Üç gündür evden çıkmıyordu.Düşünmekten beyninden buharlar çıkıyormuş gibi hissediyordu.Her şeyi anlamanın tek bir yolu vardı ve evde oturmak kesinlikle yardımcı olmuyordu.
Üzerini değişip restoranın yolunu tuttu.İşe garsonla konuşarak başlayacaktı.Aiden ve garson birbirlerini tanıyorlardı,bundan emindi.Bu düğüm bugün çözülecekti.
Restorana vardığında ilk dikkatini çeken şey kocaman bir reklam afişi oldu.Şöyle yazıyordu;
" İddia ediyoruz, GÖZLERİNİZE İNANAMAYACAKSINIZ ! "
Merak uyandıran bir afiş olduğu kesindi.Köşeyi dönerek giriş kapısından içeri girdi.Kapının kenarları gerçek görünümlü ağaçlarla süslenmişti.Bu ağaçlıklı yol restoranın ortasına kadar sürüyordu.Masalar azaltılmış,mekan ferahlatılmıştı.Masaların bulunduğu bölümler yalıtılmış gibi duruyordu,sanki kişiye özel alanlar yaratılmış gibiydi. Her masa farklı renk bir ortamla bütünleştirilmişti ; sarı,kırmızı,mavi,yeşil,.. Doğadaki her renk burada kendisine bir yer bulmuş gibiydi.Göz alıcıydı.
Etrafta konuşabileceği birileri vardı ancak küçük pembe bir masayı gözüne kestirmişti.İki kişilik bir masaydı ve üzerinde beyaz papatyalar vardı.Masaya yaklaştıkça attığı her adımda ayağının kenarında papatya şeklinde ışıklar yanıyordu.Sandalyeyi çekip oturdu.Normal şartlarda hafif müzik eşliğinde bir yemek ne kadar keyifli olurdu.
Elinde menü olan kısa boylu bir garson ona doğru geliyordu.
-Hoşgeldiniz efendim. Bekleyeceğiniz biri yoksa siparişiniz için size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
Ella samimi bir mutlulukla gülümseyen garsona baktı.Gözleri pembenin sıcacık bir tonuydu.Bakarken insana gariplikten çok sıcaklık hissi veriyordu.Kırmızı gözlü garsonu aramasına gerek kalmadığını anladı.
-Şey,sizinle biraz konuşabilir miyiz acaba bay.. ?
-David,bayan.
-Lütfen oturmaz mısınız ?
-Sizi dinliyorum.
-Bakın,nereden başlayacağımı bilemiyorum bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi soracağım.Gözleriniz pembe mi ?
-Evet bayan.
-Peki bu nasıl mümkün olabiliyor ? Ben daha önce de kırmızı gözlü bir garson gördüğümden oldukça eminim ve açıkçası bu olanlar biraz tuhaf.
Garson kıkırdadı.
-Restoran yeniden dekore edilirken patronun aklına bir fikir geldi.Garsonlar her masanın bulunduğu bölüme uygun lens takarlarsa oldukça dikkat çekici olabilirdi.Aslında siz misafirlerimizi önceden uyarmak için bir afiş de yaptırdık ama yine de şaşırtıcı olduğu konusunda hemfikirim bayan.
-Yani bütün bunlar..
-Evet,restoranın yeni yüzünün bir parçası.Bay Aiden'ın reklamcı olması hayli işe yarıyor.
-Restoranın sahibi Aiden mı?
-Tanıyor musunuz ? Ne hoş. İsterseniz kendisine haber vereyim,sanırım bu akşamı burada geçirecekti.
-Hayır hiç gerek yok. Ben sadece geçerken uğramıştım.Aslında hiç vaktim yok.Gerçekten.Çok teşekkür ederim,her şey için.İyi akşamlar.
-İyi akşamlar bayan Ella.En yakın zamanda yine bekleriz.
Hemen masadan kalktı.Çıkış kapısına doğru koşarcasına yürüdü.Basına görüntü vermek istemeyen ünlüler gibi kapüşonunu başına geçirdi.Kendini rezil olmuş hissediyordu.Çocukken çok mu çizgi film izlemişti acaba, bu hayal gücünün kaynağı neydi ?
Çıkarken afişe tekrar baktı.
" İddia ediyoruz, GÖZLERİMİZE İNANAMAYACAKSINIZ ! J "
Güldü.Evet inanamıyordu.Pembe gözlü garson fikri şimdi çok komik geliyordu.Diğer renkli gözlü garsonları da görmek ve gülmek isterdi.Garson yine bekleriz demişti ama bir daha gelebileceğini sanmıyordu.
Bir dakika.Garson ona adıyla hitap etmişti.Adını söylemiş miydi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATHFINDER
FantasyBir anlık sessizlik oldu.Sonra ikisi birden kahkahalarla gülmeye başladılar. -Yani şimdiye kadar her şey normaldi ve birden olağanüstü oldu öyle mi ? Ella,yüz yıl da geçse senin beyninin işleyiş şekline alışamayacağım. -İşte sonunda beni de delirtti...