ESKİ DOST YENİ KATİL

86 2 2
                                    

Saat 09:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü
Sakin bir gündü. Çok sevdiğim polisiye roman yazarı Murat Aras'in son romanı"Ölüm treni"ni okuyordum. O bu şehrin yetiştirdiği önemli bir yazardı. On sekiz yıl önce on iki yaşında bir çocukken kitaplarını okuduğum on yıl önce stajyer polis olarak şahsen de tanıştığım bu yazarı çok seviyorum. O sırada Aslı elindeki dosyayla geldi.
- Olay yeri raporlarını Kenan Müdüre goturmeden önce son kez incelemek ister misiniz?
-Hayir ama bende geleyim.
-Mudurum olay yeri raporları.
Kenan Müdür çok telaşlıydi.
-Bartu tam zamanında geldiniz. Alsancak'ta araba içinde erkek cesedi bulundu. Galiba hırsızlıkta var o yüzden hırsızlık masasıyla cinayet masası ortak çalışacak hemen olay yerine gidin.
Olay yerine geldiğimizde orta boylu beyaz tenli siyah saçlı yeşil gözlü adam olan Komiser Harun'u gördüm.
-Vay Harun devrem be hangi rüzgar attı seni buraya?
-Buraya hırsızlık masasına tayin oldum. İlk olayında bu.
O sırada Aslı geldi.
-Komiser yardımcısı Aslı ile tanış Harun benim yardımcım. Bu da Komiser Harun hırsızlık masasından benim devrem. Aslı fişek gibidir Harun neyse şimdi işimize bakalım. Ne biliyoruz?
Olay yeri inceleme memuru Adnan söze girdi
-Kırk kırk beş yaşlarında erkek cesedi üzerinden kimlik çıkmadı.
Cesedin başına geldiğimde şok oldum.
-Murat Aras bu polisiye roman yazarıdır. Parmak izi toplayın. Başından vurulmuş ama yolcu koltuğunda oturuyor. Demek ki arabayı kullanan kişiyle tartışmış sonra öldürülmüş olmalı.
Harun Komiser söze girdi.
-Murat'in çalıştığı yayınevi bu yakınlarda bizim çocuklar oraya gitti.
-İhbari yapan kim?
-Aslan Dursun Bir ateş yayıncılığın redaktöru Murat Aras o yayinevi ile çalışıyormuş.
-Asli sen Aslan'la konuş, Harun bizde şu yayınevine gidelim.
Yayınevine gittiğimizde bizi hırsızlık masasından polis memuru Simay karşıladı.
-Sorusturmanin selameti açısından herkesi burada tutuyoruz Komiserim.
-Çok güzel bu arada Komiser Bartu'yla tanış cinayet masasından, bu soruşturmada beraberiz.
-Sizde hoşgeldiniz Komiserim.
Simay'a "Güvenlik kamerası var mı"diye sordum.
-Var Komiserim.
-Güvenlik kameralarını bizim Serdar'a gönderelim incelesin.
Biz bu işlerle uğraşırken Aslı'da Aslan'in ifadesini alıyordu.
-Komiser muavini Aslı Başeğmez cinayet masasından, anlat bakalım nasıl oldu olay?
- Saat sekiz civarı Murat bey yayınevine geldi bizim patron Yunus beyle bir şeyler konuştular sonra Murat bey gitti. Yaklaşık bir saat sonra bir iş için dışarı çıkmıştım. Murat Bey'in arabasını yol kenarında gördüm, sonrasını biliyorsunuz.
Bu arada Komiser Harun yayınevinin sahibi Hüseyin Ateş ile görüşüyordu.
- Murat Aras'i en son ne zaman gördünüz?
-Saat sekiz civarı geldi, benim o saatte Abidin Aslan'la randevum vardı sonrasında Murat bey ile gorusecektim ama Abidin beyle görüşmem uzayinca Murat bey ile görüşemedik. Asıl suç bizim sekreterde bu camiada Abidin Aslan'la Murat Aras'in kavgalı olduğunu bilmeyen yoktur.
-Neden?
-Abidin bey edebiyat eleştirmenidir. Üç yıl önce Murat Bey'in romanını yerin dibine soktu.Üç yıldır bütün karşılaşmaları kavgayla sonuçlanıyor.
Bu arada ben yayınevinin son okuyucusu Süveyda Şimşek ile konuşuyordum. Süveyda bana şunları söyledi.
-Abidin bey ve Murat bey kavga etmeye başlayınca hemen araya girip ayırdım bu camiada kimse bir kadına vurmaz. Murat beyi sakinleştirip gönderdim.
Abidin Aslan hâlâ oradaydı. Kimliğimi gosterdim.
-Komiser Bartu maktulle aranızda husumet varmış,burada kavga etmissiniz. Buda seni baş şüpheli yapıyor.
-Ben kimseyi öldürmedim.
-Simdilik öyle olsun yine görüşeceğiz. Harun Komiserleri birlikte yayınevinden çıktık. O sırada telefonum çaldı arayan Serdar'in
-Soyle Serdar.
-Kameralardan bir şey çıkmadı Komiserim olay kör noktada kalmış.
-Hadi ya şansa bak.
-Hadi adli tıpa gidelim otopsi başlamıştır.
-Ben gelmesem olur mu otopsiyi hiç sevmem.
Aslıyla birlikte Adlı tıpa gittik. Yekta tek tek kurşunları çıkardı.
-İşte buda sonuncusu,iki tanesi göğüse bir tanesi karaciğere diğeri böbreğe gelmiş.
-Bu sonuç Aslan'in ifadesini doğruluyor Komiserim.
-Atiş mesafesi ne kadar? Diye sordum.
-Bir iki metre.
Saat 15:00 Kriminal Laboratuvar
Leyla delilleri inceliyordu sıra arabada bulunan dolma kaleme gelmişti. Leyla derin bir nefes aldı. Uzun kahverengi saçlarını topladı iri ela gözlerini kaleme dikti parmak izlerini inceledi 1.72 olan boyuyla istese pekala manken olabilirdi ama o laboratuvar asistanı olmayı tercih etti. O çalışırken Aslı geldi.
-Nasil gidiyor Leyla?
-Parmak izlerinin çoğu maktule ait. Ayrıca kalem maktule ait ve maktulün Murat Aras olduğu kesinleşti. Veri tabanında varmış.
-Gercekten mi?
-Kavgadan üç yıl önce karakolluk olmuş.
Toplantı odasına geçtik."İpuçlarını birlestirelim"dedim. Ne biliyoruz?
-Maktulun Murat Aras olduğu kesinleşti.
Katil Murat'ı öldürüp üzerinde ne varsa hepsini çalmış. Murat Aras Bir ateş yayıncılıkla çalışıyor. Yayınevi deki herkesin ifadesini aldik. En büyük şüphelimiz Abidin Aslan Edebiyat eleştirmeni bu adamı sorguya almak istiyorum.
Harun söze girdi.
-Şu yayınevine tekrar gideyim diyorum. Oradakilerin sakladığı bir şey var.
Harun yayınevinde staj yapan Nursel Kırbaş'la konuşuyordu.
-Ne zamandır burada staj yapıyorsun?
-uç ay önce başladım.
-Tuhaf bir şey gördün mü?
-Aslinda geçen gün Gonca hanım gelmişti.
-Yonca hanım kim?
-Huseyin beyin sevgilisi Son bölüm dergisinin editörüdür kendisi getir götür işi yaparken duydum. Hüseyin bey ve Gonca hanım konuşuyordu. Hüseyin bey
Gonca hanıma Murat Aras'in son romanı patlayacak diyordu. Yonca hanım dergiyi bizim yayınevinin reklam aracına çevirdi zaten.
Harun Nursel'den sonra Hüseyin'in yanına gitti.
-Huseyin bey Murat'ın son romanından kimseye bahsettiniz mi?
- Hayır
-Peki Yonca hanım?
-Evet bahsettim ne var ki bunda?
-Şimdilik bir şey yok?
Bu arada ben Osman'i Abidin Aslan'i gözaltına almasi için gönderdim. Abidin'in sorgusuna ben girdim. Girmeden önce Serdar'in yanına geldim.
-Serdar bana Abidin Aslan'in Murat Aras'in son romanı hakkındaki yazısını bulabilir misin?
-Tabi Komiserim.
-Abidin bey maktulle aranızda husumet varmış?
-Hayir yok.
-Son yazinizda Murat Aras'in romanını yerden yere vurmussunuz?
-Kita dep hakkında ne dusunuyorsam onu yazdım.
-Biraz insafsızca olmuş. Peki serbestsiniz.
Bu arada Aslı Murat'ın komşuları ile konusuyordu. Komşular Murat'ın iki sokak ötede daha çok yazar çizer tayfasının takıldığı bir kafeye takıldığını söylediler.
Ben dosyaya dalmış çalışırken adımın söylendiğini duydum. Başımı kaldırıp baktığımda eski amirim Rıfat Başkomiser karşimdaydi.
-Başkomiserim.
-Bartu şöyle bir ziyaret edeyim dedim. Ne var ne yok? Şu yazarın cinayetini soruşturuyorsunuz sanırım.
-Evet.
-Murat benim arkadaşımdı, ona bazı romanlarında danışmanlık yapıyordum. Eskiden de tanirdim zaten yardım etmeye geldim. Eleştirmen Abidin Aslan'i aldınız mı? O adam Murat'ı tehdit ediyordu.
Ben Rıfat Başkomiser'le konuşurken Aslı Murat'ın takıldığı kafeye gitti, kafenin sahibine kimliğini gösterdi.
-Polis.
-Buyurun.
-Murat Aras cinayetini soruşturuyoruz buraya takilirmiş var mıydı bir eşi dostu arkadaşı?
-Valla yalnız adamdı rahmetli yalnız son zamanlarda Ertunç Ovalı'yla pek samimiydi sık sık birlikte takılırdı.
Aslı döndüğünde toplantı odasında ipuçlarını birleştirmeye çalışıyordum yanıma Harun geldi.
-Nasil gidiyor Bartu?
-Şu Abidinde bir şey var ama.
O sırada Serdar geldi.
- Yer tespitini yaptım. Olay sırasında Yonca yayınevinin yakinlarindaymiş.
-İnkar Edip duruyorlardı bakalım şimdi ne yapacaklar.
-İkisini de merkeze alalım.
Osman Adnan ve Nazmi Hüseyin ve Yonca'yı gözaltına alıp merkeze getirdiler. Hüseyin'in sorgusuna Harun; Yonca'nınkine ben girdim.

Harun Komiser sorguda

- Cinayet saatinde Yonca hanımı aramışsınız?

- Ne var ki bunda sevgilimi arayamaz mıyım?

-Sabahın köründe mi?

-Yonca ile kahvaltıya gidecektik. Abidin beyin işini halledip öyle giderim diye düşündüm sonra kavga çıktı sonrasını biliyorsunuz.

-Peki Yonca hanım niye gelmedi.
- Çünkü arayıp işimin uzayacağini söyledim.
Yonca'da bana hemen hemen aynı şeyleri anlattı.
Harun kahverengi saçlarını karıştırarak sorgu odasından çıktı.
-Huseyin kahvaltı mahvaltı bir şeyler saçmaladı.
-Yonca'da aynı şeyleri anlattı.
-Gözaltı süreleri doluyor ne yapalım?
- Bırakalım gitsinler peşine Rıfat Başkomiser'i takarız Murat Aras eski arkadaşıydı yardım etmek istiyor.
Harun kaşlarını kaldırıp konuşmaya başladı.
-Peki tamam yarın şu yayınevine tekrar gideyim diyorum kafama takılan bir şey var. Hadi iyi akşamlar.
Aslı'yla ikimiz arkasından bakarak"iyi akşamlar"dedik.
Harun ertesi gün yayınevine tekrar gidip genel yayın yönetmeni Osman Özdere ile görüştü.
-Şüphelendiğiniz biri var mı Osman bey?
-Aslinda var redaktör Aslan normalde çok neşeli bir adamdır ama o gün sessizdi.
Aslı ile oturuyorduk Rıfat Başkomiser geldi.
-Başkomiserim.
Aslı yüzüme baktı.
-Başkomiser Rıfat buda Komiser yardımcısı Aslı. Bir zamanlar senin yerinde ben vardım Aslı, benim yerimde de Rıfat Başkomiser vardı.
Harun Komiser kiminle konuştuysa aynı şeyi dinledi. Bu nedenle Aslan gözaltına Aslan'in sorgusuna Harun girdi. Aslan sorguda çok gergindi.
-Sorun nedir Aslan?
-Hiç bir sorun yok.
-Olay günü de bugünkü gibi gerginmişsin de ondan sordum. Normalde çok neşeli bir adammışsın.
-Haksız yere suçlandığım için olabilir mi?
-Size Murat beyi öldurmenizi Yonca hanım mı söyledi.
-Yonca hanımı tanımıyorum ben.
-Ama Hüseyin beyi tanıyorsunuz.
Doğru dürüst konuşana kadar buradasın.
Harun'la beraber Kenan Müdüre çıktık. İzmir genelinde asayiş uygulaması için izin aldık. Böylece Ertunç Ovalı'yı bulabileceğimiz düşünüyordum.
Gün boyu asayiş uygulaması yaptık. Akşama doğru Aslı odama geldi.
-Komiserim hırsızdan asker kaçağına bir sürü adam yakaladık, bir bizim adam yok.
-Çıkar bir yerden Aslı.
Aslı kriminal laboratuvara gitti biraz Leyla ile sohbet etti.
O sırada telsiz cizirdadi her yerde aradığımız Ertunç Ovalı ölü bulunmuştu.
Ben Aslı ve Harun'la birlikte olay yerine geldim. Delil topladıktan sonra kriminal laboratuvara gönderdik. Leyla inceledi. Aslı yeni bir bulgu olup olmadığını sormak için laboratuvara gitti.
-Yeni bir şey var mı Leyla?
-Maktulun kemerinde Rana Karatoprak adında bir hayat kadınına ait parmak izi buldum.Kadin üç ay önce fuhuştan tutuklanmış.
Aslı geri geldiğinde ben yine tahtanın başında ipuçlarını birleştirmeye çalışıyordum."Bu kötü oldu en büyük şüphelimiz öldü"dedim."Hüseyin'le Yonca olamaz gözaltındalardi.
O sırada içeri Rıfat Başkomiser girdi.
-Bartu Abidin Murat'tan para istemiş.
Savcidan izin alıp Abidin'in evini aradık evinden silah çıktı bu silah Murat Aras'in öldürüldüğü silahti. Abidin evinde
-Ben öldürmedim benim silahım yok.
Aslı daha önce tanıştığı Eda ile konuşmak için Alsancak'taki kuaföre gitti.
-Beni tanıdın mı Eda Komiser muavini Aslı Komiser Bartu'nun yardımcısı.
-Tanidim tabi buyur.
-Rana Karatoprak diye birini tanıyor musun? Hayat kadınıymiş.
-Tanidim hemen çağırayım. Telefon Edip çağırdı on beş dakika sonra Rana oradaydı.
-Ertunç Ovalı diye birini soracağım sana Rana.
-Tanimazmiyim çok kibar bir adamdır. Yani bir kez evine gitmiştim.
Abidin Aslan sorguda ne dediyse ikna edemeyerek tutuklandı ama Aslan ertesi gün gelerek katilin yaşlı olduğunu söyledi sonra da Rıfat Başkomiser'i tehşis etti.
Rıfat Başkomiser sorguda suçunu itiraf a
-Ben emekli olduktan sonra Murat'a danışmanlık yapıyordum ama bana çok az para veriyordu. O gün kavga ettik silahimi çekip öldürdüm pişman degilimsuçu Abidin Aslan'a atacaktım çünkü bende bir polisim, polis nasıl çalışır bilirim unutma senin eski amirinim sana mesleği ben öğrettim. Ben kırk yıllık polisim
Çok sinirlenmiştim.
-Sen benim hiç bir şeyim değilsin katil.
Başkomiser Rıfat Türkoğlu mahkemede otuz yıl hapis cezasına çarptırıldı

KANLI VAKALAR KOLEKSİYONU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin