AFET Mi CİNAYET Mi

49 1 0
                                    

Saat 08:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü
Gazete okuyor bir yandan da çay içiyordum, o sırada Aslı geldi.
-Günaydın Komiserim.
-Günaydın Aslı nasılsın?
-Berbat, geceki yağmur beni mahvetti. Temmuz ayında da yağmur mu olurmuş ya.
-Burası İzmir Aslı'cığım İzmir havasına güven olmaz ama bizim de doğanın canına okuduğumuz bir gerçek.
Aslı gazete okumaya devam ederken"Karşıyaka berbat olmuş" dedi.
O sırada telsiz cızırdadı Merkez altmış iki otuz merkez altmış iki otuz
-Altmış iki otuz dinlemede.
-Karşıyaka afet bölgesinde kırk kırk beş yaşlarında kadın cesedi.
-Anlaşıldı intikal ediyoruz.
Yarım saat sonra olay yerindeydik.
Olay yerinde bizden başka Kenan Müdür ve Karşıyaka ilçe emniyet müdürü Suat Coşkun'da vardı. Oraya geldiğimizde önce müdürleri selamladık.
-Kolay gelsin Müdürüm.
-Sağol Bartu berbat bir durum.
Adnan'a döndüm.
-Ne diyorsun Adnan?
-Birşey diyemiyorum Komiserim, sel delilleri mahvetmiş.
-Siz olay yerine gelmezdiniz Müdürüm.
-Karşıyaka Emniyet müdürü ile birlikte afet bölgesine incelemeye gelmiştik. Artık eminim ki katili bulursunuz.
Suat müdür söze girdi.
-İşinize yararsa belediye ekipleri yukarıda çalışıyor.
-Katili kısa sürede yakalamanızı istiyorum.
-Emredersiniz Müdürüm.
-Hadi kolay gelsin Bartu.
-Aslı sen belediye ekipleriyle konuş, olay yeri incelemeden Mahir'de seninle gelsin selin geçtiği her yerden toprak örneği alınsın.

- Emredersiniz Komiserim, haydi Mahir.

Aslı ile Mahir belediye ekibinin çalıştığı yere geldiler.

Bir belediye işçisi onu karşıladı.

- Buyurun?

Aslı kimliğini gösterdi.

-Polis Komiser muavini Aslı.

-Bir şey mi oldu?

-Aşağıda bir ceset bulduk.

-Boğulmuş mu memure hanım?

-Öldürülmüş, buranın sorumlusu kim?

Adam "Hüseyin ağabey" diye seslendi, az sonra yanımıza kel kafalı, siyah bıyıklı,uzun boylu, oval yüzlü ellili yaşlarda bir adam geldi.

-Ben Hüseyin Kurnazoğlu kurtarma ekibinin lideriyim, nasıl yardımcı olabilirim.

-Arkadaşınıza anlattım, ben polisim aşağıda bir ceset bulduk, toprak örneği almak istiyoruz.

-Tabi ne gerekiyorsa yapın.

Mahir usulca" Bu çamur deryasında işimiz çok zor" dedi

-Farkındayım hadi şu toprak örneğini al da gidelim.

Saat 10:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü(Cinayetten iki saat sonra)

Adli tabip Yekta otopsiye başlamıştı aynı anda Leyla da toprak örneklerini inceliyordu.

Adli tabip Yekta kadının vücudunda bir ısırık izi buldu ve ısırık izinden tükürük örneği alıp kriminale gönderdi.

O sırada Ben arkasından seslendim.

-Ne buldun Yekta?

-Günaydın Bartu, maktülün vücudunda ısırık izi buldum, tükürük örneğini kriminale gönderdim. Ayrıca tecavüz bulgusuna rastladım.

O sırada Aslı maktulün omzundaki 14 dövmesinin anlamını düşünüp fotoğrafa boş boş bakıyordu, o sırada içeri Leyla girdi.

-Bolu'nun plakası o.

Aslı elini alnına vurdu.

-Tabi ya nasıl aklıma gelmedi.
-Sen bir şey bulabildin mi?
-Dövmeden hareketle kadının Bolulu olduğunu düşünüyorum ayrıca maktülün başında porselen parçaları bulundu, bir vazo olabilir. Maktülün vücudundaki ısırıkta erkek DNAsı buldum ama karşılaştıracak şüpheli olmadığı için kimliğini bilmiyoruz. Ayrıca maktülün bileklerindeki iplerde diş izleri buldum ama izler maktüle ait.
-İplerden kurtulmaya çalışmış.
-Aynen öyle.
Bu arada ben Yekta'yla konuşmaya devam ediyordum.
-Ölüm saati hakkında ne söyleyebilirsin?
-Yaklaşık altmış saat.
Yekta konuşmasına devam etti.
-Başında bazı yaralar var, çoğu ölümcül değil.
Yaralardan birini göstererek devam etti.
-Şu yara biraz farklı ama ancak bayılmasına sebep olmuş olabilir.
-Peki ölüm nedeni ne?
-Yüksekten düşme, boynu kırılmış. Kadında ayrıca tecavüz bulgusuna rastladım.
Leyla Aslı ile konuşmaya devam ediyordu.
-Olay yerinde bazı bitkiler buldum, ne tür bitkiler olduğunu anlamak için bir Botanikçi çağırdık.
Botanikçi Nuray Demir "Bu bir çöl bitkisi Türkiye'de ancak bir serada yetiştirilebilir" dedi.
-Yani maktül en son bir serada bulunmuş.
-Öyle görünüyor Komiser bey.
O sırada Leyla geldi.
-Aslı maktülün iç çamaşırlarının markası ...
-Serdar şu mağazayı araştır.
Serdar mağazanın yerini hemen buldu.
-Aslı bu markanın İzmir'de bir tek yerde mağazası var Alsancak'ta.
-Serdar, Komisere söyle ben şu mağazaya konuşmaya gidiyorum.
Aslı yirmi dakika sonra mağazada iç çamaşırlarına bakıyordu yanına gelen tezgahtar kız gülümseyerek sordu.
-Yardım edebilir miyim hanımefendi, nasıl bir şey bakmıştınız?
Aslı kimliğini gösterdi.
-Polis bir kaç sorum olacak.
-Yetkili birini çağırayım.
-Yok sizde yardım edebilirsiniz.
Maktülün fotoğrafını gösterdi.
-Bu kadını tanıyor musunuz?
-Evet Sibel hanım bu, yüzü tanınmaz halde ama bu doğum lekesi Sibel hanımda vardı.
-Soyadı ne Sibel hanımın?
Kadın bir saniye süre isteyip elinde bir kağıtla geri döndü.
-Soyadı Karacaoğlu Sibel Karacaoğlu.
Aslı dükkandan çıkınca telefon etti.
-Alo Komiserim maktülün kimliğini tespit ettim. Kadının adı Sibel Karacaoğlu.
-Tamam Aslı merkezde görüşürüz.
-Oldu ben yemek yiyip geliyorum.
Kafama bir şey takıldı Sibel Karacaoğlu ismi bana tanıdık geliyordu ama nereden?
-Alo Serdar maktülün kimliğini tespit ettik."Adı Sibel Karacaoğlu" araştır bakalım kimmiş.
-Emredersiniz Komiserim.
Saat 13:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü (Cinayetten beş saat sonra)
Aslı ile birlikte merkeze döndüğümüzde Serdar bizi kapıda karşıladı.
-Komiserim maktülü araştırdım. Sibel Karacaoğlu kırk üç yaşında aşçı. Boşanmak üzere olduğu bir kocası var, polis kayıtlarına göre adam karısını dövüyormuş.
-Tabi ya Sibel abla bu on yıl önce ev yemekleri yapan bir lokantası vardı, Serdar Sibel ablanın kocasını araştır.
Serdar her zamanki hızıyla bilgiyi buldu.
-Evet buldum Halil Karacaoğlu kırk sekiz yaşında bir kaç kez karısına şiddet uyguladığı için karakolluk olmuşlar ama her seferinde Halil parçayı kurtarmış.
-Birde biz tanışalım Halil beyle.
Yirmi dakika sonra Sibel'in evine geldik. Kapıyı çaldı.
-Halil bey kapıyı açar mısınız? Biz polisiz.
-Kapıyı kısa boylu esmer kahverengi gözlü bir adam açtı.
-Halil bey?
-Hayır Halil benim eniştem.
-Halil bey yok mu?
-Yok.
O sırada adamın arkasındaki Halil'i gördü Aslı.
-Komiserim orada.
Hızla içeri girip kaçmaya çalışan Halil'e kelepçe taktı.
Telefon çıkarıp Osman'ı aradım.
-Osman bu eve kimse görmeyecek. Evi izlemeye al.
Emniyete dönünce Halil'i nezarethaneye koyduk.
Ben Kenan müdürü bilgilendirmek için çıktım.
-Müdürüm.
-Gel Bartu.
-Müdürüm maktülün kimliğini tespit ettik. Sibel Karacaoğlu adında bir aşçı maktülün dayakçı kocasını gözaltına aldık. Evi izlemeye aldık, arama izni alabilisek.
-Oldu bil.
Halil'i sorguya aldık. Halil'in sorgusuna Aslı girdi.
-Anlat bakalım Halil neden öldürdün karını?
-Ben kimseyi öldürmedim.
-Yalan atma be. Kaç kere dövmüşsün kadını.
-Onlar eskidendi, Sibel dükkanı kapattıktan sonra işadamı Halit Güçlü'nün evinde aşçı olarak çalışıyordu. Üç gün önce eve dönmeyince Halit beyi aradım ama buradan çıktı deyip kapattı.
-Polise neden haber vermedin?
-Aklıma gelmedi nasıl olsa gelir diye düşündüm.
-Sen nasıl bir erkeksin?
-Tamam ama bu beni katil yapmaz.
Bu arada ben Sibel'in kardeşi İrfan'la konuşuyordum. İrfan eniştesinin ifadesini doğruladı.
Sorgudan çıkınca Serdar'ı buldum.
-Serdar bana Halil'in telefon kayıtlarını bul.
-Hemen Komiserim.
-Buldum Komiserim adam olay günü Habip Acar diye biriyle telefonda görüşmüş.
-Kim bu Habip?
-Habip Acar kırk yedi yaşında Halit Güçlü'nün şoförü, sabıkası yok.
-Bu durumda Halil doğru söylüyor, şimdilik bırakın gitsin.
-Halit Güçlü'yü gözaltına alacak mıyız Komiserim?
-Delil olmadan alırsak hem tutmayız hemde uyandırırız. Şimdilik sadece gidip bir görüşelim.
Saat 14:30 Güçlü malikanesi Karşıyaka (Cinayetten altı saat otuz dakika sonra)
Yirmili yaşlarında uzun siyah saçlı, kısa boylu, beyaz tenli, kahverengi gözlü yuvarlak yüzlü güzel hizmetçi bizi karşıladı.
-Biz polisiz Halit beyle görüşebilir miyiz?
Önümüze düşüp bize yol gösterdi.
-Halit bey beyefendi ve hanımefendi polis.
Kimliğimi gösterdim.
-Cinayet masasından Komiser Bartu buda yardımcım Aslı.
Halit"Odama geçelim" dedi sıkıntıyla
İyi döşenmiş çalışma odasına geçtik.
-Ne ikram edelim size?
-Sadece su.
Oturunca Sibel'in fotoğrafını gösterdim.
- Bu kadını tanıyor musunuz?
-Evet Aşçı Sibel bu. Davet verdiğim günlerde yemek yapması için çağırırım. Sibel'e bir şey mi oldu?
-Üç gün önce öldürüldü, o tarihte davet verdiniz mi?
-Evet tanınmış işadamları vardı davette geç saatlere kadar eğlendik.
Sonra şoförüm Habip onları evlerine bıraktı.
-Aslı sen Habip beyle konuş.
Aslı Habip'in yanına gitti.
Habip kırk beş elli yaşlarında siyah saçlı, bıyıklı, uzun boylu, zayıf bir adamdı. Aslı Habip'le konuştu. Habip Halit'in ifadesini doğruladı.
-Bu sırada ben Halit'in çalışma odasında göz gezdiriyordum.
Kitaplıktaki bahçecilik ile ilgili kitaplar dikkatimi çekti.
-Bitkilerle aranız iyi anlaşılan.
-Evet bitkileri çok severim. Bir seram var biliyor musunuz?
-Ya görebilir miyim?
-Tabi ki.
Seraya gittiğimizde dikkatimi ilk çeken kaktüsler oldu, maktülün üzerinde de kaktüs dikenleri bulunmuştu.
-Kaktüsler.
-Evet onları Meksika'dan getirttim.
-Örnek alabilir miyiz? İsterseniz savcılık izniyle de gelebiliriz.
-Alabilirsiniz ama bitkilerime zarar vermeyin.
Olay yeri inceleme ekipleri seradan örnek alıp kriminale gönderdi ama kriminal laboratuvara bitki örneklerinden önce on tane kırmızı gül geldi. Leyla gülleri heyecanla aldı.
Güllerin üzerindeki notu okumaya başladı. "Sen herkesin sevmek isteyeceği kadar güzel ama herkesin sevemeyeceği kadar özelsin. M"
Leyla çiçekleri sevgiyle bağrına bastı. Sonra gülleri suya koyabileceği bir şey aradı.
O sırada Aslı geldi. Bir kez daha arkadaşını tatlı tatlı gülümserken görüyordu.
-Ne oluyor bakalım?
-Hiç.
-Ne yani hiçe mi gülüyorsun?
Leyla utana sıkıla "Erkek arkadaşım çiçek göndermiş" dedi.
-Bak bak senin erkek arkadaşın mı var adı ne, ne iş yapıyor? Bak geniş bir zamanda bu enişteyi uzun uzun konuşacağız ama şimdi biraz da bu çiçeklere bak.
Tanık ifadeleri Halit Güçlü'yü doğrulayınca Halit'i gözaltına alamadık. Halit'i serbest bıraktıktan sonra Kenan Müdürün odasına gittim.
-Müdürüm.
-Bartu, soruşturma nasıl gidiyor?
-Halit Güçlü'yü serbest bıraktık ama kafama takılan bir şey var, Halit'i teknik takibe alabilir miyiz?
-Siz başlayın ben savcıyla konuşur hallederim.
İzin gelince Serdar'ın yanına gittim.
-Serdar hazırlığını yap savcılık izni gelince Halit'i teknik takibe alıyoruz.
Az sonra savcılık izni geldi ve teknik takip başladı. O sonuçlanmadan Leyla geldi.
-Komiserim Bitki örneklerini inceledim ve tek bir şeyden eminim Sibel serada tecavüze uğramış. Tükürük örneğinin sahibini bulduk, tükürük örneği i Özkan Arapoğlu'na ait.
-Serdar şu Özkan Arapoğlu'nu araştır.
Serdar bilgisayarının başına geçti ve çok hızlı bir şekilde sonuç aldı.
-Buldum Komiserim Özkan Arapoğlu kırk dokuz yaşında işadamı daha önce bir kez hizmetçisine tecavüz ettiği şüphesiyle gözaltına alınmış ama delil yetersizliğinden serbest bırakılmış, bir seferinde de barmen bir kıza tecavüz etmekten gözaltına alınmış ama barmen şikayetini geri çekmiş.
Aslı merakla"Nasıl olur" diye sordu.
-Para yedirirsen olur Aslı.
-Serdar adamın yerini belirleyebilir misin?
-Hemen Komiserim.
-Komiserim Özkan Arapoğlu Kuşadası'nda gözüküyor.
-Aslı Kenan müdürü bilgilendirelim. Aydın Emniyetle de bağlantıya geçelim.
Aydın Emniyetiyle yaptığımız ortak operasyonla Özkan Arapoğlu Kuşadası'nda bir otelde yakalandı.
Saat 21:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü (Cinayetten on üç saat sonra)
Özkan Arapoğlu'nun sorgusuna Aslı ile birlikte girdik. Söze ben başladım.
-Kumar,tecavüz, cinayet sırada ne var Özkan bey?
-Ben kimseyi öldürmedim.
Aslı DNA raporunu masaya koyduktan sonra konuşmaya başladı.
-Çok sarhoştum ve aşçı çok güzeldi.
"Allah belanı versin hayvan herif" diye yapıştırdım tokadı. Bak normalde çok sakin adamımdır şiddetten hoslanmam ama senin gibi adiyi gebertene kadar dövmek suç olmaz sapık herif.
-Aslı elimden bir kaza çıkmadan sevkedin şu köpeği savcılığa.
-Yo yanlış anladınız Sibel'e tecavüz etmedim, daha doğrusu edemedim. Sibel kaçtı bir daha da görmedim.
Sorgudan çıktık.
-Şimdi ne yapacağız Komiserim Özkan'ı serbest mi bırakacağız?
-Hayır gözaltı süresi doluncaya kadar kalsın.
Saat 08:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü (Cinayetten yirmi dört saat sonra)
Merkeze geldiğimde Aslı masasının üzerinde uyuyordu. Ben içeri girdiğimde gözlerini açtı.
-Günaydın Komiserim.
-Günaydın Aslı sen gece burada mı kaldın?
-Evet dosya üzerinde çalıştım ama bir şey bulamadım.
-Yapma ya.
O sırada Leyla odaya geldi.
-Komiserim maktülün çantasını Karşıyaka'da bir otelde bulmuşlar.
-Kenan Müdürü bilgilendirelim. Karşıyaka ilçe ekipleri oteli izlemeye alırlarsa rahat ederiz.
-Müdürüm.
-Gel Bartu.
-Müdürüm Karşıyaka'da bir otelde maktülün çantasını bulmuşlar.
-Evet biliyorum Suat müdürün haber verdi. Hatta oteli izlemeye almışlar.
Aslı sende oraya git. Aslı otele gittiğinde Karşıyaka Emniyet ekipleri oradaydı.
Aslı en önde içeri girdi. Resepsiyon görevlisine kimliğini gösterdi.
-,Komiser muavini Aslı, bu kızı tanıyor musunuz?
-Evet Sibel hanım bu sık sık Halit beyle birlikte gelirlerdi. Sibel hanım eskiden otelimizde çalıştığı için gelişini normal karşılardık. Geç saatlere kadar eğlendiler.
O sırada Leyla laboratuvarda bir ceketi inceliyordu. Biz ise Halit Güçlü'yü sorguya aldık. Sorguya ben girdim.
-Sibel Karacaoğlu'nu neden öldürdünüz Halit bey?
-Önce Özkan şimdi de ben asılsız suçlamalarla bir yere varamazsınız.
-Elinizde delil varsa gereğini yapın.
-Ben on bir yıllık polisim Halit bey ve meslek hayatımda kimseyi asılsız suçlamadım, biz adalet için delillerle hareket ederiz. Osman, beyefendiyi
nezarethaneye at.
Arama emri ile bir kez daha Halit Güçlü'nün malikanesini aradık ve kırık bir biblo bulduk. Biblonun üzerinde kan lekesi vardı. Leyla yaptığı incelemede kanın Sibel'e ait olduğunu buldu.
-Biblonun üzerindeki kan maktüle ait hiç şüphesiz cinayet silahınız bu.
Eve geri döndüğümüzde Habip suçunu itiraf etti.
-Ben Sibel'e aşık oldum. Çok sarhoştum. O beni reddetti sinirlendim tecavüz Ettim ve başına biblo ile vurup öldürdüm.
Bu itiraftan sonra Habip tutuklandı.
Hepimiz katilin bulunduğunu sanıyorduk ama son anda Halit'in hizmetçisi Halit'in katil olduğu yönünde tanıklık etti.
-Yanlış yapıyorsunuz Komiserim Sibel'i. Habip değil Halit bey öldürdü
işte kanıtı. Hizmetçi bir fotoğraf gösterdi fotoğrafta tecavüz edip öldüren Halit'ti.
Halit sorguda Sibel'i öldürdüğünü itiraf etti.
-Habip'in anlattıkları aynen doğrudur sadece o cinayeti ben işledim Habip üstlendi. pişmanım.
Halit Güçlü mahkemede yirmi bir yıl hapis cezasına çarptırıldı

KANLI VAKALAR KOLEKSİYONU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin