BVBY 4

1K 72 90
                                    

Balkonda çayımı yudumlarken aklımda dün gece olan olaylar vardı. Adam beni denize atıp kaçmıştı. Olayın aklıma gelmesiyle yine sinir olmaya başlamıştım. Gözlerimi kapatıp sakin kalmaya çalıştım.

Bardaktaki çayımı bitirdikten sonra ayağa kalktım. Balkondan çıkacağım sırada yüksek sesli müzik çalmaya başlamıştı. Sesin aşağıdan geldiğini farkettim. Bir araba radyosundan geliyordur diye düşünüp uyarmak için balkon korkuluklarına yaklaştım. Ama garip olan şey ortalıklarda hiç araba yoktu, onun yerine küçücük bir çocuk çadırı vardı. Gülümsedim.

Sokağın ortasına çadır kurmuşlardı. Çocuk çadırı olduğuna göre içerisinde bir çocuk olmalıydı.

Arkamı dönüp gideceğim sırada çalan müziği hatırlamıştım. Bu müzik başıma musallat olan adamın mırıldandığı müzikti.

Şüpheyle gözlerimi kıstım. Çocuk çadırının içinden o adam çıkmazdı herhalde diymi?

Gözlerim kocaman açılmışken ayağımı sinirle yere vurdum ve koşarak balkondan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Çadırın önüne geldiğimde fermuarını tutup indirdim. Karşımda uyku tulumuna uzanmış bir bacağını diğer bacağının üzerine yatay bir şekilde uzatmış elinde pamuk şeker ile duran bana musallat olan deli vardı.

Ağzım şaşkınlıktan kocaman açılmışken hiçbir tepki vermeden birkaç saniye bana bakıp daha sonra sanki burada değilmişim gibi davranarak rahat bir şekilde pamuk şekerini yemeye devam etti.

Bu adam kesinlikle manyaktı.

"Ne halt ediyorsun burada" dediğimde hiçbir şey demeden sanki çok önemli bir iş yapıyormuşçasına pamuk şekerini dikkatle yemeye devam etti.

Oflayıp başka soruya geçtim.

"Dün gece beni denize attın!" Diye tısladım. Birden uzandığı yerden doğrulunca çadır küçük olduğu için başını çadırın tepesine çarpmıştı. Daha sonra hemen kendini toparlayıp yanında üzerinde bir şeyler yazılı olan kağıdı eline aldı ve bana verdi.

Üzerinde "korktun mu" yazıyordu. Kaşlarımı çatıp gözlerine baktım. Tam ağzımı açıp cevap verecekken elindeki kalemi bana uzattı.

Derin bir nefes alıp bu küçük saçma oyununa uydum ve kalemi elinden alıp cevabımı kağıda yazdım.

"Korkmadım ama sinirlendim. Gecenin bir yarısı beni suya attın ve kolumu kayalıklara sürüp koşarak kaçtın" yazdım.
Kağıdı ona vermemi beklemeden elimden tutup çekti ve merakla okumaya başladı. Okuduktan sonra bana bakıp sırıttıktan sonra kağıdı buruşturup suratıma fırlattı ve hemen sonra yere uzanıp bir ayağını diğer bacağının üzerine koydu.

"Ne yapıyorsun ya" diye cırlasamda hiç umursamadan ikinci pamuk şekerini açmaya başladı.

Derin bir nefes aldım. Karşımdaki kişi madem çocukça davranıyordu o zaman bende ona uyum sağlardım.

Elindeki pamuk şekerini kapıp eve doğru koşmaya başladım.

Arkama baktığımda onunda çadırdan koşarak çıktığını farkettim.

Gülerek adımlarımı hızlandırırken evin kapısına gelmiş anahtarla açıyordum. Tam kapıyı açıp içine girip kapatacakken eliyle kapıyı tutup ittirdi ve evin içine girip kapıyı kapattı.

Gözlerim korkudan açılmışken pamuk şekeri hemen ona uzattım ve "özür dilerim... yalnızca şaka yapmak istemiştim" dedim hızla.

Uzattığım pamuk şekeri alıp bir ısırık aldıktan sonra yüzünü buruşturup tekrar bana uzattı.

Şaşkın bakışlarla elinden pamuk şekerini aldım.

Durup etrafına bakındıktan sonra ilerledi ve benim kalktığım koltuğa uzanıp üzerini örttü.

Ne yaptığına anlam vermeye çalışırken sanki bir şey unutmuş gibi gözlerini açıp bana baktı ve koltukta biraz geri gidip yer açtıktan sonra eliyle gelmemi işaret etti.

Kaşlarımı çattım. Tabiki gitmeyecektim.

"Hayır gelmeyeceğim ve sende evimden çıkacaksın. Seni tanımıyorum, ismini bile bilmiyorum ama sen beni yanına çağırıyorsun" dedim öfkeyle.

Son derece sakin bir şekilde "Yağız" dedi ve bana açtığı yeri koltukta biraz daha yerleşerek doldurduktan sonra gözlerini kapattı.

Bense ilk defa konuştuğuna mı şaşırsam, ismini söylediğine mi şaşırsam yoksa evimde, benim koltuğumda uyuduğuna mı şaşırsam bilememiştim.

Merhaba canlarım. Bu bölümde garip adamımızın isminin Yağız olduğunu ve konuşabildiğini öğrenmiş olduk:)
Bu arada kızımızın ismide Eylül onuda söylemiş olayım. Neyse yb'de görüşürüz:):):)

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin