Multimedya: Sedef'ten bir gif.
Hani bir söz vardı: "Battı balık yan gider." diye. Hatırladınız mı? O söz birazdan yapacaklarıma öylesine uyuyordu ki! Bir şeyi ya tamamen batırırdım ya tamamen mükemmel yapardım. Bende ortası yoktu ve bu yüzden genelde zararlı çıkan ben olurdum.
Ben aşırı sakar, yeri gelince pot kıran, bazen aklında bakla ıslanmayan biriydim. Nadir ama yerinde olurdu bunlar. Turp renginden, domatese, oradan patlıcana dönen rengimle betim benzim atmıştı. İsim verirken, hem de merdivenlerde otururken, ne düşünüyordum ki? İsim verip Atakan'dan kurtulacağımı mı sanıyordum? O kadar plansız hareket etmiştim ki, sonuçlarını göz ardı etmiştim. Aslına bakarsak, ben hiç kimsenin duyacağını düşünmüyordum.
Atakan da ne yapacağını şaşırmıştı, ellerimin titremesini bile sonradan fark etmiştim. Tırnaklarımı avucuma bastırıp titremelerini engellemeye çalıştım. İlker boğazını temizleyip yerdeki kitaplarını toplamaya başladığında bir şey demem gerektiğini hissediyordum. Yoksa çocuk yanlış anlayacaktı, yok mok desem Atakan kızacaktı yalan söylediğim için ve bu sefer doğruyu söyleyene kadar benimle konuşmayacaktı.
"İlker," diye seslenip ayağa kalktım. Amacım onu köşeye çekip Atakan'a şaka yaptığımı söylemekti. Merdivenlerden inip yanına gittim ve kitapları toplamasına yardım ettim. "Biraz konuşabilir miyiz ikimiz?" dedim ama İlker bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Hadi ama, daha önce biri sana hiç mi böyle yaklaşmadı?
Atakan'ın peşimden geldiğini görmemiştim. "Burada konuşun Sedef," derken İlker'in tepkisini ölçüyordu. İlker, Atakan kadar heybetli olmasa da bir erkeğe göre iyi duruyordu. Sana ne çocuğun nasıl durduğundan?! İçimden kendi kendimi ayıplayıp İlker'in arkasından ayağa kalktım. "Biz yalnız konuş-" derken Atakan lafımı kesti. "Sedef, burada dedim."
İlker'e bakıp dudağımı ısırdım. Ne diyecektim, Allah aşkına? İki ucu boklu değnekti. İlker'e yanlış anladın desem Atakan köşeye çekip sorgulayacaktı; hoşlanıyorum diyecek olursam İlker işin aslını merak edecekti. Bu sefer büyük sıçtın kızım, temizle bakalım.
Ama ağzımdan çıkanlar temizlemek yerine ortalığı tekrar karıştırdı: "İlker böyle duymanı istemezdim ama doğru." Amacım dışında ağzımdan çıkanlar ortaya dökülüp askıda kaldı. İlker üstüne alınmak istemiyormuş gibi duruyordu, Atakan bu yaptığıma inanamıyordu. Ki Atakan'a bir ortak da ben vardım. Sahi, ben ne yapıyordum?
Atakan, "İlker söylesene koçum bir şey?" derken İlker adeta lâl olmuştu. Atakan'a dönüp kolunu tuttum. "Sen bize izin verir misin?"
Yediğim haltı Atakan başını sallayıp gittiğinde, İlkerle baş başa kalınca daha iyi anlamıştım. İlker böyle bir şeyi beklemediği için bana tedirgince bakıyordu. "Neden öyle bakıyorsun?" derken kendimi yerin dibine geçmiş gibi hissediyordum. "Şey, Sedef'ti değil mi?" derken sesi çok kibar çıkıyordu. Başımı salladım. "Sedef, ben senden böyle bir şey asla ve asla beklemezdim. Zaten seninle ilk defa bu kadar yakınım, nasıl oldu bu?"
Yediğin haltları, söylediğin yalanları, arkadaş kandırmalarını açıkla bakalım Sedef hanım, nasıl açıklayacaksın?
Kendi içimde doğruyu mu söylemem gerektiğini yoksa yalana mı devam etmemi tartışırken vicdan azabından içim kavruluyordu.
Yaptığım haltı temizlemek yerine "Neden benim gibi biri sevemez mi?" demiştim. Hangi ahmaklıkla bunu söylediğimi, söyleyebildiğimi kestiremiyordum. Sadece içimde onun dediği kelimeler yankı yapmıştı ve sanki bir ucubenin kendisini sevdiğini öğrenmiş gibi bakıyordu. Ucube olduğumu düşünmüyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battı Balık Yan Gider
Literatura FemininaEn yakın arkadaşımı seviyordum ama bu arkadaş sevgisinin çok daha ötesindeydi... O yanımda başka kızların hayaliyle yaşarken, ben onun için ömür tüketiyordum. Defterimi açıp kalemimi elime aldım. Ona anlatamadığım yüzlerce hatta binlerce satırdan b...