Gözlerimi açtığımda güneş doğmuştu. Bugün onunla konuşacaktım ama nasıl? Telefonum ondaydı ve bana nasıl ulaşacaktı?Madem kendisi konuşmak istiyor bir çaresini bulur herhalde. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Kısa bir duş iyi gelecekti.
Banyodan çıktıktan sonra yatağımın toplu olduğunu gördüm. Ah canım annem..Hemen dolabıma yöneldim ve kıyafetlerimi karıştırdım. Ne giysem acaba?
Beyaz gömlek altına da siyah dar paça bir pantolon çıkardım.
Bunları hemen üzerime geçirip saçlarımı kuruttum. Telefonumu da arka cebime yerleştirip odamdan çıktım.
Kahvaltı masası yine harikaydı. Annem çayları doldururken babam gazetesini okuyordu.
"Günaydın,dünyanın en güzel annesiyle en yakışıklı babası"deyip ilk önce annemi sonra babamı öptüm. İkisi de gülümseyerek karşılık verirken masaya oturdum.
"Anneciğim bu sofra yine ve yine harika. Ellerine sağlık."
"Afiyet olsun kuzum"deyip gülümsedi.
"Hadi salih,bırak şu gazeteyi de kahvaltını et."dedi annem.
Babam bir şey demeden gazeteyi bırakıp kahvaltıya başladı. Canım babam ne güzel de söz dinlermiş.
Tam ağzıma salatalık atacakken kapı çaldı.
"Ben bakarım."deyip ayaklandım.
Kapıyı açtığımda karşımdakiyle hangi duyguyu hissetmem gerektiğini bilmiyordum.
Yiğit.
Karşımda yine siyahlara bürünmüş ve gülmeyen yüzüyle bana bakıyordu.
"Çekilecek misin artık?"kaba saba herifin tekiydi.
"Pardon,ben şaşırdım da biraz."
"Neden şaşırdın? Dün akşam ben sana konuşacağımızı söylemiştim."dedi.
"Annemler içerde,şu an olmaz."
"Merak etme,annenlerin içerde olduğunu biliyorum."deyip beni kenara itince kendine yolu açmış oldu.
Hayvan herif. İnsan biraz kibar olur.
Ben de kapıyı kapatıp arkasından gittim. Annemler Yiğit'i görünce ayaklandılar.
"Hoşgeldin oğlum"dedi babam tebessüm ederek. İyi niyetli babam benim.
"Hoşgeldin yiğitcim."dedi annem de.
Yiğit de kafa sallayarak karşılık verdi.
"Buyur gel otur kahvaltı et bizimle."dedi annem.
"Yok teşekkür ederim ben Güneş için geldim."inşallah yanlış bir şey söylemez bu katil.
Annemle babam bir anlık birbirine bakıp sonra Yiğit'e çevirdiler bakışlarını. Şaşırdılar tabii.
"Yani,Merve ile Güneş bugün buluşacaklardı. Biliyorsunuz Merve piyano çalıyor ve Güneş ona yardım ettiği için şimdi de yanında istiyor. Malum yarın büyük gün,yarışma var ve çalışıyor."dedi yiğit.
Sonra Yiğit bana dönüp"değil mi,Güneş?"dedi imalı bir şekilde. Tabii yüzü bana dönük olduğu için annemler görmedi.
"Evet,tabi,doğru yani yanında olmalıyım sonuçta. Merve şimdi heyecanlıdır. Babacığım gidebilir miyim?"dedim.
"Peki,madem öyle diyorsunuz. Git bakalım."dedi. Neden izin verdin ki baba ya. Ya beni de öyle gömerse. Allah'ım düşünmek bile istemiyorum.
"Ama önce bir şeyler yiyin."dedi annem.