hatırlattı. Sophie heyecanla Bryan ile Phoebe'yi tanıştırdı.

- Hadi bir yerlerde oturup birşeyler içelim. Seni çok özledim. Biraz konuşur hem de bu sayede Phoebe'yi de tanımış olurum.

- Ben eve gitsem iyi olur aslında, sizde uzun zamandır görüşmüyorsunuz konuşacaklarınız vardır, diyerek kibarca reddetmeye çalıştı Phoebe. Sophie ise her zaman ki yaramazlığını yapıp bırakmadı arkadaşını . 

- Hayır, sende geliyorsun dedi ve bir yere oturdular.

Uzun sohbetlerini dinleyen Phoebe, kendini oraya ait değilmiş hissinden bir süre kurtulamadı. Byran Sophie'yle konuşuyor ama çoğunlukla Phoebe'yi izliyordu. Arada arkadaşına sohbete katılması için şakalarla laf atan Sophie, Bryan'ın araya girmesiyle dikkatleri üzerine çekti.

- Çok değişmişsin.

- Bunda Phoebe'nin etkisi çok fazla.

- Biliyorum, yoksa senin gibi bir ateşe kim su olabilirdi ki ?

PHOEBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin