5*Mum Işığında Beklemek

513 129 109
                                    

O günü, seni merhametle, beni umut ve hayallerle yaşatmıştım. Mazi aklımı delip geçerken uykumu da esir alıyordu. Ama uykuya dalarken mazi bir mızrak gibi kalbimi delerek uyumama izin vermiyordu. En sonunda göz yaşımla son vermiştim bu acıya.

Sabah Miya'nın sesiyle acıyla yanan gözlerimi açabildim. Başımda durmuş, bana bakıyordu.

" Canım iyi misin?"

Kendime gelerek yataktan kalktım. Ve gülümseyerek arkadaşıma baktım.
"Evet iyiyim, neden iyi olamayayım. Bu arada günaydın güzel melek."

Bu tuhaf ruh halimi görünce küfretmemek için kendisini tutuyordu. Tabi kaç yıllık arkadaşım alışmıştır bana. Hemen kollarını omuza atarak yatağa oturttu beni. Sonra kendiside yanıma oturdu.

"Bak kanka, biliyorum ya da bilemiyorum nasıl bir ruh halindesin. Ama benle konuşmak zorundasın."

"Sabah sabah niye ne konuşacağız?"

"Su biliyorum hiç beklemediğin şeyler oldu. Ama daha hiç bir şey bilmiyorsun ve anlatmak zorundayım. Fır-"

"Lütfen onun adını ağzına alma. O konu bitti yanıp kül oldu. Eğer daha fazla uzatacaksan, biliyorsun ki bu durumda neler yaparım."

Hemen ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledim. Tabi bayat Miya arkamdan cırlıyordu.

"Ah be kanka, neden böyle yapıyon!"

Daha fazla dinlemeden, banyonun kapısını örttüm. Artık hiçbir şey duymak istemiyorum, zaten mazi bir türlü peşimi bırakmıyor. Ne olucaksa olmuş bitmiş. Kapının arkasında yaslandığım gibi geri çekilip derin nefes aldım. Benim bir hayatım, işim, düzenim var.
Kendime gelerek elimi yüzümü yıkadım. İşimi bitirdikten sonra lavabodan çıktım.

Maya odasındaydı galiba. Sesi gelmiyordu ortalıkta. Rotamı mutfağa çekerek kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün kendimde olmam lazım. Aklıma ne geliyorsa yapmaya başladım. Elim durmuyordu çünkü aklımı meşgul etmem lazımdı.

"Oooo, hayırdır misafir mi var sabah sabah!"

"Ne misafiri ya?"

"Farkında mısın sen naptığından! Bu kadar kahvaltı kime yapıyorsun?"

Öyle söyleyince naptığımın farkına varmaya çalıştım. Kahvaltıyı sanki baya abartmışım. Yani yok yok basbayağı abarttım.

"Ne bileyim ya! Canım çekti her şeyden, öyle yapayım dedim. Bunu yaptığıma şükret. Başka yerde bulamazsın ha!"

"Halla halla, canın çekti öyle mi? Pardon sen kimi kandırıyorsun. Bak doğru söyle, kafan çok karışık naptığını bilmiyorsun ve bu durumu ben çok iyi biliyorum."

"Kafana göre takıl karışmıyorum sana ve sende bana karışma bu süre zarfında." Bunu gülerek söylemiştim ama sesim çok acınası çıkmıştı.

MAZİNİN KÖSTEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin