KİŞİSEL BİR DAVA DOSYASI

43 1 0
                                    

Saat 20:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü

Gece nöbeti sakin geçiyor Aslı bilgisayar oynayarak vakit öldürüyor, Bende oturuyordum.

Kenan Müdür hışımla odaya girdi.

- Çocuklar Selim Gördesli'nin öldürüldüğü ormanda bir ceset daha bulunmuş. Hemen gidin

Yarım saat sonra olay yerindeydik

Osman bizi karşıladı.

- Maktulün üzerinden kimlik çıkmadı Komiserim.

O sırada Savcı Yadigar'ın sesi duyuldu.

- Kimliği belirsiz ceset ha bir bakalım.

Yadigar cesedi görür görmez yüzü allak bullak oldu. Gözlerinin buğulandığına ilk defa şahit oluyordum.

- Kimliğini boşuna aramayın ben size söyleyeyim.

Sağ gözünden bir damla yaş süzüldü. Kahve gözlerinden bir çok duygu aynı anda geçiyordu.

-Belçim Çelik. O kız... O kız benim yeğenim.

dizlerinin üzerine çöktü ve belkide yıllardır tuttuğu o göz yaşlarını çelik gibi sert mizacından ilk defa serbest bırakmıştı. Aslı ya cesedi götürmesini işaret ettim. Zaten fotoğrafları çoktan çekilmiş olan ceset, nakil aracına götürüldü. Yadigar'ın yanına eğildim. Ama ağzımı açacak cesareti kendimde bulamıyordum. Çok garipti. Silahlı adamların arasına girebilirdim ya da cesetler ile günlerce uğraşabilir ve katilleri tüm o ölüm tehlikesine karşı olmama rağmen kovalayabilirdim ama ilk defa bu kadar çaresiz gördüğüm bir kadına destek olacak kadar cesaretli olamazdım olamadım. Elimden gelen elimi sırtına koymaktı. Ağzımdan dilime tek kelime düşmemişti. Sadece bu durumda olan ben değildim. Aslı da benden farksızdı bir kaç adım ilerde öylece bakıyordu. Düşüncelerimden ayrılmamın sebebi Yadigar'ın saçlarını çekip çığlıklar atmak için açmış olduğu ağzını nefes alamayarak kapatması oldu.

-Sinir krizi geçiriyor. dedi ve telsizini çıkarttı. Ambulans çağıracağını tahmin etmek için dahi olmaya gerek yoktu.

-Olay yerine acil ambulans. Çok acil! dedi ve yanımıza koştu. Ben bu sırada Yadigar'ı sakinleştirmeye çalışıyordum ama kriz geçiren birini durdurmaya çalışmak onu tehlikede hissettireceğinden çok fazla bir şey yapmak gelmiyordu aklıma. bu sırada ambulansın sesi kulaklarıma doldu ve eş zamanlı olarak Yadigar kollarımın arasına yığıldı.

***

-Bartu?

Yadigar'ın sesi kulağıma doldu.Hemen ona dönüp

-Çok şükür uyandınız savcı hanım.

Aslı da diğer tarafa dolaşıp nasıl olduğunu sordu. Yüzünden anladığım kadarıyla iyi olup olmadığı kendinin bile pek umurunda değildi.

-Yeğenim?

Aslı benden önce lafa girip baş sağlığı diledi. Anlaşılan Yadigar yine o yüksek çelik surların arkasına geçip ciddiliğine bürünmüştü.

-Katili buldunuz mu?

-Henüz değil. dedim sakince.

-O zaman burada işinin ne? 14 yaşında bir kız öldürüldü. Benim yeğenim olmasından önce gepegenç bir kız çocuğu katledildi. Şuan da gidip bir kızın hayatının ışığını söndüren katili yakalayıp adaletin yani benim kollarıma bırakmanız gerekmiyor mu?

-Haklısın.

Haklıydı, son zerresine kadar haklıydı. Yadigar Üzerimdeki tişörtün yakasından tuttuğu gibi kendine çekti.

KANLI VAKALAR KOLEKSİYONU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin