KANLI VAKALAR KOLEKSİYONU

TİLKİ ÖLÜSÜ

Saat 20:00 İzmir Emniyet Müdürlüğü
Gece nöbetinde Aslı'yla birlikte sıkıntıyla oturuyorduk önündeki dosyayla ilgilenen Aslı başını kaldırdı.
-Biraz satranç mı oynasak Komiserim.
-Yenilmeye doymadın mı Aslı?
-Pardon son maçı ben kazanmamış mıydım?
Bu sohbet içeri heyecanla giren Kenan Müdür yüzünden kesildi.
-Çocuklar Tilki Selim  Çiğli'de ormanlık alanda ölü bulunmuş. Selim Gördesli'nin adamları patronlarının intikamı için İzmir'i karıştırmadan katili bulun.
Olay yerine geldiğimizde bizi Çiğli ilçe emniyetinden bir memur karşıladı.
-Hoş geldiniz Komiserim.
Selim Gördesli sırtından silahla vurulmuş kurşun sırtından girip akciğere saplanmış.
-Tabanca mı?
-Muhtemelen Komiserim
Aslı söze girdi
-Burasi jandarma bölgesi değil mi?
"Bende öyle biliyorum" dedim.
-Yok burası bizim bölgemiz jandarma bölgesi bir kaç yüz metre ileride.
-Gerçekten Selim Gördesli mi?
-Öyle.
-Cesedi kim bulmuş?
-İlknur Gördesli maktulün kızı. Kız fenalaştı ambulans çağırdık.
Olay yeri inceleme memuru Adnan Selim'in çamurlu ayakkabılarından toprak örneği aldı. Aslı söze girdi.
-Başka bir şey buldunuz mu?
-İki farklı ayak izi bulduk. Ayrıca maktulün ayaklarında inşaat tozu buldum. Sanki yol çalışması olan bir yere gitmiş.
-Başka bir şey var mı?
-Yok Aslı.
-Selim Gördesli'nin çocuklarıyla konuşalım.
Ambulansa doğru yürüdük, karşıma Osman çıktı.
-Doktor İlknur'un konuşabilecek durumda olmadığını söylüyor Komiserim.
-Tamam ifadesini sonra alırız. Birde Selim Gördesli'nin babası İsmail Gördesli geçen hafta ölmüş. Adam dokuz yıldır hastaydı iki yıldır yatalak hasta diye duyuyorduk.
O sırada Satılmış Gördesli'yi gördüm. Ferit Başkomiser'in ölümünden beri ilk kez görüyordum. Otuz beş yaşında olan bu adam muhtemelen yeni mafya babasıydı.
- Başınız sağolsun Satılmış bey. Nasıl oldu olay?
-Babam orman gezilerini çok severdi bugün buraya birlikte gelecektir. Benim işim çıktı o yalnız geldi. Akşam dönmeyince aramaya çıktık, sonra ablamin çığlığını duydum,sonrasını biliyorsunuz. Artık ablamı eve götürebilir miyim?
-Düşmanınız var mı diye soracağım ama?
-Bizim gibi ailelerin her zaman düşmanı olur ama bunu yapmaya cüret edecek biri gelmiyor aklıma.
-Tamam arkadaşlar sizi evinize bıraksın sonra tekrar konuşacağız. Osman Satılmış bey ile İlknur hanımı evlerine bırak.
O sırada Adnan geldi.
-Bizim işimiz bitti Komiserim.
-Tamam Selim'in silahını atlamayin.
Aslı kollarını göğsünde kavuşturarak Satılmış'in arkasından bakarken"Biz ne yapıyoruz Komiserim"diye sordu
-Selim Gördesli'nin evine gidip diğer aile fertleri ile görüşelim.
Eve gittiğimizde bizi Selim Gördesli'nin avukatı Eşref Hakbilir karşıladı. Eşref otuz yedi yaşında kısa boylu, şişman, kısa saçlı bir adamdı.
-Ben Eşref Hakbilir Gördesli ailesinin avukatıyım.
"Cinayet masasından Komiser Bartu Aslan" dedim bu saçma tanıtmaya karşılık. Zira pek tekin biri olmayan bu avukatı sayısız kez görmüştüm. Yine sayısız kez geldiğim bu malikaneyi yarı hayranlık yarı nefretle süzdüm.
-Bir hafta arayla iki ölüm önce İsmail bey Sonra Selim bey. İsmail Gördesli Selim beyin babasıdır. On iki yıldır hastaydı. Son iki yıldır yatalaktı. Geçen hafta öldü.

Aslı söze girdi.

- Selim bey yürüyüşe neden yalnız gitti?

- Yalnız mı gitmiş? Ben Satılmış beyle birlikte gittiler biliyorum. Bu sabah öyle söylemişti.

-Baba oğulun arası nasıldı? diye sordum.

- Satılmış bey babasının gözüne girmek için çırpınırdı sık sık didişseler de araları iyiydi diyebiliriz.

Selim'in karısı Pınar Gördesli'yle konuşmak için yanına gittim bu kadın elli iki yaşındaydı ama daha genç gözüküyordu. Uzun kahverengi saçları,ela gözleri, ve 1.70 civarı boyuyla çok güzeldi. Satılmış'ta annesinin yanındaydı.

- Pınar hanım sizinle yalnız konuşabilir miyiz? Satılmış bizi yalnız bıraktı. Ben Pınar'la konuşurken, Aslı'da Satılmış'ın peşinden dışarı çıktı.