8

599 39 11
                                    

Gözlerimi açtığımda kendime gelene kadar uzun süre beklemem gerekmişti. Uzun süredir uyumamıştım. Uyumayı seviyordum ama ne yazık ki bunu pek sık yapabildiğim söylenemezdi.

Yataktan kalkıp banyoya doğru yavaş adımlarla ilerledim. Duş alıp kendime gelmem gerekiyordu. Tam üstümdekileri çıkaracaktım ki burnuma yabancı ama güzel bir koku çarptı. Koku tanıdık gelmişti. Ne olduğunu anlamaya çalışırken aklıma dün Ateş'in tişörtlerinden birisini ödünç aldığım geldi. Gerçekten çok güzel kokuyordu bu yüzden çıkarıp burnuma yaklaştırdım. Kendimi sapık gibi hissetmiştim bu yüzden tişörtü kirli sepetine attım ve hızlı bir duş almak için banyoya doğru ilerledim.

Sıcak su biraz rahatlamamı sağlamıştı. Üzerime siyah kot pantolon ve siyah düz renkli bir tişört giydim. Dün okulun önünde rezil olmuş sayılırdım ve moralim bu sebepten dolayı her ne kadar bozuk olsa da saçlarımı düzleştirip hafif bir makyaj yaptım. Büyük ihtimalle kimse dün yemekhanedeki olay hakkında konuşmayacaktı ama hala kendimi huzursuz hissediyordum. En iyisi okula gidip hiçbir şey olamamış gibi davranmaktı.

Üstüme giymek için ceket aradığım sırada kapım açıldı. Kim olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde biraz şaşırmıştım çünkü annem genellikle odama gelmezdi.
"Şoför aşağıda seni bekliyor biraz hızlı ol, geç kalacaksın." diye uyarıda bulunana kadar saate bakmak aklıma gelmemişti. Dersin başlamasına yarım saatten az bir süre kalmıştı ve ben hala hangi ceketi giyeceğimi düşünüyordum. Elime ilk gelen ceketi hızlıca giydim ve tam odadan çıkacakken annemin kitaplığımı karıştırdığını gördüm. Neye baktığını anlamak için biraz bekledim ama sonra elinde günlüğümün olduğunu görünce hızlıca yanına gidip günlüğümü elinden aldım. Eğer onu okursa başım belaya girerdi çünkü günlükte Ateş'ten ve Melis'ten bol bol bahsetmiştim ve annem normal insanlarla arkadaş olmamam konusunda beni sık sık uyarıyordu.

"Ne yazıyor o defterde?" şeklinde bir soru yönelttiğinde bir şey saklıyormuş gibi gözükmemek için umursamaz bir şekilde "Sıradan bir günlük önemli bir şey yazmıyor ama yine de başkalarının okuması için yazmadım," dedim. Umursamaz tavrım şüphelenmesi sağlamış olacak ki sorgulayan bakışlarla yüzümü incelemeye başladı. Kesinlikle daha da çok dikkatini çekmiştim.
"Benden bir şey mi gizliyorsun?" dedi. "Ne gizleyebilirim ki?" diye sorusuna soruyla karşılık verdim. Durumu toparlamak için "Okula geç kalıyorum gitmem lazım."diyerek defterle birlikte odadan hızlıca çıktım.

Mahmut Amca sayesinde derse geç kalmamıştım. Çantamı dün okulda bıraktığım için Melis'i bulmam gerekiyordu. Sınıfta olduğunu düşündüğüm için doğruca sınıfa çıktım ama orada değildi. Telefonunu da açmamıştı ve kantinde ve tuvalette de değildi. Meraklanmaya başlamıştım çünkü Melis sürekli devamsızlık yapan bir öğrenci değildi.
Melis'i hiçbir yerde bulamamıştım ve çantam da ortalarda yoktu. Bu yüzden ilk dersi ekmeye karar verdim ve zil çalmış olamasına rağmen bahçeye çıktım.

Herkes derste olduğu için bahçe bomboştu. Kenardaki banklardan birine oturup etrafımı seyretmeye başladım. Bahçenin pek ilgi çekici bir yanı yoktu ama yine de oturmaya devam ettim.

Dersin bitmesine on beş dakika kala iki kişinin konuşarak ön bahçeye geldiklerini fark ettim. Arka bahçeden geliyorlardı ve fısıldayarak konuşuyorlardı. Kim olduklarını anlamam uzun sürmemişti. Bunlar Ateş ve Melis'ten başkası değildi. İlk derse girmeyip arka bahçede neler yapıyorlardı acaba?

Oturduğum yerden kalktım ve onları yakalamak için hızlı adımlarla yürüdüm. Birisinin onları takip ettiğini anlamış olacaklar ki yürümeyi bırakıp olduğum yere bakmaya başladılar. Oldukları yere vardığımda beni gördüklerine şaşırmamış gibi duruyorlardı. Eğer gizli saklı bir iş yapıyor olsalardı biraz bile olsa telaşlanırlardı ama oldukça sakin duruyorlardı. Hatta Melis beni gördüğü için mutlu olmuşa benziyordu.

Kurtadamın İmkansızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin