KANLI VAKALAR KOLEKSİYONU

ŞAİR ÖLÜMÜ

Saat 09:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü

O sabah sakin bir sabahtı Aslı'yla satranç oynayarak vakit öldürüyorduk ve Aslı benden iyi durumdaydı.

- Galiba bu sefer ben kazanıyorum ha Komiserim.

- Yine acele ediyorsun Aslı bak.

Yaptığım vezir hamlesiyle şah çektim. O sırada telsiz cızırdadı.

"Merkez altmış iki otuz Merkez altmış iki otuz"

- Altmış iki otuz dinlemede.

" Urla'da bir arabanın içinde otuz otuz beş yaşlarında erkek cesedi birde yaralı var."

- Anlaşıldı intikal ediyoruz.

elli dakika sonra olay yerindeydik. Osman bizi karşıladı.

- Evet.

- Komiserim maktul Osman Kızıltaş otuz üç yaşında Malatya doğumlu şairmiş.

-Yaralı?

- Karısı Nazmiye Kızıltaş hastaneye kaldırdık, bir de Komiserim bunlar daha dün gece evlenmişler.

- Osman hastaneye iki memur gönder kızın durumu hakkında iki saatte bir rapor istiyorum.

Bu arada Aslı Adnan'la konuşuyordu.
- Bir şey buldunuz mu Adnan?
-Çiftin üzerinden uçak bileti çıktı Kars'a gideceklermiş ama arkadan araba çarpmış galiba arabanın arkasında başka bir renkte boya bulduk.
-Cesedi kim bulmuş?
-Şuradaki çift.
Bu arada ben çiftle konuşmaya başlamıştım bile.
-Olay nasıl oldu?
Kadın konuşmaya başladı.
-Burası Urla'nın en romantik yeridir, burada buluştuk birbirimize sarıldık sonra...
Kadın ağlamaya başladı.
O sırada Osman Aslı'nın yanına yaklaşıp " Osman Kızıltaş'ın ailesi geldi" dedi.
O sırada ben maktulün arkadaşı Serkan Deliktaş ile konuşuyordum.
Serkan Deliktaş şunları söyledi.
-Bugün Osman'ı uğurlamak için yola çıktım sonra yolda olanları gördüm. Gerisini biliyorsunuz.
-Bir şeye dokundunuz mu?
-Hayır.
O sırada gözüm Serkan'ın gömleğinin koluna takıldı. Gömlekte kan lekesi var gibiydi.
-Kollarınızı kaldırabilir misiniz?
-Nazmi buraya gel.
Nazmi'nin yaptığı test sonucunda gömlekte kan çıkınca Serkan'ın kıyafetlerini kriminal laboratuvara gönderdim.
Saat 10:30 Kriminal laboratuvar (Cinayetten bir saat otuz dakika sonra)
Leyla olay yerinden gelen kıyafetleri incelerken Murat'tan mesaj geldi.
M: Merhaba prenses sana Bir sürprizim var bu Pazarlı basketbol maçına iki bilet.
Leyla basketbola bayılırdı çok mutlu oldu.
O sırada Aslı Osman'ın babasıyla konuşuyordu.
- Oğlunuzu en son ne zaman gördünüz?
- iki saat kadar önce.
-Düşmanı var mıydı?
- Hayır ama Nazmiye'nin teyzesi Tuğba hanım başından beri Osmanla ilişkisine karşıydı ama sebepte söylemiyordu.
-Soyadı ne Tuğba'nın?
-Başar Tuğba Başar.
Aslı merkeze döndüğünde Serdar'ı buldu.
-Serdar şu ismi bir araştır.
-Dinliyorum Aslı.
-Tuğba Başar.
-Tamamdır.
-Ne yapıyorsunuz?
Aslı irkilerek cevap verdi.
-Şey Komiserim Nazmiye'nin teyzesi başından beri Osmanla ilişkisine karşıymış, bende teyzeyi araştırıyorum.
-Kızın annesi dururken teyzesinin bu kadar karşı çıkması ilginç.
-İşte buldum Tuğba Başar kırk sekiz yaşında daha önce birkaç ufak olaydan semt karakoluna götürülmüş, kadının alkol problemi var.
-Aslı Osman Tuğba'yı buraya getirin yeğenini neden bu kadar sahiplenmiş öğrenelim.
- Başüstüne Komiserim.
Aslı ve Osman Tuğba Başar'ın evine gelip kapıyı çaldılar, kapı açılmayınca Osman kapıyı kırarak açtı Aslı ve Osman silahlarını çekip içeri girdiler. Tuğba Başar koltukta sızmış yatıyordu. Osman hemen nabzını kontrol etti.
-Yaşıyor sızmış.
-Kaldırın hemen.
Saat 11:30 İzmir Emniyet müdürlüğü (Cinayetten iki saat otuz dakika sonra)
Aslı ve Osman Tuğba Başar'ı merkeze getirdiklerinde Nazmi onları karşıladı.