Genç kız saatler olmasına rağmen hâlâ otobüs terminalinde hızla sağa sola koşan insanları izliyordu. Bu hep böyle devam etmedi, bir süre sonra kendisini ele geçiren düşünceleri ile baş başa kaldı. Olduğu yeri sadece sessizlik ele geçirmiş gibiydi. Yalnız ona mahsustu bu sessizlik. Onun ve geçmişi için, yaşadıkları için, hayal kırıklıkları için ve kalbine dağılan nefreti için.
Usul usul akmaya başladı inci taneleri zarar vermeksizin. Genç kız elinin tersiyle onları sildi. Yoksa hepsi firar etmeye hazırdı. Bu sahne tanıdık oldukları sahnelerden biriydi. İstemsiz bir şekilde sürekli akıyorlardı.
Sonra yavaş bir şekilde saatlerdir oturmuş olduğu banktan kalktı. Kalkerken bile ağır yükler taşıdığı belliydi, omuzları sürekli öne doğru kıvrılırdı korkakça. Bu yükü daha ne kadar taşıyabilecekti. Hem daha ne kadar dinmeyen bu lodosa karşı alabora olmamak için direnecekti.
Evet ve nihayet son buluyordu. Daha bir kaç adım atamadan bedeni soğuk zeminin kollarına atıldı. Ağlamaktan bitap olmuş gözleri uykuya ya da ölüme teslim olmak üzereydi. Kimse ağlamaktan ölmezdi herhalde. Bunu düşünürken dudakları alaycı bir şekilde kıvrıldı. Kalabalık yaklaşıyordu, etrafı yüzlerce insan suretiyle kuşatıldı. Hepsinin sesi genç kızın kulağına boğuk bir şekilde ninni gibi geliyordu. Gözlerini gökyüzüne sabitledi. Geceyi süslüyen yıldızlar sanki kulağına bir şeyler fısıldıyorlardı.
"Aramıza hoşgeldin."Artık gözleride yorgun düştü, düşünceleride. Göz kapakları kepenkleri indirirken bir gözyaşı daha firar ederek, genç kızın yanağında kendi yolunu çiziyordu.
Son bir yıldız kaydı ve son bir gözyaşı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEVÎ
Teen FictionOnun yanağından bir damla yaş süzüldü fakat tuzu adamın kalbini yaktı... Kadın bir melekti. Adam ise cehennemin ta kendisi ve nefretin zehirli tohumudur.