4

734 55 2
                                    

Yeni arkadaşlar edindiğim, Ateş ile olan tartışmalarım dışında gayet iyi geçen ilk haftadan sonra sonunda cumartesi günü gelmişti. Tüm gün evde dinlenmeyi düşünüyordum ancak dakikalar sonra Melis'ten yarın buluşacaklarına dair bir mesaj almıştım. Beni arkadaş grubuyla daha da kaynaştırabilmek için davet etmişti. Bu hamlesini bendeki garipliği anlamak için yaptığını tahmin edebiliyordum. Ama evde sıkılmak yerine gitmeyi kabul etmiştim. Nasıl bende bir gariplik sezdiğini anlamamıştım, bir tane bile hatalı davranışım olmamıştı. Eğer anladıysa onda da bir gariplik olmalıydı ve ben bunu, o benim vampir olduğumu fark etmeden çözmeliydim. Bu yüzden ona yakın olmalıydım.

Ona memnuniyetle geleceğimi bildiren bir mesajla cevap verdiğimde bana yer ve zamanı söylemişti. Yarın neler olacağını merak ediyordum.

Güneş daha yeni doğuyordu ama şimdiden hazırlanmaya başlamıştım. Dışarıda eğlenmeyeli uzun zaman olmuştu. Uzun ve rahatlatıcı bir duşun ardından siyah pantolonumu ve siyah tişörtümü giydim. Saçlarımı hızlıca düzleştirdim ve hafif bir makyaj yaptım. Liseye giden her normal kızın yaptığı şeylerin başında olmasına rağmen, ben ilk defa haftasonu arkadaşlarımla buluşmaya gidiyordum. Ayrıca Melis bende nasıl olduğunu anlamasam da bir gariplik sezmişti ve ben normal gibi davranarak şüphelerini engellemeliydim.

Beyaz spor ayakkabılarımı ve asker yeşili ceketimi de giydikten sonra gitmeye hazırdım. Derin bir nefes alarak buluşacağımız kafeye doğru yürümeye başladım. Evden erken çıkmama rağmen kafeyi bulurken zorlandığımdan on dakika kadar geç kalmıştım. Buna rağmen masada tek başına oturan Melis'i görünce şaşırdım. Diğerleri şimdiye kadar gelmiş olmalıydı.

Melis onu görmem için elini sallerken kapıda öylece dikilmem garip olacağından gülümseyerek Melis'in yanına gittim. Bana sıkıca sarılınca sinsiliğine hayret ettim.Hem benden şüpheleniyordu hem de yakın arkadaşmışız gibi bana sevgi gösteriyordu.Ona hemen güvenmiş olmam benim aptallığımdı.
Biraz havadan sudan konuştuktan sonra dayanamayıp sordum. "Diğerleri nerede? Yarım saat geçti sayılır." dediğimde sanki çok önemli bir şeyi hatırlamış gibi şaşırdı. Hareketleri abartılıydı ve bendeki merakı gittikçe arttırıyordu.

"Aa, sana söylemeyi unuttum. Sen gelmeden önce beni aradılar ve bir işleri çıktığı için gelemeyeceklerini söylediler. Ben de beraber takılırız diye düşündüm. O yüzden haber vermedim. Sorun olmaz değil mi?" diye soru yönelttiğinde bir kez daha sinsiliğine hayran oldum. Diğerlerinin bu buluşmadan haberleri bile yoktu büyük ihtimalle. Sırf beni denemek için bu kadar çaba sarf etmesi gözümü yaşartmıştı.

Bozuntuya vermeden gülümsedim. "Aslında iyi oldu. Beraber bir şeyler yapmayı ben de istiyordum." dedim.

O sırada gözüme birisi takıldı. Kafeden çıkıyordu. Sanki yüzünü saklamak istiyormuş gibi bir hali vardı çünkü hava güneşli olmamasına rağmen şapka ve güneş gözlüğü takıyordu. Yürüyüşü ve giyim tarzı hiç yabancı gelmemişti.

Bakışlarımı tekrar Melis'e çevirdiğimde onu telefonunda hızlıca bir şey yazarken yakaladım. Burada ne işler döndüğünü en kısa sürede öğrenmem ve her şey netleşene kadar Melis'le aramı iyi tutmam gerekiyordu.

Günün geri kalanında Melis'le birkaç mağazayı gezmiştik. Kendimi sürekli izleniyormuş gibi hissettiğimden tüm gün diken üstündeydim. Melis bir kaç sefer Ateş'in konusunu açma girişiminde buldundu ama bunları ustalıkla savuşturmuştum. Her şeye rağmen hiçbir garip hareketim olmamıştı. Bu Melis'in aklını daha da çok karıştırmış olmalıydı.

Cumartesi gecesi ve Pazar günü tamamen seçmeler için hazırlanmıştım. Murat hoca her ne kadar kazanacağımdan emin olsa da Ateş beni istemediğini açıkça belli etmişti. O yüzden seçmeleri kazanmamam için elinden geleni yapacağından şüphem yoktu. Ama bilmediği bir şey vardı ki o da benim kolay kolay pes etmeyeceğimdi.

Kurtadamın İmkansızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin