Her Şey Şimdi Başladı!

277 6 1
                                    

Bi söze nasıl başlanacığını pek bilmem. Hayatım boyunca hissettiğim saçma duygular bi yana, hayatımda bugün olduğu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum. Yazmak kavramı benim için çok şey hissettirmiyor. Bu yüzden genelde hep konuşarak dertlerimi, sıkıntılarımı paylaşırım ama bu seferki sıkıntı değildi.  Üniversiteye bu sene başladım. Bi şanstır ki arkadaşlarımla birlikte Oxford  Üniversitesi'ni kazandım. Arkadaşlarım Serra, ben ve Hira bütün bi kışı Amerika'de, tek başımıza ve bi evde geçireceğiz. Bu bi çılgınlık olacak. Babamin sayesinde ben şuan totomu devirmiş, Amerika tarihi içeren ultra lüks bi dairede camın karşısında yatıyorum. Kulaklığımda Emy Winehouse'ın efsanevi şarkılarından biri çalıyodu. Gözlerimi kapamış koca bi senenin hayalini kuruyodum. Tabii ki eve bağımlılığım olmadığını bilen babam beni her akşam hatta her an görüntülü olarak arayacağını biliyodum. Bunu düşününce içime bi sıkkınlık basmıştı. Eğer annem bizi ben 2 buçuk yaşımdayken terk etmeseydi belki de bunların hepsini gözü yaşlı görecekti. Şuan nerede olduğu ve ne halt yaptığı hakkında hiç bi fikrim yok ama şundan eminimki düşünceleri bizden çok uzak bi yerlerde. Yani bizi merak etmediği için 100$ bahse girebilirim. Annemin yokluğunu hissetmemek için sanırım, babam biriyle evlendi. Adı: Derin. Babam hayatımdaki en önemli erkek. Benim için her an her şeyi yapabilir. Bunu biliyorum. Şuan durumu pek iyiye gitmeyen Rüya Holding'in yöneticisi, patronu, sahibi kısacası beyni. İşlerini toparlaması gerektiğini o da benim kadar iyi biliyor. Neyse, eğer ailenin diğer fertlerine değinecek olursak sevdiğim kişi arasında bulanan Derin: O gerçekten harika biri. Onun da problemleri var. Geçtiğimiz sene kronik bir kansere yakalandı. Bu sene tedavii için o da Amerika'da. Klasik adıyla 'yol yorgunluğu' üzerimdeydi. Bunları düşünürken biraz uykuya daldım. Telefonumun çalmasıyla koltuktan yere düşmem bir oldu. Sağ omzum acımıştı. Arayan babamdı. Uykulu bir ses tonuyla:

- "Efendim"

- "Rüya,uyuyor muydun tatlım?"

- "Hııhııım" gözlerimi açamıyordum.

- "Hadi gözlerini aç,silkelen ve kapıya doğru git canım."

- "Tamam, bekle..." "Kapıda beni ne karşılayacak?"

- "Sadece yürü."

- "Tamam." elimi kapının kulbuna koydum ve yavaşça çevirdim. Kapıyı açtığımda Serayla Hira ellerinde 5'er pizza kutusuyla bana bakıp sırıtıyorlardı.

- "Çok pisliksiniz." dedim içten içe sarılmak istiyodum ama önce telefonu kapatmam lazımdı. "Baba, harikasın. Seni seviyorum canım ben iyiyim zaten akşam yatarken görüntülü ararım seni. Merak etme biz iyiyiz. Hadi öptüm senii." diyerek babamın konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattım ve kızlara dönüp:

- "Davetiyemi bekliyosunuz?" dedim gülerek. Pizzaları kapının hemen yanındaki büfenin üstüne koyup, bavullarıda duvarın önüne koydum ve:

- "Siz önceden getirmediniz mi eşyalarınızı?"

- "Iıım bebeğim... Oha harika bi yer burası" diyerek salona doğru yürüdü Sera. Hira'da onu onayladı.

- "Kesinlike katılıyorum. Siz üstünüzü değiştirin rahat bişiler giyin ben de bu enfes kokan pizzalarıı koyup salona geçelim." dedim. İçimde anlatılamaz bi mutluluk kalp atışlarımı artırmaya devam ediyordu. Onlar varken, kimsenin bu mutluluğumuzu bozmasının imkanı yok diye düşünüyordum.

Hira valizlere dooğru yönelirken, Sera eve bakmaktan kendiini alamıyordu.

- "Hadi amaa" dedim Hira'ya şakayla karışık. Gülümseyip kendini evin edasından kurtardı. Hira:

- "Rüya, bence biz Hirayla aynı oda da kalalım sen de kendi odanda kalırsın eşyaların da fazla kalanını giyinme odasına yerleştiririz. Bi daha iş çıkmaz hem bence." diye bana seslendi.

- "Bence üçümüz bi arda kalalım isteyen istediği zaman kendi odasına geçer bebeğiiim" "Hadi daha giymediniz mi üstünüzü." diyerek mutfaktan seslendim.

Pizzaları koyarken camdan dışarı bakıyordum ve bi anda önü dantelle süslenmiş buz mavisi kot gömleğime pizza sosu bulaşmıştı. "Hadi amaaa! Olamaz ya of!" dedim aksiliklerime katlanamıyordum ama herkes benim aksiliklerime bayılıyordu. Özellikle de eski sevgilim olan Doruk. Onu gerçekten çok seviyodum. Neyse:

- "Bu kadar pizzayı kim yicek acaba?" diye seslendim kızlara. Sorumun cevabını alamadım arkamı döndüğümde Hira mor t-shirt'ünü giyerek mutfağa giriyordu. Kafasını yakasından geçirir geçirmez gülümseyerek:

- "Ben" dedi

- "Hmm tamam o zamn az bile almışsınız" dedim gülerek. "Biz sarılmadık siz geldiğinizden berii." dedim ve elimdekileri bırakarak Hirayla uzun sarılmamıza başladık. Sapık gibi kokusunu içime çektim. Onu çok özlemişim:

- "Biraz daha sarılırsak sana aşık olucam." dedi ve nihayetinde kollarımızı birbiriizin üstünden çektik. Bende tezgaha döndüm. "Pizzalar soğudu lan." dedi o da bana yardıma koyuldu.

- "Serraa!" diye bağırdım.

- "Bi dakka tuvaletteyim. Şimdi geliyorum durun." diye bana seslendi.

- "Ne tuvaletmiş arkadaş, yap yap bitmedi" dedim ve mutfaktan kahkahalar yükseldi. Sera'nında gelmesiyle salona geçip pizzaları yemeye koyulduk yemek bittikten sonra televizyondan en popüler şarkımızı açtık: Lana Del Rey-West Coast...

Saat gece 3 buçuğu gösteriyordu:

- "Artık uyuyalım mı?" dedim gözlerim kapalı. Yine bi araya toplanıp koyu sohbetlerimizin esiri olmuştuk.

- "Bence deee" dedi Hira. Ben bardakları Serra da tabağı alıp mutfağa koyduk.

Yatmadan önce üçümüz de lavobaya girip bi arada dişlerimizi fırçaladık ve yine Hira'nın saçma hareketleriyle lavobodan kahkahalarımız yükseldi. Ağzımı çalkalayıp iyice temizledikten sonra benim odamda toplandık. Çift kişilik yatağımın yanına odadaki diğer yatağıda koyduk. Pijamalarımızı da giyince müzik açıp, uyumak üzere yatağın önündeki pufa çıkıp yatağa atladık. Güzel bir JB şarkısıyla uykuya saat 04:00'da daldık.

İşte bu andan itibaren Amerika Hayatı'mız başlamıştı...

Her Şey Şimdi Başladı!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin