Ellerine sağlık

4 0 0
                                    

Merhaba :)
uzun bir bölüm oldu..
İnşallah bölümleri beğeniyorsunuzdur. Düşüncelerinizi benimle paylaşmadığınız için gerçekten üzgünüm.. Sevgilerimi ve saygılarımı sizlere ileterek bölüme geçiş yapıyorumm.. Sevgiyle kalın :)

------------------

1 AY SONRA

Hayat çok acımasızdı. Gerçekten çok acımasızdı. 1 ay önce,annemle babam gözlerimin önünde can verirken kalakalmak,hiçbir şey yapamadan hayattan kopmak çok acıydı. İnsan sevdiklerini kaybedince anlıyormuş. Bu çok doğru! Milyonlarca kişi ve benim tarafımdan onaylanmış bir şeydi bu. Canım çok acıyor..Sanki kollarım,ayaklarım,gözlerim,hiçbir şeyim yokmuş gibi hissediyorum. En çokta kimsesiz gibi hissediyorum. Gerçi bu cümledeki 'gibi' fazla. Ben zaten kimsesizdim. Annemle babamı öldürenler ise hâlâ bulunamadı. Kim yapar böyle bir şeyi? Benim annemden babamdan ne istemişlerdi? Beni yetim bırakmaya,öksüz bırakmaya kimsenin hakkı yoktu. Ama yaptılar işte. Annemi babamı aldılar benden..

1 ay boyunca ben,ben değildim. Zayıflamıştım,kimseyle doğru düzgün konuşmuyordum. Gerçi benim annem ve babamdan başka kimsem de yok sayılırdı. İnanmayacaksınız ama bu süreçte Yiğit,sürekli benimleydi. Ne zaman ağlasam elleri gözyaşlarımı siliyordu. Hiçbir şey yapmadan sadece yanımda oturuyordu. Bir şey konuşmadan saatlerce otururduk. Şimdi olduğu gibi! Şu an da yine yanımda oturuyordu. Ve ben onun evindeydim. Kızıyla Aysun ablanın kaldığı evde..Ama evde sadece biz vardık. Yiğit, Aysun ablayla Zeynep'i dışarı göndermişti. Bu arada Zeynep beni hiç görmedi. Sözde onun annesi olacaktım. Bu halde nasıl olacaksam artık. Kendi annemi kaybettim,başka bir çocuğa annelik yapacaktım. Yiğit, henüz Zeyneple beni karşı karşıya getirmemişti. Yani Zeynep benden habersizdi. Sanırım Yiğit, ya unuttu ya da uygun zaman bekliyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Konuşmaya ilk ben başladım. Annemle babam her ne kadar ölmüş olsalar da hayat devam ediyordu ve onlar da böyle isterlerdi.

Yiğit sanki hiçbir şey dememişim gibi dönüp bana bakmadı bile. Gözlerini bir noktaya sabitlemiş,hayatını orada yaşıyordu sanki.

"Yiğit.." tekrar seslenip bir yandan da elimi hafifçe koluna koydum bana dönmesi için.

Bu sefer dalgınlığından kurtulup bakışlarını bana çevirdi. Gözleriyle bana 'efendim' diyordu sanki.

"Daldın gittin? Kimsesiz kalan benim ama,hayattan kopuk olan sensin. Bu işte bir terslik var sanki?"

"Sen kimsesiz değilsin,Güneş." Aslında kurduğu cümle çok güzeldi. Ama ben gerçeği biliyordum ve kendimi kandırmak gibi bir huyum da yoktu.

Acı bir tebessüm edip gözlerimi gözlerinden çektim.

"Öyle mi? Kimim var peki,söyler misin?"

"Kısa bir sürede de olsa Aysun ablayı tanıdın ve hep senin yanındaydı."

Doğruydu. Aysun abla sürekli yanımdaydı. Her saat,her dakika bana destek oluyordu.

"Başka?"

Sanırım başkası da yoktu. Bir Aysun abla vardı.

"O seni daha tanımıyor ama,Zeynep de var." Zeynep mi? Evet zeynep. Kızım olacak kız. Belki de beni çok sevecek,belki de benden nefret edecek.

"Zeynep demişken,bizim annelik oyunu ne oldu?"

"Kendine biraz zaman ver istersen.."

"Hayır. Artık hayata dönmem gerek. İşime dönmem gerek. Annemle babam da böyle olsun isterlerdi eminim. Yarın,Zeynep beni görmeli ve biz başlamalıyız. Sana söz veriyorum,Zeynep'e anne sevgisini vermeye çalışacağım. Ben annesizliği biliyorum ama Zeynep'in bu acıyı bilmesini istemiyorum. Gerçi bu yaşına kadar neler yaşadı bilmiyorum ama bundan sonra,mutlu bir çocuk olmasını sağlayacağım. Zaten bu hayatta kimsem de kalmadığına göre,Zeynep benim en iyi dostum olur."

ANDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin